Kamu yayıncılığı
Bu haftaki yazı konumuzun öznesi TRT TÜRK logosuyla yayın yapan “TÜRKİYE RADYO VE TELEVİZYON KURUMU.
Kısaca TRT.
Bu uzun ismin müsebbibi ben değilim.
Yazıya devam ederseniz açıklayacağım.
19 Mart, 2025’te İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve çalışma arkadaşlarının önce göz altına alınması ve sonrasında da tutuklanması nedeniyle olağanüstü günler yaşıyoruz.
İmamoğlu’nun partisi CHP, bu işlerin hukuksuz olduğunu iddia ederek geniş tabanlı bir eylemler başlattı.
(Değerli okur MASAK raporunu ve sorgu tutanaklarını okuyan birisi olarak, tutuklamalara neden olan iddiaların hukuka uygunluğu konusunda benim de ciddi endişelerim var.)
Önce Saraçhane’de yüzbinlerin katılımıyla bir hafta boyunca gece mitingleri düzenlediler.
Üstüne yine yüzbinlerin katılımıyla, 29 Mart Cumartesi günü İstanbul’da Maltepe meydanında gösterişli bir miting yaptılar.
Bu mitinglerin de etkisiyle İBB’ye kayyum atanması yerine, CHP grubundan bir meclis üyesi İmamoğlu’nun yerine başkan vekili seçildi.
Parti üyesi dışındakiler için kurulan dayanışma sandıklarıyla ön seçim yaptılar. Yaklaşık 15,5 milyon oyla İmamoğlu’nu CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı olarak belirlediler.
Şaibeli Kurultay tartışmalarından arınmak için erken kurultay çağrısı yaptılar.
On günde yaşananlar, hukukun üstün olduğu ülkelerde yaşansaydı, yer yerinden oynardı.
Ancak hükümete yakın medya bu gelişmeleri görmezden geldi
Hadi bunları anladık.
Vergilerimizle desteklediğimiz TRT de bu gelişmeleri görmezden geldi.
CHP, bu gelişmeler üzerine bir boykot başlattı.
TRT dizilerinde rol alan bir oyuncu önce boykota desteğini açıkladığı ve sonra sildiği bir X mesajı attı.
Yandaş medyanın elemanları X hesaplarından TRT genel müdürünü etiketleyerek bu oyuncunun diziden atılmasını dillendirdiler.
TRT yönetimi bu ikazlara kayıtsız kalmadı ve zehir zemberek bir açıklama yaparak oyuncunun işine son verdiklerini açıkladı.
Değerli okur buraya kadar yazdıklarımız bizim dışımızda gelişti.
Biz şimdi oyuna gireceğiz.
Nasıl mı?
Hadi Başlayalım.
TRT?
TRT’nin kuruluş Kanununda kurumun yapacağı yayın ilkeleri belirlenmektedir.
Kanuna göre TRT Kamuoyunun sağlıklı ve serbestçe oluşabilmesi için kamuoyunu ilgilendirecek konularda yeterli yayın yapmalı; tek yönlü, taraf tutan yayın yapmamalı ve bir siyasi partinin, grubun, çıkar çevresinin, inanç veya düşüncenin menfaatlerine alet olmamalıdır.
TRT çıkar gruplarından etkilenmesin diye kamudan önemli ölçüde kaynak aktarılmaktadır.
TRT’nin ana gelir kalemi bandrol ücretleridir. Diğer bir deyişle bandrol vergisi gelirleri.
Bandrol ücretleri televizyon, radyo, cep telefonu, tablet ve bilgisayar gibi elektronik cihazların satışından alınmaktadır. Bu ücretler, cihazların ithalatı veya satışı sırasında tahsil edilir ve TRT’ye aktarılır.
Vergi uzmanı Ozan Bingöl 2004-2023 yılları arasında TRT’nin 10 milyar 800 milyon ABD doları tutarında vergi geliri elde ettiğini hesaplıyor.
Bunun yanı sıra TRT’ye genel bütçeden de katkılar sağlanmaktadır.
Bunların yanı sıra TRT’nin reklamlardan, program ve içerik satışlarından, lisans ve sponsorluk anlaşmalarından da ticari gelirleri bulunmaktadır.
Kamudan aktarılan kaynağın temel amacı TRT’nin bağımsız biçimde kamu/halk yayıncılığı yapmasına olanak sağlamaktır. Yani mali özerklik sağlamaktır.
Nitekim TRT boykota destek verdiği için dizilerde oynayan oyuncular hakkında yaptığı açıklamada “kamu yayıncılığı” ilkesini özellikle vurguladı. (2/472025)
Ve ekledi “siyasi bir grubun politik amaçları için sahaya sürdüğü boykot çağrısına alet olmak, TRT’nin ilkelerine, kamu yayıncılığı anlayışına ve mesleki profesyonelliğe açıkça aykırılık teşkil etmektedir.”
Kimse TRT’nin siyasi bir grubun politik amaçlarına alet olmasını beklemiyor.
Sadece İBB’ye yapılan 19 Mart hukuk darbesi iddiaları ve devamında yaşananları objektif biçimde haberleştirmesi bekleniyor.
Böyle bir objektif habercilik yapsalardı, zaten boykotun hedefindeki yayın kuruluşlarının içerisinde de yer almazlardı.
TRT’nin açıklamasını ve benim yorumumu daha iyi açmak için önce kamu yayımcılığı tanımına ve bir siyasi partinin politik amaçlarına nasıl alet olunur konusuna bakacağız.
Nasıl mı?
Devam edelim.
KAMU YAYINCILIĞI NEDİR VE NASIL YAPILIR?
Kamu yayıncılığı geniş anlamda “halka tarafsız ve bağımsız biçimde haber sunmaktır.
Kamu yayıncılığı konusunda genelde referans verilen BBC’nin temel ilkeleri şunlardır:
- Ulusal düzeyde coğrafi erişilebilirlik
- Evrensel çekicilik
- Azınlıklara özen,
- Ulusal kimliğe ve ortak yaşama duygusuna katkı,
- Çıkar gruplarına mesafe,
- Doğrudan sağlanan finansman evrenselliği.
Değerli bir konunun altını özellikle çizmeliyim
Kamu yayıncılığı, devlet yayıncılığı anlamına gelmez.
Bu nedenle kamu yayıncılığı yapan kurumlar siyasetin, özellikle de iktidar partilerinin etkilerinden uzak tutulmalıdır.
Ancak uluslararası uygulamalar göstermektedir ki iktidar partileri kamu yayıncılığı yapan kuruluşlarını genellikle etkilemektedirler.
Örneğin, Avrupa Komisyonu’nun 2022 Hukukun Üstünlüğü Raporu’nda, hukukun üstünlüğü krizi ile kamu yayıncıları arasındaki bağlantı kabul edilmiş, Polonya ve Macaristan’daki iktidar partilerinin vatandaşları etkilemek için kamu yayıncılarını nasıl kullandığına açıkça değinilmiştir.
Bu nedenle, AB Komisyonu genel bütçeden kamu yayıncılarına yapılan katkıyı devlet yardımı olarak kabul ediyor ve yardım öncesinde incelemeye tabi tutuyor. Böylece kamu yayıncısının bağımsızlığını temin etmeye çalışıyor.
Peki iktidar partisi Türkiye’de kamu yayıncılığı yapan TRT’yi etkiliyor mu?
Değerli okur aslında sizler bu sorunun cevabını biliyorsunuz ama işimiz gereği benim de bir şey yapmam gerekiyor.
Hatta ben de bir şey yapmayayım.
Gelin bir devlet kurumunun tanıklığına başvuralım.
Nasıl mı?
Devam edelim.
TANIKLIK
Hatırlarsınız yazının başında “TRT TÜRK logosuyla yayın yapan “TÜRKİYE RADYO VE TELEVİZYON KURUMU” ismini benim bulmadığını söylemiştim.
Evet, bu ismi Yüksek Seçim Kurulu (YSK) kullanıyor.
Devam etmeden bir hatırlatmada bulunayım.
Hani TRT yaptığı basın açıklamasında “bir siyasi partinin politik amaçlarına alet olmayacaklarını” söylemişti ya.
Az sonra açıklayacağım YSK kararından öğreniyoruz ki Polonya ve Macaristan’daki iktidar partileri gibi iktidar partisi AKP de vatandaşların kararlarını etkilemek için kamu yayıncısı TRT’yi kullanmış.
Anayasaya göre Türkiye’de seçimler yargı organlarının yönetimi ve denetimi altında yapılmaktadır. Seçimlerin başlamasından bitimine kadar, seçimin düzen içerisinde geçmesi ve şikâyet ve itirazları inceleme ve kesin karara bağlama görevi YSK’ya verilmiştir.
Bu yetki çerçevesinde YSK 7 Haziran, 2015 seçimlerinden önce şu şekilde bir karar aldı: “Tarafsızlık, gerçeklik ve doğruluk ilkelerine uygun davranmakla yükümlü radyo ve televizyon kuruluşları ile yazılı, sözlü ve görsel basın, tek yönlü, taraf tutan yayınlar yapamayacaklardır. Bu kuruluşlar yayınlarında demokratik kurallar çerçevesinde siyasi partiler arasında fırsat eşitliğini sağlamak zorundadırlar.” (YSK’nın 04/03/2015 tarihli ve 2015/290 sayılı kararı)
TRT’nin 01/05/2015-07/05/2015 tarihleri arasındaki bir haftalık yayınlarındaki siyasi partilerin seçim faaliyetlerine yönelik olarak yer verilen haberlerin sürelerinde AK Partiye 69 dk. 44 sn, CHP’ye 8 dk. 01 sn, MHP’ye 5 dk. 56 sn, HDP’ye 2 dk. 28 sn. süre verilmiş.
AK Partiye ilişkin toplam 64 dk. 44 sn.’lik sürenin 32 dk. 04 sn.’lik kısmının Başbakan yardımcıları ve bakanların seçime yönelik olarak değerlendirilebilecek açıklamaları olduğu tespit edilmiş.
Bunun yanı sıra TRT seçime yönelik miting, açılış ve toplantılara ilişkin canlı yayınlarda, AK Partiye 2 saat 17 dk. 45 sn. süre ile yer vermiş.
Bakın burası çok çokomelli.
AK Parti dışındaki diğer partilerin miting, toplantı veya açılış programlarına yer vermemiş.
RTÜK bu gelişmeleri YSK’ya aktardıktan sonra YSK’ya sormuş:
Bu kapsamda, RTÜ TRT’nin AK Parti dışındaki diğer partilerin miting, toplantı veya açılış programlarına canlı yayınlarda yer vermediği hususunu dikkate alarak, YSK’nın yukarıda belirtilen kararındaki tarafsızlık ve siyasi partiler arasında fırsat eşitliğini sağlamak ilkesine aykırı yayın yaptığı kararına varmış.
YSK “haklısınız” demiş ve eklemiş.
“TRT AK partinin politik amaçlarına alet olmuş.”
Değerli TRT sakın muhalefetin miting, toplantı veya açılış programlarına canlı yayınlarınızda yer vermeyin.
Tek partinin politik amaçlarına alet olmaya devam edin.
Size de iyi pazarlar.














