Çukurova Uluslararası Havalimanı
Havalimanı 2011 yılından beri gündemimizde. Yani 13 yıldır.
İlk ihale 2011 yılında yapıldı.
Havalimanının altyapı (pist, apron ve paralel taksi yolları) ve üstyapı işleri (terminal ve mütemmim tesisler) Yap İşlet Devret (YİD) yöntemiyle özel sektöre yaptırılacaktı.
İhaleyi kazanan özel şirket iflas etti ve sözleşme iptal edildi.
Altyapı yatırımları Devlet Hava Meydanları İşletmesinin (DHMİ) yatırım bütçesinden yapıldı.
Üstyapı işleri ise YİD yöntemiyle birkaç defa daha ihale edildi.
Son ihale 20 Kasım 2020 tarihinde yapıldı.
Havalimanı son dönemde YİD modeliyle yapılan diğer projeler gibi yoğun bir tartışma konusu olmuştur.
Nasıl mı?
Gelin bir bakalım.
KAPATIN GİTSİN
Diğer ulaştırma projelerinde olduğu gibi Çukurova Havalimanı’nda da yolcu garantisi bulunmaktadır.
Daha önce de yazdım. Zafer Bölgesel Havalimanı’nın Yüksek Planlama Kurulu Kararında “olası atıl kapasite için yolcu garantisi verilmemesine özen gösterilmesi, verilecek yolcu garantisi düzeyinin kamunun çıkarlarını en üst düzeyde tutacak ve o bölgedeki mevcut kapasitenin atıl kalmamasını sağlayacak şekilde tekrar değerlendirilmesi” istenilmişti.
Zafer Havalimanına yakın iki kapasite bulunmaktaydı. Uşak ve Eskişehir Hasan Polatkan havalimanları.
Zafer Havalimanı’nın işletme süresi 30 yıldır. 2023 yılı için verilen yolcu garantisi sayısı bir milyon 317 bin 733 kişidir. Gerçekleşme ise 85 bin 762 kişidir. % 6,5.
Yolcu sayısını artırmak için Uşak Havalimanı kapatıldı. Hasan Polatkan Havalimanı da kapatılacaktı. Ancak yoğun biçimde kullanılan havalimanının kapatılmasına yoğun biçimde itiraz edildi. Sonunda kapatılma işleminden vazgeçildi.
Havalimanının kapatılması tekrar gündeme getirilirse şaşırmam.
Benzer bir durumu Çukurova Havalimanı’nda da yaşıyoruz.
10 Ağustosta, yani dün açılan Havalimanının yolcu kapasitesi artsın diye Adana Şakirpaşa havalimanı kapatıldı. Havalimanı özel uçaklara ve eğitim uçuşları gibi havacılık hizmeti verecektir.
Çukurova Havalimanı işletmecisi 25 yıl için kira olarak DHMİ’ye toplam 297 milyon avro+KDV avro ödeyecektir.
Buna karşılık toplamda 126 milyon 421 bin 212 avro gelir garantisi verildi.
Çukurova Havalimanının yolcu kapasitesi sekiz milyon kişidir.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adana Havalimanının yolcu kapasitesinin üç milyon olduğunu söylüyor. Ancak tablodan da görüleceği gibi 2023 yılında Havalimanından uçan yolcu sayısı beş milyona yakındır.
Kovid19 salgının başladığı 2020 yılındaki önceki yıllarda ise beş milyondan fazladır.
Adana Havalimanı faaliyete devam ederse Çukurova’da sekiz milyonluk kapasite doldurulamayacaktır.
O zaman kapatın gitsin.
Nasıl ki İstanbul Havalimanı için Atatürk Havalimanı kapatıldı. Şehir hastaneleri için mevcut hastaneler kapatıldı. Çanakkale Köprüsü için boğazda araçlar için feribot hizmeti verilen Çardak limanı kapatıldı.
O zaman Adana Havalimanı da kapatılabilir.
Ancak bu noktada Adana Büyükşehir Belediye Başkanının güçlü bir itirazı bulunmaktaydı.
Başkan 6 Ağustos 2024 günü X hesabından şöyle bir mesaj paylaştı: “Trabzon ve Rize de, Adana Mersin gibi 1 saat mesafede komşu kentler. 350 bin nüfuslu Rize’ye havaalanı yapıldı diye 850 bin nüfuslu Trabzon havaalanı kapatıldı mı? Kapatılmayı bırakın, Trabzon’a ikinci bir havaalanı yapımı planlanıyor.
Adana’yı havalimansız bırakmayın.”
Tabii ki dikkate alınmadı.
Çukurova sadece Adana Şakirpaşa Havalimanına mı zarar veriyor.
Tabii ki hayır.
Nasıl mı?
Devam edelim.
TARIM ARAZİSİ
Çukurova bölgesi çok değerli tarım arazilerine sahiptir.
Tarım yazarı Ali Ekber Yıldırımdan öğrendik. (6/8/2024)
Tarım Dünyası isimli internet sitesinde “Seyhan Sol Sahil Sulama Birliği’nin 24 Temmuz, 2024’te Çukurova’da su bitti gerekçesiyle, çiftçilerin güzlük ekim yapmamaları konusunda uyardığını” yazdı.
Değerli okur konunun Çukurova Havalimanıyla ne alakası var diye sorabilirsiniz.
Hemen söyleyeyim. Havalimanı verimli tarım arazilerinin üzerine inşa edildi.
Ulaştırma Bakanı X hesabından “Çukurova Havalimanının 800 hektar arazi üzerine inşa edildiğini” yazdı.
Havalimanı için bin 120 futbol sahası büyüklüğünde bir tarım arazisi feda edildi diyeyim de gerisini siz düşünün.
Havalimanı arazisinin yanı sıra otoyol ve karayoluna yapılacak bağlantı yolları, lojistik faaliyetler ve bölgede oluşan cazibe nedeniyle binlerce hektarlık tarım arazisi daha kaybedilecektir.
Adana İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Mustafa Altıokka 14 Temmuz, 2010 tarihinde konuyla ilgili bir basın açıklaması yaptı ve “havalimanının yapılacağı bölgenin zemininin tarımsal açıdan zengin sulu mutlak tarım arazisi olduğunu, ayrıca DSİ sulama tesislerinin varlığı, sulama ve drenaj kanalları ve bu kanalların havaalanı gelişimine göre deplasesinin gerektiğini” belirtmiştir.
Altıokka “söz konusu havaalanının yer seçiminin kararını alanlar, Adana-Zeytinli bölgesinde 2. sınıf araziler ve narenciye bahçelerinin varlığı nedeniyle yüksek maliyet hesaplaması yaparak kabul edilmeyen yeri, ondan daha üstün vasıflı 1. sınıf/sulu mutlak tarım arazilerinin ve tamamına yakını özel kişilere ait Kargılı bölgesini hangi gerekçelerle uygun bulduklarını anlamak mümkün değildir ” dedi.
Altıokka’nın son ifadesini de biz yorumlayalım.
Çukurova’ya yeni bir havalimanı yapılması konusunda bu kadar kararlıydınız anladık.
Peki, arazi seçiminde 2. Sınıf araziler ve narenciye bahçeleri yerine neden daha üstün vasıflı 1. sınıf/sulu mutlak tarım arazilerini tercih ettiniz?
Çukurova, tarımsal etkinlikler açısından oldukça işlek bir alan olan Nil deltasından sonra dünyada en geniş ve özel bir bölgedir.
Tarım arazilerini kaybederek tarımsal üretimi düşürüp, tarımsal ürün ithalatını artırdığımızda; gıda arzının istikrarını bozmuş olmayacak mıyız?
İyi pazarlar.