Türkiye nereden nereye?
Cumhurbaşkanı Erdoğan Çengelköy’de tarihi Çınaraltı çay bahçesinde vatandaşlarla sohbet etti. Dünkü konuşmasında bunu şöyle anlattı:
“Çınaraltı’ndaydım. Kimsenin baktım ki çarşıdan pazardan bahsettiği yok, herkes halinden memnun. Şikayetiniz nedir falan dediğim zaman, ‘marketlere biraz daha bağırın’ diyorlar. Gerekirse fiyatlara ayarı biz çekeceğiz. Ucuz ürün vermek zorundayız.”
Esnafın çok yüksek maliyet enflasyonundan mustarip olmaması mümkün mü? Ama Cumhurbaşkanına “herkes halinden memnun” görünmüş. Cumhurbaşkanı sorduğunda “marketlere bağırmasını” yani marketlerde fiyat kontrolü yapılmasını istemişler.
Tek Partili Cumhuriyet
Cumhurbaşkanı Erdoğan halkla sıcak temas kuran bir lider; böyle olduğu halde esnaf neden ekonomik sıkıntılarını dile getirmemiştir?
Saygı elbette çok değerli bir hasletimizdir.
Fakat geçmişten gelen bir çekingenliğimiz de var.
Tek parti rejiminde halk vali ve kaymakamdan bile korkar, şikayet ve taleplerini dile getirmede çok çekingen davranırdı. Bu konuda Ortanın Solu hareketinin beyin takımından merhum Turan Güneş’in “Türk Demokrasisinin Analizi” adlı kitabını tavsiye ederim.
Bir süre Atatürk’ün iktisat danışmanı olan ‘Limancı’ Ahmet Hamdi Bey’in anılarına da bakabilirsiniz.
Halkın sıkıntıları Atatürk’e intikal etmez, çok büyük çoğunluğun memnun olduğu düşünülürdü. 1930 Temmuz’unda Atatürk Yolava’da çevresine soracaktır:
“Çekinmeden söyleyin, halk hükümetten memnun mu, değil mi?”
Çünkü halkın memnuniyetsizliğini temsil edecek muhalefet de yoktu, basın da… Bu amaçla Serbest Fırka kurulacak fakat kısa ömürlü olacaktır.
İsmet İnönü’nün de yaşanan tecrübelerle tek parti dönemindeki bazı uygulamalara sonradan yaptığı eleştiriler vardır.
Osmanlı saltanatı
Cumhuriyet’in otoriterliği Osmanlı’dan gelmektedir. Okurlarıma bu konuda Halil İnalcık’ı, özellikle de Şükrü Hanioğlu’nu okumalarını tavsiye ederim. Mehmet Akif de o zamanki siyasi kültürü “kuvvet meddahlığı” diyerek eleştirmiştir.
Temmuz 1908’de Meşrutiyet ilan edildi. İttihatçılar Rumeli köylerinde seçim gezisi yapıyorlar. İttihatçı İbrahim Temo anılarında anlatır: Rum ve Bulgar köyleri cıvıl cıvıldır. Başlarında papaz ve öğretmenleri toplanmış, bir yığın etnik ve dini talepte bulunuyorlardı.
Yunan ve Bulgar milliyetçiliği yıllardan beri okullar eliyle köylere sirayet etmişti.
Müslüman köylerinde ise yaprak kapırdamaz. İmam ve muhtardan halkı toplamasını rica ederler.
Şikayet ve isteklerini sorarlar, seçimlerin yapılacağını anlatırlar… Köy halkının cevabı şudur:
“Devlet büyüklerinin emri var mı?!”
Uzun asırların oluşturduğu “yukarıdan aşağıya” sert hiyerarşik siyasi kültürü ve yarattığı çekingenliği görüyor musunuz?
Başka bir yazımda Namık Kemal, Münif Paşa, Sadullah Paşa, Said Nursi, Şehbenderzade gibi şahsiyetlerin bu konudaki görüşlerini yazacağım.
Abdülhamid de Müslümanların pasifliğinden şikayetçiydi. Bunun için Mehmet Hocaoğlu’nun “Abdülhamid Han’ın Muhtıraları” adlı belgeler kitabına bakabilirsiniz. Fakat Müslüman kitlelerin aktifleşmesini de istemezdi, çatırdayan imparatorluğu ve saltanatını sarsabilirdi.
21. Yüzyıldayız
Osmanlı ve Cumhuriyet, Abdülhamid ve Atatürk ellerindeki imkanlar nispetinde ve dönemlerinin anlayışlarıyla mümkün olanı yaptılar.
Osmanlı modernleşmesinin eğitim ve hukuk kurumları, daha ileri bir atılım olan Cumhuriyet’e temel olmuştur.
21. yüzyılda kendimize soralım: Abdülhamid’le Atatürk’ü çatıştırmak, zihnimizi böyle bir kutuplaşmaya kilitlemek bizlere özgürlüğün, hukukun, sivil toplumun değerini unutturmuyor mu?
Bağımsız kişilik ve hür düşünce sahibi nesiller yetiştirmemize ne katkı sağlıyor bu kutuplaşma?
Artık ne Abdülhamid ne Tek Parti dönemindeyiz. Toplumsal olarak da hukuki olarak da o zamanların ilerisindeyiz ama çağdaş standartların gerisindeyiz.
Tarihimize yabancılaşmanın da anlamı yoktur; bütün milletlerin tarihlerinde otokrasi vardır.
Tarihimiz bizi buralara ulaştırdı, bugünkü nesillerin görevi bugünkü çağı yakalamaktır.
Bugün öyle bir çağdayız ki, artık “büyük devlet” ve “gelişmiş millet” olmanın tek yolu hür zihinlerin üretimleridir, sivil tolumun kültürel ve sosyal dinamizmidir, hukukun üstünlüğü ve demokrasidir.
Bakın dünyaya, hukuk ve özgürlük indeksleriyle iktisadi gelişmişlik arasında birebir bağlantı var.















Haklısınız, vatandaş nedense devletçilere, iktidardaki siyasetçilere şikayetlerini, dertlerini açmadığı gibi birde bol iltifat eder...Onun için sizlerin, muhalefetin söyleyip, yazdıklarını yönetenlerin daha ciddiye alması lazımdır...Ama, maalesef bu kültürümüzde henüz yeterince gelişmedi...
Yanıtla (0) (0)Her yazinizin sonunu hukukun üstünlüğü diye bitirince ülkeye hukuk falan gelmez hukuk Allahın dediği gibi Adaleti ayakta tutaran Akrabayi ve yetim gözeten kurumları olan toplumlarda hukuk üstündür.
Yanıtla (0) (0)Her mahalleye meclis lokantası açılsın.vatandaş rahat etsin.
Yanıtla (0) (0)İnanmak cesarettir; cesaret inandığın değerler doğrultusunda kararlılık göstermek vazgeçmemektir. Bu mantıkla bakıldığında demek ki, eğitim sistemimiz yaşadığımız çağın paradikmalarını topluma kazandıramamış olduğu kadar aydın, öğretici kadro da yaptığı işe inanmamış.. kişisellik, ferdiyetçilik toplumsal, yararlılığın önünde karakterize olmuş.. Buğün toplum olarak 20.yy. Değerlerini tartışıyoruz. Gelişmiş toplumlar da 21.yy. Toplumunu inşa ediyorlar.. 21. yy. Toplumunun değerleri nedir diyecek olursak.. küresel değerlerin öne
Yanıtla (0) (0)Etyen Beyin bu yorumunu sizden duymuş oldum, muhteşem bir tespitte bulunmuş Etyen Bey.. Ben laik kesimden gelen biri olarak kesinlikle (eski) partimden kendimi daha üstün görüyordum, verdiğim oyun denetçisiydim, hesap sorardım, cevap isterdim. Doğru olan da budur, onlar dertlerimizi çözmek iddiasıyla oradalar. Köprüyü geçene dek dayı olmak istemem.
Yanıtla (0) (0)TAHA BEY BIZIM TARIHI TECRUBELERIMIZ VE KARŞILAŞTIGIMIZ ACI DENEYIMLER DEVLETSIZLIGIN NE KADAR ZOR ACIMASIZ OLDUGUNU BIZIM FITRATIMIZA KANIMIZA İŞLEDIGI ICIN HALKIMIZ DEVLETI ICIN KENDINI FEDA EDIP CEFA CEKMEYI KABUL EDIP DILLENDIRMIYOR BIZDE DEVLET ONDE HALK BIREY GERIDE .....DIGER BIRCOK MILLETTE ( GELISMIS DEMOKRATIK ULKELERDE) .. BIREYIN YANI INSANIN MUTLULUGI ONDE YANI ONLARDA DEVLET INSANIN MUTLULUGU ICIN VAR.....DOGRUSU HANGISI??????
Yanıtla (0) (0)Yaşlı deyince olmuyor mu? Doğruyu yazınca demokrat diye alkışladığımız yazarın okurları bile tepki gösteriyor. Ne tuhaf!
Yanıtla (0) (0)O halde biz şimdi tekrar başa dönmüş oluyoruz,ne hazin !
Yanıtla (0) (0)yaşlı degil olgun ve deneyimli biraz kibar ol
Yanıtla (0) (0)Müthiş bir yazı
Yanıtla (0) (0)100 yıl önceyi tartışıyoruz ama 100 yıl sonra nerede olacağız tartışması yok. Böyle gidersede 100 yıl sonra aynı şeyler gene tartışılıyor olacak.
Yanıtla (0) (0)Ah be gülüm, öylesine şartlanmışsın ki, yorumdaki ironiyi bile trole bağladın.
Yanıtla (0) (0)demekki çınar altındakilerin tuzu kuru
Yanıtla (0) (0)Trol orduları cepheye sürülmüş.
Yanıtla (0) (0)Koca koca bakanlar başbakana veya cumhur başkanına Genel Müdürler ve Müsteşarlar Bakanlara Daire Başkanları Genel Müdüre Olaylara bakışlarının ama temasından darklu bir şey söylemel için kılı kırk yarıyorlaelar Aksi davranış Ali Babacan ve Ömer Dinçer veya diğer örnekler gibi muamele görüyor Demolrasi ve istişare Şube Müdütü ve Mühendis seviyesinde iyi sayılı
Yanıtla (0) (0)Taha bey : Siz yaşlandıkça güzel akıllı felsefi yazılar yazıyorsunuz. Tebrikler
Yanıtla (0) (0)Yanılmayasın 09.37; o kadar adileşeceklerini sanmıyorum.
Yanıtla (0) (0)14:32, kimin parası ile yaptırmış ?
Yanıtla (0) (0)Biz devlet ile hükümeti yani partiyi karistiriyoruz.Devlet kalıcı parti işe gidicidir.Takim tutar gibi parti tuttugumuzdan hataları görmek istemiyoruz.Aslinda.devlet için adalet ve liyakat olsa kimse takla atmaz.
Yanıtla (0) (0)Maalesef toplumsal psikoloji de arafta. Dünyada en fazla anti depresan kullanılan ülke Türkiye. Herkes en ufak bir çekişmede birbirini yaralamaya hatta çok basit sebeplerden dolayı bile hemen öldürmeye çalışıyor. Kanaatimce siyasilerin böyle bir psikolojik ortam oluşmasında epey bir etkisi olduğu yönünde, yanılıyor muyum?
Yanıtla (0) (0)Sağolun Taha Bey, yine güzel bir yazı hazırlamışsınız. Karar Gazetesinin size güzellikler getirmesini diliyorum.
Yanıtla (0) (0)Troller iş başında. Hâlbuki sizin takip edebileceğiniz bi dünya gazete var.
Yanıtla (0) (0)Ozelde bireyler, genelde toplumlar enerjilerini neye odaklarsa sonuc ona gore olusur. Biz 70 milyon enerjimizi uretime, ogrenmeye gelismeye mi harciyoruz yoksa kavgalar, gerginlikler, ayrismalar, toplumun halihazirdaki kollektif psikolojisi enerjimizi emip millet olarak gercek potansiyelimizi ortaya cikarmamizi engelliyor mu? Dogru cevaplari bulmak icin once dogru sorulari sormaliyiz.
Yanıtla (0) (0)Müslümanların sevgililer günü, 17 Hazirandır. Hint-moğol sultanı Şah Cihan 17 Haziranda ölen sevgili karısı Mümtaz Mahal için Dünya'nın en güzel mezarını yani Taj Mahal'ı, ona olan sevgisinin sembolü olarak yaptırmıştır . Buyurun size muhteşem bir sevgililer günü.
Yanıtla (0) (0)dün bir radyoda etyen beyin bir yorumunu dinledim. "laik kesim kendisini partisinden daha değerli hissediyor, muhafazakar kesim ise partisini kendisinden daha değerli hissediyor" dedi ve bende bütün taşlar yerine oturdu. şimdi "aç kalırız da reisi yedirmeyiz" tarzı çıkışların arkasındaki sosyolojiyi anlayabiliyorum.
Yanıtla (0) (0)yorumcu hukukun üstünlüğü diyor adamlar basıyor kırmızıyı. beğenmedik diyorlar. bu insanlar neyin kafasını yaşıyorlar nasıl bir hayat tahayyül ediyorlar .. vallahi anlayamıyorum.
Yanıtla (0) (0)İlginç. Atilla Yayla'nın Sinn Fein, Batasuna gibi partileri bilmediğine inanmak güç. Ayrıca terörden bağımsız olarak bütün AB ülkelerinde ayrılıkçı partiler, ya da ayrılık talep etmek yasal. Türkiye'de yasal değil.
Yanıtla (0) (0)Namık Kemal ve said nursi
Yanıtla (0) (0)Sn Akyol ellerinize saglik, harika bir yazi. Guclu ve buyuk ulke olmanin olmazsa olmaz sarti kaliteli yurttastir. Egitimli, bilincli ve kalifiye insanlar. Yani: Vicdani hur, akli hur ilimden beslenen insanlar. Megaloman ve narsist kisilerin liderliginden guclu ver refah ulke cikmamistir. Hosgoru, uzlasi ve saygi kulturunun gelismesi elzem. Dedigim dedik, caldigim duduk dayatmasiyla gelebilecegimiz yerleri gorduk. Hamaset oy getirebilir, ancak bir derde devasi yok. Fatih buyuk bir liderdi. Sporda, bilimde, teknolojide nal toplayan ulkenin gururunu oksar, ama ozguven icin bu yeterl
Yanıtla (0) (0)ne üzerine çalışacağını nereden bileceksin? kim karar verecek? herkes kendi bildiğini yapsın ki, ortaya senin bile düşünemediğin güzellikler faydalar çıksın.
Yanıtla (0) (0)Siyasetler üstü düşünüp ve yaşamalıyız. Nasıl ki Dedemize gore yasamiyorsak gunumuze göre hayatımıza yön veriyoruz. Aynı Siyasette'de öyle olmalıyız. Selçuklu,Osmanlı ve Cumhuriyetimiz hepsi Biziz. Birini diğerine Tercih edemeyiz. Sadece Ülkeye hizmet edeni alkislamaliyiz. Bakmayız Mezhebine, Neşesini. :))..Adalet ,Ahlak, Çalışkanlık ve Bilim ile Dünyada yer edinebiliriz. .Kim kendini dayatıyorsa bilelimki o Şahsiyet (menfaat $$) gudendir. .:)))..Uyanık ve Zeki olan Toplumlar böyle olur. .
Yanıtla (0) (0)Türkiye’nin tarihi tam bir kısır döngü.Dünyaya kapalı yıllarımız totaliterlik,açılmaya çalıştığımız yıllar rant,dışa bağımlılıkla geçmiş.Hep geçmişin hikayeleriyle geleceği şekillendirmeye çalışmışız.Ahlaklı bir toplum,adil bir paylaşım düzeni,rasyonel düşünen bir kamu otoritesi,bürokrasisi inşa edemedik.Belki de işimize gelmedi.Hep kendi küçük krallıklarımızın ihyası için devleti kemirdik.Bundan sonra değişir mi hiç sanmam.Bizim ülkenin diğer adı Araf ülkesidir.Sarkaç gibi salınmak bizim kaderimiz.
Yanıtla (0) (0)tespitiniz çok doğru birde kültürümüz'de biat etme ve büyüğüm ne yaparsa dogru yapar anlayışı hakim zorda kalınca bir kurtarıcı bekler armut piş ağzıma düş misali
Yanıtla (0) (0)"Halkının derdiyle dertlenmeyen idareciyi Allah sevmez" demiş Hz. Ömer. Halk derdini öncelikle sizin yazdığınız gibi, devlete kulluk psikolojisinden ama en önemlisi de korkudan söyleyemiyor Taha Bey.. Malum, sussam gönül razı değil, söylesem Silivri cezaevi..
Yanıtla (0) (0)Şirket hiç bir güvenlik tedbiri almamış kazandığı para ile istanbula gökdelen dikmiş devlet görevini yapmamış halkın bağışı ve vergi paralarıyla yara sarıyorsun saldım çayıra mevlam kayıra.
Yanıtla (0) (0)Tüketiyorsun öyleyse varsın! Bu mu senin sevgiden anladığın? Sevginin özlemin günü mü olur? Bir çiçeği bir hediyeyi fahiş fiyattan kakalamak isteyenler ve kakalananlar için olur! Esnafım, seni seviyorum çünkü tükettirilmeye müsaitsin. Günün kutlu mutlu cüzdanın boş olsun.
Yanıtla (0) (0)Eskiden padişahlar, tebdil-i kıyafet eder, çarşı pazar dolaşır ve halkın derdini dinlerlerdi.. Padişah hem gerçeği görür ve hem de herkes gerçeği söylerdi.. Şimdi yöneticiler, bir koruma ordusu ile halkın arasına dalıyorlar... Mümkün mü birileri bir şey söylesin.. Yaşa .. Yaşa.. Yaşa...
Yanıtla (0) (0)Cehennemide yaratmış Allah cennetide herkesin yolu kendine!Bu toplumdaki çoğunlukta diyaneti dini bir kurum olarak seviyor.
Yanıtla (0) (0)Söz; söylendiği zamanda ifade ettiği anlam kadar kuvvetlidir. Bazen söz söylense bile anlamını yitirir. Çünki muhatabı anlamaktan acizdir de ondan. O hep kendi bildiğini doğru zanneder. Sözün kar etmediği zaman dil susar, hal konuşur. Hal konuşmaya başalyınca beddua olur, stem olur, kalpler kırılır, gönüller soğur iş Allaha havale edilir. Hesap dünyada düzeltilemez ise İlahi adalete bırakılır. Muhataplar için bu kötü bir sondur.
Yanıtla (0) (0)Fetö çetesi internette 1 numara,halk içinde ise son sırada
Yanıtla (0) (0)Bir kere şu soruya net bir cevap vermemiz lazım; Devlet mi millet için, Millet mi Devlet için var? Günümüzde devletlerin toplumun rahat ve huzurlu yaşaması içim büyük önem taşıdığı tartışmasızdır.Ancak Devletler,Hukuku,Temel insan haklarını, gelir dağılımında adaleti, kayırmacılığı, liyakati gözardı ederek toplumun huzurunu sağlaması mümkün değildir. Devlet, Devlet olma işlevini yerine getirdiği taktirde toplum nezdinde bir değer kazanır.Elindeki sopayla halkını ehlileştirmek le meşgul kuruma Demokratik devlet denir mi?
Yanıtla (0) (0)Geçenlerde koyu erdoğancı AKP li bir arkadaşla sohbet ederken ona dedim ki arkadaş üç kuruş asgari ücretle geçinemiyor sun evinin kirasını dahi zor ödüyorsun bana 24 Saat Erdoğan'ın Sarayı'nı övüyorsun Uçağa ne örüyorsun bu Hiç mantıklı bir şey değil deyince bana ne dedi biliyor musunuz Ben dedim arada yaşayın dedi Erdoğan sarayda Yaşasın dedi razıyım dedi Bu nasıl bir kafa bu nasıl bir zihniyet.
Yanıtla (0) (0)AKP neden dini sömürü neden dini kullanıyor biliyor musunuz Çünkü buna mecburlar hitap ettikleri kendi seçmenleri en güzel bunla kandırılıyor Çünkü makarna Kanal A ve din ATP'nin 3 kandırma aracı gerçekten de bunda başarılı oluyorlar AKP seçmeni ile röportaj yaparken AKP seçmeni aynen şöyle dedi Biz açlıktan ölelim ama dedi AKP dedi iktidarda kalsın Çünkü yol yapıyorlar dedi adamın düşüncesine bak Aşıklar ölmeyi istiyor ama yol yapılması onu mutlu ediyor ilginç bir vaka.
Yanıtla (0) (0)Malesef serbest piyasa ekonomisi , pazar ekonomisi dedikleri bi işe yaramadı, 24 ocak 1980 kararları geldi rahmetli ecevit süngü gücü olmadan bu kararları uygulayamazsınız dedi peşinden kan akıta akıta olgunlaştırılan ve bekletilen 12 eylül geldi , bundan sonra iş ve emekçi dünyası birdaha kendine gelemedi her sahada rant ve taşaronluk aldı yürüdü halbuki en kötü sendika bile taşarondan bin kat iyidir , zamanla gele gele toplumun en dindar kesiminin yönetimindeki ülkede bir sözcük peydah oluverdi " DEİZM " artık ne istersen yersen ye , iç serbest
Yanıtla (0) (0)Ne yani Osmanlıca aktroll sana mı soracağız yorum yaparken sen git kanala izle makarna ye
Yanıtla (0) (0)Süper yorum olmuş kardeşim..
Yanıtla (0) (0)Taha Bey aman dikkat. Dışarıda bir siz kaldınız. Bakın: Karar yazarlarına karşı KARA bir kampanya yürütülüyor. Alparslan Kuytul gibi muhalif konuşanların başına gelenklere bakınca, halk nasıl konuşsun? A Taşgetirenin büyük bir titizlikla yazdığı ve söylediklerindne sonra başıan gelenlere bakın! Bütün bunlra rapmen yazmaya devam ettiğiniz için de teşekkürler. Tercüman Gaztesindne bu yana sizi takip eden bir okuyucunuz.
Yanıtla (0) (0)AKP li maaşlı Pelikan Çetesi Troll çete Abdullah Gül ve Davutoğlu'nun Twitter sayfasına o kadar çok hakaret yazıları notları yazmışlar ki aklım hayalim şaştı gerçekten bunlar maaşlı ve aynı zamanda ahlaksız tipler
Yanıtla (0) (0)AKP liler dini siyasete o kadar çok alet ediyorlar ki artık Cennetten tapu bile dağıtmaya başladılar
Yanıtla (0) (0)hocam yazı mükemmel ellerinize sağlı
Yanıtla (0) (0)Sayın yazar,tek parti döneminde değilmiyiz ..Değilsek bunun adı ne..? Abdulhamit dönemi diyebilirmiyiz..?
Yanıtla (0) (0)İnsanımızda öz güven sorunu var. Kamu kurumlarında eğitim ve seminerler yapılır. KALDER tarafından verilen bir eğitimde ateş gibi bir eğitimci işi rast gelsin amirden memura arka arkaya sıraları kaldırtmış U düzeni bir sınıf oluşturmuş ast üst ilişkisi olmasın diye (!) haklı olarak.. katılımcılara aklınıza gelen en uçuk düşünceyi bile söyleyin diyor. "hocam dünyaya gelince başlar bizim toplum baskımız, sen çocuksun sus der anne-baba, hısım-akraba,konu-komşu. okulda öğretmen, askerde komutan, dairede amir konuşturmaz nasıl konuşalım şimdi" di
Yanıtla (0) (0)15 temmuz hain işgal girişimini yapan mankurtlara hala inanmaya devam edenler : size ne oluyor da utanmadan yorumda bulunuyorsunuz.
Yanıtla (0) (0)Bazı kavramlara ideolojik manalar yüklemeyin. Gelişmek ancak çalışmakla mümkündür. Tembel olduktan sonra özgür olsan da aç kalırsın.
Yanıtla (0) (0)Şu anda antidemokratik bir dönem yaşıyoruz.
Yanıtla (0) (0)Evet. Özgürlük için de iktidarın tek elde toplanmaması ve dağıtılması, denge-denetim mekanizmaları gerekli. Kararların etkili olacakları en küçük birim tarafından alınması gerekli. Yani federasyon, dar bölge, ön seçim. Gelişmiş ülkelerin hiç birinde güçlü merkezi devlet yok. Kişi kültü yok. Vatanı millete hediye eden ulu önder Churchill, Osmanlı elçisine tokat atan Kayser Wilhelm, uğruna gerekirse ölünen Trump gibi kavramlar yok.
Yanıtla (0) (0)Bu millet kendini, birey, fert, adam görmediği için Politikacıyı başına Patron, amir seçmektedir.. Kendini Irgat, maraba, Kul gördüğü sürece hiçbir şey iyiye daha iyiye gitmez. Başına seçtiği politikacı nekadar lütfederse birey, herif olmaya razı bir milletiz. Biz vekilimizi vekalettten azletemeyiz. Vekilin, Liderin bizi adamlıktan, heriflikten azletmesinden korkarız ve biz, bize lütfedilene rıza gösteririz.
Yanıtla (0) (0)Atilla Yayla,28 Ocak tarihli bir twitinde şöyle yazıyordu:"Demokrasimizin durumu çok ilginç. Bazı alanlarda çok problemli bazı alanlarda çok ileri. Örneğin, HDP'nin varlığı demokrasilerde istisnai bir durum. Hiçbir AB demokrasisi bir terör örgütüyle ilişkili bir siyasî partiye yasal statü tanımazdı, varlığına müsaade etmezdi."
Yanıtla (0) (0)Diyanet İşleri Başkanlığı resmi sitesinde Sevgililer Günü'nün haram olduğunu söyledi Bunlar sevgiye aşka merhamete güzelliğe her zaman karşılar Bu sebeple siyasal islamcılar dan nefret ediyorum
Yanıtla (0) (0)Maalesef Osmanlı ve Cumhuriyet döneminde yapılan yanlışları iktidar ve muhalefet kendi çıkarları için sürekli çatışma meselesi yaparak siyasi üstünlük sağlamaya çalışıyor ama yine maalesef bugün ve yarını unutuyor geleceği kaybediyoruz çok yazık
Yanıtla (0) (0)doğu toplumlarının en büýük hastalığı birey olamamak. Söylemek istediklerini hep bir üst makama bırakmak, onun verec3ği karara rıza göstermek temel prensip haline gelmiş. Özellikle din, bu davranış psikolojisinin yerleşmesinde büyük etken olmuştur.Biat etmek , itaat etmek ve verilecek karara itiraz etmemek üzerine kurulu bir sistem anlayışının prangaları kırılmadığı sürece bu geri kalmışlık , fukaralık, eğitimsizlik,eşitsizlik ve en önemlisi de hukuksuzluk devam edecektir.Allah yüce kitabında düşunmemizi , akletmemizi ve sorgulama yapmamızı emred
Yanıtla (0) (0)Bu utangaç Babacan tarz eleştirilerden iktidarın etkileneceğini düşünmek saflıktır...o dönem çoktan geçildi. Şu an fil züccaciye dükkanında eşya bırakmadı, çalışan işçileri ezmekte meşgul.
Yanıtla (0) (0)Bu yorumu beğenmediğini oylayan 35 kişi , iki satır yazsınlar da feyz alalım irfanlarından
Yanıtla (0) (0)adalet ve hukuk olmadı mı o ülkede özgürlük ve barış da olmaz AKP iktidarı kendisi gibi düşünmeyen herkese terörist diyor fetö'cü diyor hain diyor AKP ilçe başkanından Savcı oldu AKP ilçe başkanından hakim oldu bütün kurumlara kendi yandaşlarını doldurdular şimdi gel ve bu ülkede adalet ara bu ülkede mahkemelere düşenlerin vay haline Adaletin olmadığı ülkeler çökmeye ve yıkılmaya mahkumdur ekmek ve adalet yoksa Barış da yoktur
Yanıtla (0) (0)İyi niyetli ama epey geriden gelen değerlendirmeler bunlar. Biz ortadoğuluların sağdan ve soldan yetersiz entellektüel özentilerinin hep yaptığı gibi taklit bilgelik. Oysa bilimsel temel olmadan ne hukuk ne özgürlük olmuyor. Sonuç yetersizlik, düşük kalite ve sonunda ya dilenci gibi dilenerek ya dolandırıcı gibi kandırarak / çalarak ya da güç yetiyorsa yağmalayarak fayda temin etme çabası. Şimdi son aşamaya yağmaya geldik. Bu gazetede bir yazarın bir makalede belirttiği gibi iş bugün az çok karnını doyuranın ekmeğine göz dikme noktasına geliyor. Aklın
Yanıtla (0) (0)Ben Eski Türkiye'yi özledim Eski Türkiye'de komşuluk vardı kardeşlik vardı dayanışma vardı Eski Türkiye'de insanların Hiç değilse yüzü gülüyordu Eski Türkiye'de Paramız yoktu ama mutluyduk Eski Türkiye'de sevecenlik vardı sıcaklık vardı Eski Türkiye'de cumhuriyete saygı vardı Eski Türkiye'de Atatürk'e saygı vardı Eski Türkiye'de mafyalar cirit akmıyordu yeni Türkiye'de ise mafya babaları miting yapıp insanları katl etmekten bahsediyor yeni Türkiye'de yandaşları zengin ediliyor yeni Türkiye'de her gün din ile İnsanlar kandırılıyor yeni Türkiye'yi
Yanıtla (0) (0)De git zavallı trol...
Yanıtla (0) (0)Madende bir kaza olmuş,başbakan bakanlar oraya koştu.Enerji bakanının oradan günlerce ayrılmadığını biliyorum.Bir takım provakatörler kalkıp orada açıyı istismar ediyor.Yuhlar falan çekiyor.O kargaşalıkta ne olmasını beklerdin! Somadaki o işçiler büyük çoğunluk Ak partilidir.Bu protestoların onlarla hiçbir ilgisi yok!Zaten o provakasyonda tutmadı!Türkiye tarihinde bir kazada en fazla yapılabilen yardım onlara yapıldı!
Yanıtla (0) (0)Aynen dediğiniz gibidir Taha bey. Benim elimde, ülkeyi şaha kaldıracak bir keşif olsa, şahsen bu hukuksuzluk, bu yağmacılık ortamında ortaya koyup, çok af buyrun piç ettirmem. Ülkemiz maalesef kayyım ve yağmacılık devletine dönüşmüş. Nerede çok ve düzenli kar varsa oraya kayyım atanmış, o işletmelerin yetenekli şahsiyetleri, bir bahane ile ya içeri tıkılmış, ya da dışarıya kovulmuş.
Yanıtla (0) (0)Özgürlük yoksa gelişme de yok, bu kadar basit. Ne kadar baskılarsanız o kadar geri gidersiniz bu kadar basit. Ne kadar hukuksuzluk yapar, insan haklarını ezerseniz o kadar geri gidersiniz bu kadar basit.
Yanıtla (0) (0)Ah bir idrak edebilseler di.Allah "..başınıza gelenler kendi irade, tercih ve ellerinizle yaptıklarınız yüzünden geldi." Ali Imran/165. " onların ardından o yerde sizi iktidar/ halife yaptık.Ki bakalım siz nasıl davranacaksınız" Yunus/14 İnsanı ne kör eder. Hırs,güç,korku,gücü kaybetme korkusu. Dikkat edin,despot ve diktatörlere bu hastalıkla malüller.Çünkü özellikle sakladıkları çocukluk döneminde yaralı ve hastadırlar. Bulamadığı şefkat ve sevgiyi sözde de olsa ,yönettiklerinden görmek isterler.Görmediği zaman, bundan kendini mahrum eden geç
Yanıtla (0) (0)Aman iyi yalakalık yapın ülke batıyo hukiki olarak ilerdeyiz öylemi bidaha senide okumam...
Yanıtla (0) (0)Hocam demeyi hak eden Ender insanlardansınız bu ülkede
Yanıtla (0) (0)"Saygı elbette çok değerli bir hasletimizdir." diyorsunuz Taha bey.Öylese hem SAYGI'ya hem SAYGIDEĞER'e SAYGISIZLIK yapılan. Bence KORKU ve YALTAKLANMA kültürü.Aileden,okula bu var.Son RÜŞD gösterimiz GEZİ EYLEMLERİ.idi.Onu da herkes bir yere çekiştirdi. Eğer RTE'e gerçekten merak ediyorsa durumu siyasi muhalefet veya muhalif gazeteciler ile açık oturuma çıkar TV' de! 70 bine yaklaşmış halkı ile dava sayısı birine nasıl şikayetini söylesin. Onlar da en iyi yaptığı şeyi, kafa buluyorlar mış gibi,.
Yanıtla (0) (0)Bizden geçti Taha Bey. Bu otokratik sistem gelmeden önce yapılması gerekenler yapılmadı düşünce insanları tarafından. Verdiğiniz örneğe bakar mısınız? "Marketlere bağırmak". Marketlerin sahipleri halk değil mi? Birbirimize bağırarak mı çözeceğiz sorunlarımızı? Baskıyla ekonomi düzelir mi?
Yanıtla (0) (0)Sanırım bizim kısır döngümüz modern anlamdaki sosyal devleti içselleştiremiş olmamız, bizim geleneğimizde devlet hep bireyden önce geldi, modern anlamdaki sosyal devlet anlayışına ters olan bu olguyu devlet büyüklerimiz her zaman kendi siyasi gelecekleri için kullanmasını bildiler/ biliyorlar. Sormamız gereken biz devlet için mi varız; yoksa devlet bizim için mi?..
Yanıtla (0) (0)Sultan Abdülhamit, tarihin en büyük demokratı ve özgürlükçüsüdür! Demokrasinin kurucusudur aynı zamanda! Klasik bir Akyol yazısı.
Yanıtla (0) (0)İnsanların haddinemi eleştirmek somadaki işci gibi dayak mı yesin.
Yanıtla (0) (0)Vatandaş ne yapsın, biliyor ki en iyi yaptığı iş 'bağırmak'. Bir yetkili gelmiş karşılarına ve onların istediği ''bağırın'' . Sorun sadece siyasetçiler olsaydı keşke, onlar gidince düzelir diye umardık ama...toplum daha ne isteyeceğini bilmiyor:((((
Yanıtla (0) (0)Saygideger hocam ALLAH razı olsun Rabbim ömrünü bereketledirsin sizin gibi orta yol anlayışıyla objektif bakan gerçekleri yazan hukukun üstünlüğü ne inanmis her sartda hukuk diyen yazan tefekkür eden insanımızın sayişini ziyadelestirsin
Yanıtla (0) (0)Sayın Taha Akyol Bey,Geçmişten gelen çekingenlik "bu çekingenlik"değil bu farklı bir şey insanlar patlıcan,biberin pahalılığından söz etmeden önce etrafına bakıyorlar.Ben buna canlı olarak şahidim.Sokak ropörtajlarında da sizde mutlaka görmüşsünüzdür insanların bu çekingenliğini daha doğrusu korkusunu...Bugün Kenan Evren'in- biz fikir hürriyetine karşı değiliz açıklamamak kaydi ile sözlerini- fiiliyatta yaşıyoruz.Sayın Ahmet Taşgetiren Bey'de daha dün tamda bunu ifade etti.
Yanıtla (0) (0)Egitim yok. Hukuk yok. Ekmek de yok. Ekonomi bitik. Cinaraltina gitmek yerine secmenin nispeten daha az cekinerek ve isim belirtmeden konusabildigi bu yorumlar okunsa idi daha saglam bilgi verirdi bilmek isteyene.
Yanıtla (0) (0)