Milliyetçiliğin yükselişi
Son seçimler üzerine yapılan bütün tahlillerde “yükselen milliyetçilik” faktörü vurgulandı. Katılıyorum. Fakat bu yükseliş, fikir sahasında büyük eserler verilmiş olduğu için değildi. ‘Fikir’den ziyade tepkisel duygular halindeydi.
Dış güçler, beka, emperyalizm, mandacılar, hainler gibi kavramlarla ifade edilen bir tür “vatan tehlikede” duygusu yaratılmıştı. Böyle ortamlarda her millette milliyetçi duygular yükselir.
Fakat bu kampanya ortamında, ekonomi ve dış politika, ülke içinde kurumların düştüğü zafiyet gibi vatanın ciddi sorunları gölgede kaldı...
FİKİRLERİN KALİTESİ
21. Yüzyılın “Türkiye Yüzyılı” olması elbette her vatansevere heyecan verir. Fakat bunun yol haritası yoktu. “2023 Hedefleri”, teknik olarak bundan daha ayrıntılıydı ama onun da yol haritası yoktu. Unutuldu gitti zaten.
Duyguların yönetimi teknik bir propaganda başarısıdır. Milletler için asıl kalkınma, gelişme, güçlenme motoru zihinlerin bilgilerle donanmasıdır, fikirlerin yüksek kalite kazanmasıdır.
Çeyrek asır önce ilk baskısı çıkan “Bilim ve Yanılgı” adıl kitabımda “fikirlerin kalitesi renginden önemlidir” diye yazmıştım.
Hangi fikirden olursak olalım, bu çağda coşkudan çok bilgiye ihtiyaç olduğunu hiç akıldan çıkarmamak gerekir. Kendisini ‘milliyetçi’ olarak tanımlayanlar da her şeyden önce ne kadar okuduklarını kendilerine bir sormalılar. Özellikle de memleketimizde milliyetçilik fikrinin öncü isimlerini ne kadar okuduk?
SADRİ MAKSUDİ ARSAL
Ben bugün öncü isimlerden Prof. Sadri Maksudi Bey’den bahsedeceğim. Merhum Sadri Maksudi Kazan Türklerindendir. 1879’da dünyaya gelen Sadri Rusya ve Fransa’da okudu. Rusya’daki “Müslüman Kongreler” hareketinin öncülerindendir. Gaspıralı İsmail ve bizim Ahmet Mithat Efendi’nin tavsiyesi ile Paris’e gitti, Sorbon Hukuk’tan mezun oldu. Rusya’da Partürkzm’le suçlandı. Bolşevik İhtilali üzerine Avrupa’ya kaçtı, Sorbon’da “Türk kavimleri Tarihi” dersi verdi.
24 Kasım 1924’te Gazi Mustafa Kemal tarafından kabul edildi. Çok uzun bir görüşme oldu. Gazi’nin sözleri:
“Görüyorsunuz, yeni bir devlet kuruyoruz. Her şeyi yeni baştan yaratmak gerekiyor. Sizin gibi adamlara ihtiyacımız olacak. Gelin, Türkiye’de vazife alın.”
Sadri Bey’in cevabı: “Emredersiniz Paşam.”
Ankara Hukukta profesördür, Meclis’te milletvekili. Fakat 1937’de Atatürk’ün dil ve tarih tezlerini uzun bir mektupla eleştirdi. “Denizbank” adına itiraz etmesi bardağı taşırdı…
Sadri Bey 1940’larda Üniversiteye dönecek, sonra DP’den milletvekili olacaktır.
“Türk Dili İçin” adlı eserini Atatürk yazı ile takdir etmişti. Eserlerinden bazıları, Türk Hukuk Tarihi, Hukukun Umumi Tarihi, Türk Tarihi ve Hukuk ve 1940’ta yayınlanan Teokratik Devlet ve Laik Devlet…
MİLLİYETÇİLİK VE HUKUK
Sadri Bey’in fikir dünyasını yansıtmak üzere, onun 6 Ocak 1946 günlü Tasvir gazetesindeki makalesinin görselini buraya alıyorum:
Merhum Maksudi’nin 1955’te kaleme aldığı “Milliyet Duygusunun Sosyolojik Esasları” adlı kitabı, 21. Yüzyıl Türkiye’sinde güncelliğini koruyan bir eserdir. (Ötüken Yy)
Irkçılığı ve otoritarizmi reddedir.
1930’larda Tarih Kongrelerindeki konuşmalarıyla bu son eserinin mukayesesi milliyetçilik düşüncesinin kültür, hukuk ve demokrasi yönünde evrimini yansıtır. Önemle tavsiye ederim.
Sadri Maksudi Bey’in torunu Gülnur Üçok hanımefendi internette https://sadrimaksudi.org/ adıyla bir site açtı. Merhumun kitap ve makalelerini ve 2007’de benim de konuşmacı olduğum “Sadri Maksudi Sempozyumu”nu izleyebilirsiniz.
Milliyetçi hislerin partizanlık düzeyine düştüğü zamanımızda, büyük fikir öncülerimizi tanımadan Türkiye’nin geleceğine önemli bir katkıda bulunmak mümkün olmaz. Bunu bilelim.