Kriz dönemlerinde iktidara güvenmek
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’ya halkın yüzde 75’i güveniyor. Siyasi kabilelere bölünmüş gibi kutuplaşmış bir ülkede Sayın Koca’nın böyle bir güvene sahip olmasını çok iyi analiz etmek lazım.
Evvela virüsle mücadeledeki önemi bakımdan çok iyi analiz edilmeli…
Herkesten önce de iktidar sahipleri bu analizi yapmalıdır; muhalif belediyelerin aşevlerini bile kapatmak toplumda güveni azaltır mı, artırır mı?
KAPSAYICI DİL
Universal McCann (UM) adlı medya ajansının Nisan başında yaptığı araştırmaya göre “Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın yaptığı açıklamalara güven” yüzde 75 oranındadır.
Bu sütunda, bir ay önce ben de şöyle yazmıştım:
“Sağlık Bakanı Sayın Koca evvela demagoji yapmıyor, şov yapmıyor, şuna buna bağırıp çağırmıyor, destan yazmıyor… Ağırbaşlı, yeterince ve teknik dille konuşuyor. Güven sağlamasındaki en önemli faktörün bu olduğunu düşünüyorum.
Diğer önemli faktör, ‘Bilim Kurulu’ oluşturarak çalışması… ‘Bizden’ kişilerin değil, siyaseten muhalif tavırlı tıp uzmanlarının da takdir ettiği ehliyetli, liyakatli tıp profesörlerinden oluşan gerçek bir Bilim Kurulu…” (15 Mart)
Evet Koca bugüne kadar hiç demagoji yapmadı. Sağlık sistemine güvenimizi arttırırken konuşmalarının içine siyasi propaganda sokuşturarak sözlerinin kıymetini düşürmedi. Yetki alanında belediyelere ayırımcılık yapmadı, muhalefet partilerinin de takdiri kazandı.
Hemen belirteyim, ben Sayın Koca ile hayatta hiç karşılaşmadım, hiçbir temasım olmadı. Objektif gözlemlerimi yazıyorum.
GÜVEN FAKTÖRÜ
Siyaset bilimci Fukuyama, The Atlantic’teki makalesinde, virüs karşısında Amerika ile Çin ve diğer ülkelerin performansını mukayese ederek aynen şöyle yazıyordu:
“Virüsle mücadelede ülkelerin performansını belirleyen asli faktör rejim tipleri olmayacak fakat devletin kapasitesi ve her şeyin üstünde, hükümete güven olacak.” (30 Mart)
Fukuyama, Trump’un fırsatçı ve tutarsız davranışlarını özellikle eleştiriyor.
Hükümete güven faktörü gerçekten çok önemlidir çünkü büyük krizler toplumda büyük dayanışmaları, büyük yardımlaşmaları, krizi aşmak için canlı bir toplumsal enerji oluşmasını hem mümkün kılar hem gerekli…
Kısıtlayıcı tedbirlere ve getirilen yükümlülüklere toplumun istekle katılması, mücadeleyi güçlendirir.
Daron Acemoğlu, uzak doğu ülkelerinin virüsle mücadeledeki başarısına dikkat çekerek “sivil toplumun güçlü olması ve devletin gücünü dengeleyebilmesi… Devlet ile özel sektörün eşgüdümlü çalışması… Halkın da tüm önlemlere uyması ve devleti denetlemesi” faktörlerinin rolünü vurguluyor. (2 Nisan)
Devleti yöneteneler siyaseten firmalar, kuruluşlar, belediyeler arasında ayırım yaparsa bu düzeyde dayanışma gerçekleşebilir mi?
TÜRKİYE VE İRAN
Bu satırlar yazılırken Türkiye vaka sayısında İran’a yaklaşmıştı. Vaka sayısı Türkiye’de 78.546… İran’da ise 79.494…
Ama çok önemli bir fark var: Türkiye’de ölüm sayısı 1,769 yani yüzde 2.25’dir, İran’da 4.958 yani yüzde 6.24’tür.
Bunun anlamı Türkiye’de sağlık sisteminin daha güçlü olmasıdır, Bakan tarafından iyi motive edilmesi, sağlık teşkilatımızın daha iyi çalışmasıdır.
Vaka sayısının kısa sürede İran seviyesine gelmiş olması ise bulaşmayı önleyici karantina uygulamalarında yeterince başarılı olamadığımızı gösterir. Özellikle İstanbul’da daha etkili karantina uygulanmasını isteyen Ekrem İmamoğlu ile en azından konuşmak gerekmiyor mu?
DAYANIŞMA RUHU
Mansur Yavaş, bir geleneğimizi canlandırdı: Komşumuzun bakkala olan veresiye borcunu kapatma çağrısı yaptı.
Fevkalade başarılı oldu, bilinmeyen hayır sahipleri tarafından veresiye borçları kapatılan on binlerce aile nefes aldı.
Yavaş ayırımcılık yapmayan, güven veren bir isim. Böyle olmasaydı bu derecede etkili olabilir miydi?
Bu hayırları yapan isimler bilinmiyor; göze girmek için değil, sevap ve dayanışma duygusuyla yaptılar bunu.
İbrahim Kalın’ın vicdanı da belediyelerin kısıtlanmasına itiraz etti, belediyelerin çalışmalarını övdü.
Toplumsal dayanışmanın örnekleri tarihte çok olduğu gibi, Durkheim’den beri de modern sosyolojinin konusudur.
Bırakın her kurum, her kuruluş virüsle mücadeleye bütün enerjisiyle katılsın, toplumsal dayanışma güçlensin.
Sayın Koca bu güveni bilimsel dili ve kapsayıcı davranışıyla kazandı. Başka türlü kazabilir miydi?
Üstelik önümüzde virüsten ağır bir ekonomi sorunu var, bunu hiç unutmayalım.