Emniyet’e teşekkürler
Benim ve oğlum Ertuğrul’un maruz kaldığımız dolandırıcılık teşebbüsünü anlatacağım, bunun kamuoyuna karşı bir uyarı görevi olduğunu düşünüyorum.
Görsel medyaya da açıklama yaptım.
Öncelikle Emniyet görevlilerine şükranlarımı ifade etmeliyim. Gayrettepe Asayiş Şube Müdürlüğü, nefes kesen bir süratle olaya el koydu, benim ve oğlumun bulunduğu yerleri tespit ederek ânında müdahale ettiler. Aynı günün akşamında üç kişiyi yakaladılar.
Tamamının çözüleceğinden eminim.
Gayrettepe Asayiş Şube Müdürü, görevli komiser ve memurlar mükemmel bir teknik bilgi, tecrübe ve dinamizmle hem bize hem topluma “suçlunun yanına kâr kalmaz” mesajını verdiler.
Bütün Emniyet şehitlerini rahmetle anıyorum, Emniyet görevlilerine sevgi ve teşekkürlerimi iletiyorum.
* * *
Çarşamba sabahıydı. Kablolu telefon çaldı, eşim baktı. Karşıdaki ses, emniyet görevlisi olduklarını, FETÖ’nün sahte telefon numaralarıyla internet bankacılığından hesaplara girerek boşalttıklarını, bizim adımıza da sahte telefon numaraları tespit ettikleri söyledi.
Verdikleri üç numarayı kontrol ettik, evet adlarımıza sahte numaralardı.
Demek ki bu ‘kontrol’ mekanizmasını da ayarlamışlardı.
Banka şubesine gidip hesap özetlerini kontrol etmemi istediler. Sorun yoksa dosya kapanacakmış. Hesabımdan para çekilmişse ellerindeki FETÖ’cüler bunun için de sorgulanacakmış.
Reddettim, bana özel kimlik bilgilerimi saydılar. Bu bilgiler ancak devlette bulunabilir öyleyse bu devletin bir operasyonu kanaati uyanıyor.
Para da istemiyorlardı. Nihayet yapacağım şey, hesaplarımı kontrol etmekti
Telefonumun FETÖ tarafından dinlenildiğini, bu operasyon bitene kadar kimseyle görüşmememi, görüşürsem FETÖ’ye yapılan operasyonu bozmuş, onlara yardım etmiş olacağımı söylediler.
Çağlayan Adliyesine yakın bir banka şubesine gitmemi istiyorlardı çünkü banka işlemi bitince Adliye’de Savcı falanca bey beni bekliyordu, şikayetimi zapta geçirecekti!
* * *
Hesabıma bakmak için yakın bir bankaya gittiğimde ağızlarının değiştiği fark ettim. Hesabımdaki tasarruflarımı oğlum Ertuğrul’un hesabına aktarmamı istiyorlardı. Öyle yaparsam para “Merkez Bankası’nın güvencesi altında olacak”mış.
Şüphelendim, reddettim.
Eşime, yakın dostlara haber vermesini söylemiştim. Bu yoldan olay Emniyet’e intikal etmiş.
Emniyet Bankaları uyarıp hesapları bloke ettirmiş.
Banka görevlileri de “sakın para transferi yapmayın” diye ısrarla uyardılar.
Telefondaki kişiye “para aktarmıyorum, ben savcıya gidiyorum” dedim, tereddüt geçirdiklerini hissettim…
Tam o sırada Gayrettepe Emniyet’ten sivil polisler geldi. Benim bulunduğum yeri tespit etmişlerdi. Kimliklerini gösterdiler. Bunun bir dolandırıcılık olduğunu söylediler.
Birlikte Gayrettepe Emniyet’e gittik, ifade verdim, olayı anlattım.
* * *
Benden habersiz olarak oğlum Ertuğrul’a “FETÖ babana tuzak kurdu” demişler. Dediklerini yapmazsa ve birileriyle telefon görüşmesi yaparsa FETÖ’ye karşı polisin operasyonunu engelleyen bir suçlu durumuna düşeceğini söylemişler. “Şu anda FETÖ’yle silahlı çatışmaya girmek üzeriyiz, acele et” demişler.
Korku ve paniğe kapılmış, bulunduğu banka şubesinden, hesabındaki 43 bin doları TL olarak çektirip almışlar.
Polis hesapları bloke ettirdiğinde o parayı çekip şebekeye teslim etmişti maalesef.
O sırada ben telefondaki dolandırıcılara oğlumla görüşmek istediğimi söylediğimde “Savcıya soralım, izin verirse olur” dediler, on dakika sonra telefonla görüştüğümde oğlum “ben iyiyim” dedi beni sordu, moralini bozacak bir şey demedim.
Ve Emniyet’e yine binlerce teşekkür ederim ki aynı günün akşamına yakaladılar.
Şu bakımından da çok önemli, suça karşı en büyük caydırıcılık, mutlaka yakalanacakları konusunda kanaat yaratmaktır.
* * *
İnce ve ayrıntılı bir senaryo yazıyorlar, aşama aşama ilerliyorlar.
Sizi inandıracak bilgiler veriyorlar, nerelerden buluyorlarsa…
Gerçek bir soruşturmada neler söylenir, hangi kavramlarla neler sorulursa onları söyleyip onları sorarak sahici olduklarına inandırıyorlar.
Dediklerini yapmazsanız teröre yardım etmiş olacağınızı söylüyorlar…
En önemli ders veya uyarı şu: Böyle bir telefon geldiğinde, ciddi ve gerçek olduğuna inansanız da reddedin.
Etkilenip de reddedemezseniz, o zaman “madem polissiniz, ben Emniyet’e geleyim, orada konuşalım” deyin. Veya bizzat savcıya gideceğinizi söyleyin… Maskeleri düşecektir.