Bugünleri arayacağız

Korona virüs felaketinde korkarım bugünleri aracağız. Virüsün yayılma hızı ve enfekte olanlarda ölüm oranı dikkate alındığında önümüzdeki aylar için iyimser olmak zor.

Şimdi, Korona Virüs uzmanı bir bilim insanımızın sosyal medyadaki şu feryadına bakın: “Sayın Bakanım @drfahrettinkoca , COVID 19’un moleküler tanısı konusunda, ciddi katkılarımın olabileceğini düşünüyorum. COVID 19 salgını için geçen her saat aleyhimize işliyor olabilir. Aşı ile ilgili bir ekip kurulacaksa her türlü katkıyı yapmaya hazırım…”

Bu, KHK ile görevden atılan, böylece biliminden Türkiye’nin istifade etmesi engellenen Doç.Dr. Mustafa Ulaşlı’nın mesajı!

ABD Princeton Üniversitesi’nde 3 yıl, Hollanda’daki Groningen Üniversitesi’nde 4 yıl koronavirüs üzerine çalışmış bir uzman… İftira sonucu KHK’lı olmuş…
Adalet, yargılamaya bile gerek duymadan daha soruşturma aşamasında “takipsizlik” kararı vermiş…

Ama KHK’lı olduğu için bu bilim insanın uzmanlığından Türkiye’nin yararlanması ‘yasak’! Devlet kurumu böylesine kindar olabilir mi? Hele de önümüzde virüs felaketi bizi beklerken!

YAYILMA HIZLANIYOR

Hem daha başlangıcında olduğumuz felaketi, hem Sağlık teşkilatımızın gereği gibi takviyesini çok ciddi olarak düşünmek zorundayız.

DSÖ Genel Sekreteri Ghebreyesus’un dünkü açıklaması şöyle:

“Dünyada korona virüsün yayılma hızı arttı. İlk açıklanan vakadan 100 bin vakaya ulaşmanın 67 gün sürmüştü, ikinci bir 100 bin vakaya 11 günde ulaşıldı, üçüncü 100 bin vakaya ise yalnızca dört günde ulaşıldı.”

Bizde de ilk vaka 10 Mart’ta ortaya çıktığı için rakamlar şimdilik düşük ama benzer bir artış eğilimi yaşanıyor.

Bu sağlık felaketinin iki ayağı var:

• Biri, yayılmayı önlemek… Evde kalmalar, işyerlerinin, toplu mekanların kapatılması, toplu taşımaların sınırlandırılması bunun için… Türkiye’nin maalesef hayli geciktiği kitlesel testler de bunun için… Vakayı bir an önce tespit edip tecrit etmek… Sonra da tedavi.

• İkinci ayak, tedavi… Bu tamamen ülkelerin tıp bilimi, sağlık kurumları ve sağlık personeliyle ilgli kapasitesine bağlı…

Bizim sağlık teşkilatımız gerçekten iyidir, yüz elli yıllık birikimi vardır. Çalışanları fedakardır. Kendi hayatlarını riske atarak, bir kısmı da virüse yakalanarak canla başla çalışıyorlar. Mutlaka hem ödüllendirmek hem KHK’lı sağlıklıçıları da alarak personel sayısını hızla arttırmak lazım. 32 bin personel alınacak olması iyi haberdir, KHK’lılara ikinci bir darbe vurulmamalıdır.

KİMLER BAŞARILI?

Dün itibariyle Almanya’da vaka sayısı 30.150 iken, ölüm sayısı 130’dan ibaretti.

İtalya’da vaka sayısı 62.900 iken, ölüm sayısı 6.077; dünyada en yüksek oran!

İtalya’da vaka sayısı Almanya’nın iki katı, ama ölüm sayısı Almanya’nın 46 katı!

Sebep, Alman sağlık teşkilatının, tıpkı Alman eğitimi, Alman teknolojisi ve Alman sanayii gibi çok gelişmiş, iyi örgütlenmiş ve yüksek kapasiteli oluşu!

Mikdat Karaalioğlu’na göre, virüs öncesinde, oksijen cihazlı ilk yardım yatağı sayısı Almanya’da 25 bin, İtalya’da 5 binden ibarettir! (Karar 23 Mart)

Hepsi buna göre…

İtalya’da sağlık sistemi çok iyi değildi, bu yük altında büsbütün çöktü. Dünkü haberlere göre Almanya’ya uçakla korona virüs hastası göndermeye başladılar. Almanya İtalya’ya tıbbi yardım da yapacakmış.

Bu iki örneği seçmenin sebebi ikisinin de “Batılı ülke” olmalarıdır. Asya’ya baktığımızda İran kırılıyor, Komünist Çin başarılı… Ama demokrasiyle yönetilen Güney Kore çok daha başarılı…

HANGİ DEVLET TİPİ?

Amerika? Çok başarısız; sağlık meselesine kamu hizmeti gibi bakmayan sakat gelenek yüzünden… İki, popülist Trump’ın kasım ayındaki seçim hesapları yüzünden…The Atlantic’te Derek Thompson Beyaz Saray’ın bu davranışı yüzünden “Amerika çökmüş devlet gibi davranıyor” diye yazdı. (America Is acting like a failed state) Bu tablodan çıkan sonuç ne?

Evvela kriz dönemlerinde yaygınlaşan “güçlü adam gelsin, halletsin” psikolojisi yanlış… Ülkelerin iyi yönetilmek ve krizlere karşı dayanıklı olmak için yüksek kapasiteli kurumlara ihtiyacı var: Liyakat ve hukukilik esaslarına dayayan, siyasallaşma ve ideolojiye değil, vazife şuuruna ve iyi donanıma sahip kamu ve özel kurumlar…Daron Acemoğlu’nun kavramlarıyla, “daha çok otorite” değil, “daha yüksek kapasite” lazım çağmızda.

Önümüzdeki çok daha sıkıntılı dönemde bu gerçeği akıldan çıkarmayalım.

YORUMLAR (144)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
144 Yorum