MHP, İnce?

Son dönemde partiler harıl harıl ortak liste konusunda çalışıyor. Bu noktada, Millet İttifakı tarafında beş siyasi parti ortak listede anlaştı. Cumhur İttifakı cephesinde ise; ortak listeyle seçime girip daha fazla milletvekili çıkarabilme avantajına rağmen Milliyetçi Hareket Partisi’nin seçime kendi logosu ve adaylarıyla katılacak olması dikkat çekici bir adım olarak belirtilebilir. Şüphesiz ittifaklar içinde partilerin kurumsal kimliklerini korumaları kolay olmayabilir. Zira yeni partilerin bu noktada işleri daha da zor…

Şimdi burada bir parantez açalım.

Marka kimliğinin korunması, geliştirilmesi stratejik bir bakış açısı gerektirir. Markaların (siyasi partilerin) özellikle de rekabetin kızıştığı dönemlerde stratejik marka analizini dikkate almaları anlamlı olabilir. Yani seçmen analizi, içsel analiz (güçlü, zayıf yanları, mevcut marka imajı…) ve özellikle de rekabet analizini yapmaları önemlidir.

Devam ediyorum…

Yaklaşık bir buçuk yıldır belli aralıklarla sahaya inerek seçmenin siyasi tutum ve davranışlarının altında yatan dinamikleri incelemeye çalıştım. Bu süreçte tüm kesimlerle olduğu gibi dönem dönem Milliyetçi Hareket Partisi’ne gönül veren kardeşlerimizle de görüştüm.

Buradan hareketle saha görüşmeleri neticesinde şu söylenebilir. Genel olarak MHP’ye gönül veren seçmenin partinin kurumsal kimliğiyle ilgili sadakatinin yüksek olduğu belirtilebilir. Ve fakat aynı durumu partinin yetkilileri için söylemek pek mümkün değil. Bu noktada, ekonomideki olumsuz gidişat ya da Sinan Ateş suikastındaki takınılan tavır sebebiyle tabanın pek de memnun olmadığı söylenebilir. Açıkçası, parti yönetimi ile taban arasında makasın açıldığı belirtilebilir.

Bu noktada MHP’ye gönül veren bir kardeşimiz şunları söyledi:

“Adalet, hukuk kalmadı. Eskiden bazı sıkıntılar olsa bile bir sistem vardı. Şimdi sistemden söz etmek zor… Maalesef gittikçe Cumhuriyet değerleri unutuluyor. Ayrıca ekonomide bunca sıkıntı var. Ama partimizin bu konuda güçlü bir eleştirisini duyamıyoruz. Bunlar bizi üzüyor.”

Öte yandan bu süreçte MHP’den İYİ Parti’ye ya da diğer partilere giden seçmenlerle de görüştüm. Bu noktada genelleme yapmak doğru olmayabilir. Çok daha derinlemesine araştırmaların yapılması anlamlı olabilir. Zira tüm bu görüşmelerden edindiğim izlenim şu ki milliyetçiler yönünü bulmaya çalışıyor gibi. Bir bölümün gönlü hala MHP’nin 2017 ve öncesi döneminde. Şu anki durum seçmen tarafından parçalı bir yapı olarak belirtiliyor. Bazı memnuniyetsizlikler sebebiyle İYİ Parti’ye ya da diğer partilere yönelenler olmuş. Ama burada da belli konularda rahatsızlık oluşunca hızlı bir şekilde parti değiştirilebiliyor gibi. Yani seçmen sadakati oluşmamış gibi. Örneğin son dönemde İYİ Parti’den Memleket Partisi’ne ilgi gösteren seçmen de bu şeklide belirtilebilir.

Açıkçası MHP’den başka partilere giden seçmenlerin bir bölümü MHP’yi gönülden terk etmemiş ve istedikleri gibi bir tablonun ortaya çıkması halinde tekrar partiye dönebilir gibi. Diğer taraftan şu anki koşullarda asla dönmeyeceklerini de belirtiyorlar.

Böylesi bir süreçte MHP’nin kendi logosuyla seçime girme kararı birçok riski içinde barındırıyor olabilir. Ve fakat Bahçeli’nin tabandaki bu memnuniyetsizliği gördüğü düşüncesindeyim. Öte yandan bu adım başta İYİ Parti olmak üzere oylarını kaptırdığı diğer partilere de bir hamle olarak okunabilir. Dolayısıyla bu kararın stratejik bir karar olduğu söylenebilir.

Sadece bu seçim için değil bundan sonraki süreç için de atılmış bir adım olarak belirtilebilir. Çok erken bir yorum olabilir belki de… Yine de belirtmeden olmaz sanırım. Bu seçimde değil ancak sonraki yakın dönemde bazı milliyetçi partiler birleşir mi sorusunu da şimdiden not düşmek isterim.

******

Seccade konusu çok yazılıp çizildiği için detaylara girmeyeceğim ama bu konu üzerine o kadar çok yorum yapıldı ki bir süreliğine kıymanın kilosunun 300 TL olduğu gerçeği geri planda kaldı doğrusu.
Açıkçası seçime adım adım yaklaştığımız bu önemli zaman diliminde bu gibi konuların konuşulması yerine asıl milyonların canına tak eden meselelerin gündeme gelmesi daha anlamlı olabilir.

******

Mehmet Şimşek konusunda da birkaç kelam etmezsem olmaz sanırım.

Şimşek geldi, gelecek, şöyle görüşüldü, böyle görüşüldü… Günlerdir bu konu da gündemimizde. Konuyu dallanıp budaklandırmaya gerek yok sanırım. Şimşek’in gelip gelmemesinden ziyade… Şöyle basit bir soru sormak isterim.

Şimşek isminin bu denli gündeme gelmesi şu anki ekonomi politikalarını da geçersiz kılmaz mı?

******

İnce?

Hafta içi yine sahadaydım ve özellikle gençlere sorular sordum. Buna göre, ilk izlenim olarak şu söylenebilir. Bir önceki hafta gençler Muharrem İnce konusunda çok daha coşkuluydu. Bu hafta biraz karışmışlar sanki. Özellikle oylar bölünür meselesiyle ilgili soru işaretleri belirmiş.

Şu bir gerçek ki İnce’yi destekleyen gençler şu anki düzenin değişmesini hararetle bekliyor. Gidişata itirazları var. Ama oyların bölünmesi sebebiyle değişimin de zor olabileceği konusunda soru işaretleri çoğalmış. Açıkçası İnce’yi desteklemekten vazgeçmiş değiller, sadece biraz karışmışlar. Ve olanları dikkatle izliyorlar.

Dolayısıyla gençlere iletilen mesajlar bu süreçte çok önemli…

Gençler uzun uzun konuşmalar istemiyor. Net, detaylara boğulmayan, geleceklerini işaret eden mesajları bekliyor. Öte yandan sandığa gitme konusunda gençleri bir hayli motive gördüğümü de belirtmek isterim.

Son olarak, ana akım siyasete tepkili seçmenin İnce’nin ‘ne sağdan ne soldan Atatürk'ün yolundan’ sloganını da dikkat çekici bulduğu söylenebilir.

YORUMLAR (10)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
10 Yorum