Liderlik Meselesi
Yüzyılımızın en zorlu konularından biri hiç kuşkusuz bilgi çağına ayak uydurma çabası olarak belirtilebilir. Zira hep birlikte değişimleri ve yenilikleri bir yerinden yakalama gayreti içindeyiz… Tabii bu dönemde değişim rüzgârıyla birlikte liderlik anlayışının da etkilendiği gözlemleniyor.
Zira dünya genelinde ekonominin yavaşlaması, terör baskısı, teknolojik değişimlere ayak uydurma konusunda yaşanan sıkıntılar, göçmen sorunu, iklim değişikliği gibi birçok yakıcı konular, değişim rüzgârının şiddetinin daha da fazla hissedilmesine yol açıyor.
Tam da bu noktada, liderlik kavramını açıklayacak olur isek; liderlik, bir grup insanı belirli amaçlar etrafında toplayabilme ve bu amaçları gerçekleştirebilmek için onları ne yapacakları konusunda harekete geçirme bilgi ve yeteneklerinin toplamı olarak tanımlanabilir.
Bu noktada, son dönemdeki tüm yaşananlar ile birlikte, liderin eskisinden çok daha fazla özelliklere sahip olmasının önemli olduğu gözlemleniyor.
Dolayısıyla liderin sadece vizyoner olması değil aynı zamanda karizmatik, dönüşümcü, etkin, stratejik, etik ve daha birçok liderlik tarzını bünyesinde barındırmasının önemi ortaya çıkıyor.
Zira ülkelerin başat olma yarışında olduğu bu süreçte liderlerden beklentinin de bir o kadar arttığı ifade edilebilir.
Nitekim her an krizlerle karşı karşıya kaldığımız bu süreçte liderin krizleri yönetebilecek esneklikte olması en başta gelen özelliği olarak belirtilebilir.
Bunun yanı sıra, liderin diğer önemli özellikleri “adil olan, ilham veren, motive eden, müzakere eden, idari olarak yetkin olan, bütüncül yaklaşabilen, iyi bir dinleyici olan, politika yapıcı olan, yol gösterici olan” olarak belirtilebilir. Bir diğer önemli konu da liderin takipçilerinin duygularına hitap edebilmesi bir anlamda dokunabilmesidir. Duygulara temas edemeyen liderlerin takipçileri bir süre sonra takibi bırakabilir. Yani lidere olan bağlılık dereceleri azalabilir.
Buradan hareketle asıl konumuza gelecek olur isek…
Son dönemde siyasette yeni partiler ve liderler konuşuluyor. Bu partilerin ve liderlerinin siyasete etkisinin nasıl olacağına dair birçok yorum yazılıyor, çiziliyor.
Zira dünyada olduğu gibi ülkemizde de seçmenin gençleştiği gözlemleniyor. Dolayısıyla, yapılan ya da yapılacak olan kampanyaların gençleri kapsayıcı şekilde olması zaruri hale geldi denilebilir. Bu noktada, özellikle gençlerin bu konuda ne düşündüklerini merak ettim ve hafta sonu yüz yüze, 18-25 yaş aralığında yirmi kişiyle tamamen tesadüfi olarak görüştüm.
Öncelikle katılımcıların verdiği cevaplar biraz şaşırttı beni… Aslında memnun oldum.
Şaşırdığım konu, gençler tüm konular ile ilgiliydi. Etrafımızda olan biten her şeyle ilgili yorumları vardı. Bıraksanız saatlerce konularla ilgili konuşabilirler...
Ana sorum dünyadaki değişim rüzgârıyla birlikte liderin nasıl olması ya da lider özelliklerinin neleri kapsaması ile ilgiliydi.
Ve gelen cevaplar arasında; liderin vizyoner olması, bilgi çağındaki tüm değişimlerden haberdar olması, bütüncül olması, konulara hâkim olması yer alıyor. Özellikle değişimi yaşadığımız bu süreçte tüm konulara hâkim olması bekleniyor…
Anlaşılan o ki, gençler özellikle teknolojik gelişim yarışında ülkemizin de en ön sıralarda olmasını arzu ediyor.
Ayrıca, ekonomi alanında ve dolayısıyla işsizlik sorununa çözüm getiren…
Çevreye ve hayvanlara duyarlı olan…
Ve liste bu şekilde uzayıp gidiyor…
Görünen o ki, gençler liderden sadece bir ya da birkaç özellik beklemiyor. Dönemin ruhuna ayak uyduran, birçok özelliği bünyesinde barındıran lider özellikleri talep ediyor.
Dolayısıyla, önümüzdeki süreçte liderlik yarışında birçok özelliği bünyesinde içselleştirebilen liderler çok daha avantajlı olacak denilebilir. Sadece karizmatik liderlik ya da stratejik liderlik yeterli gelmiyor... Tabii bu basit sorgulama örneklem sayısı sebebiyle geneli kapsamıyor olabilir, önümüzdeki dönemde konuyla ilgili araştırmaların yapılması önemlidir.
Zira bu görüşmeler de şaşırdığım bir husus da, tüm katılımcılar değişimin farkında ve bu değişime göre önlemlerin ivedilikle alınmasını bekliyor…
Son olarak, termik santrallere filtre takılmasını erteleyen kanun değişikliğinin Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından reddedilmesi sevindirici bir gelişmedir.
Tam da bu noktada, görüşmelerde ortaya çıkan olumlu bir sonuç da, gençlerde çevre hassasiyetinin çok yüksek olmasıydı. Günümüz liderlerinin de bu konuya gereken hassasiyeti göstermelerini bekliyoruz…