Gençlerin neşesi…
“Sana kim dedi Alevi misin değil misin? Bizim Alevi’ye de saygımız var, her türe saygımız var. Bunu söylemene ne gerek var? Sen Aleviliğini yaşa ama anlatmaya gerek yok.”
Dün Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu sözlerini dinleyince…
***
Keşke dedim
Bir mucize gerçekleşse
Kuş olup uçsam Munzur Dağları’na kavuşsam
Gurbet ellere dertleri döksem
Şu garip yüreğimi atsam dağların doruklarına
İzmir’e uçsam Kemal beye, Selvi hanıma sarılsam
Güneşe, aya, yıldızlara, yere, göğe, börtü böceğe yükleri savursam…
***
Aslında kelimeler burada bitecekti, ama kalem akıp geliyor.
Devam ediyorum.
***
Ağrı Dağı’nın eteğindeki kaşıkçı kuşlarını çamurlu sulardan çıkarsam
Beş maaşlıları, arsızları, çadır satanları haykırsam
Sinsileri Kapadokya’nın yer altı mağaralarına kapatsam
Yalnızlığı, endişeyi, güvensizliği Fırat’a gömsem
***
Öfkeyi Kaçkar Dağları’na, Kızılırmak’a bıraksam
Tenhada yananları yerin yedi kat altından çıkarsam
Gençlerin hayallerini âşıklara emanet etsem
Gençlerin neşesini Kaf Dağı’ndan bulup getirsem
***
Gönül olup Antakya, Adıyaman, Maraş, Antep, Adana
Kilis, Osmaniye, Malatya, Urfa, Diyarbakır’a güç versem
Ümmügülsüm ninenin üşüyen yüreğini ısıtsam
Seccade, şampanya diyenlere adalet nerede desem
Yalınayak canlara, kumlu, çizik ellere koşsam
***
Şimşek olup ‘bıktık yalandan dolandan’ diyenlere ışık olsam
Kimmiş bu ‘işgalciler’ diye sorsam erenlere
Kiri pası Mercan Deresi’ne götürüp yıkasam
Ve acıyı siyah güllere, kır çiçeklerine atıp kaçsam…