Filenin Sultanları, Türkiye’nin marka değeri?

A Milli Kadın Voleybol Takımı Sırbistan’ı eleyerek organizasyon tarihinde ilk kez şampiyon oldu.

Müsabakanın ardından Eda Erdem Dündar’ın şu sözleri yüreğimizi ısıttı:

“Cumhuriyetimizin 100. yılında Milletler Ligi'nden sonra Avrupa şampiyonluğunu da ülkemize getiren takımın bir parçası olduğum için çok mutluyum.”

Gerçekten de ne büyük bir mutluluk…

Bizler de kızlarımızı izlerken gurur duyduk. Filenin Sultanlarıyla birlikte duygulandık.

Türkiye ile Sırbistan arasında oynanan 2023 CEV Kadınlar Avrupa Voleybol Şampiyonası final maçı ‘40 ülkede’ canlı yayınladı.

Sadece hanelerde değil, Türkiye'nin pek çok şehrinde de dev ekranlarda izlenen maç reyting rekorunu kırarak en çok izlenen yayın oldu.

Bir anlamda milyonlar maça kilitlendi de denilebilir.

Sosyal medya analiz şirketi Teleskop APP’in verilerine göre, şampiyona boyunca milliler ile ilgili dijital platformlarda yaklaşık 1 milyon 500 bin özgün içerik üretildi.

Bunlar büyük rakamlar… Hem de çok büyük…

Yok, şu yok bu tartışmasından işin büyüklüğü, işin özü tam konuşulamadı.

Filenin Sultanlarının başarısı başta Avrupa olmak üzere dünya genelinde de haber oldu.

Açıkçası bu sonucun ‘Türkiye’nin spor alanındaki imajına ve itibarına’ çok önemli bir değer kazandırdığı düşüncesindeyim.

‘Günümüzde artık ülkeler sahip oldukları; spor, sanat, bilim, kültür, eğitim, turizm ve benzeri yumuşak güç unsurları ile diğer ülkeleri etkilemekte, bu ülkeler ve onların toplumları için cazip bir ülke konumuna gelmektedir.’

Bu noktada sporun yumuşak gücü ülkeler arasındaki ticari bağların kuvvetlenmesi, yatırımların yükselmesi, turizmin gelişmesi ve geleceğe yönelik disiplinler arası araştırmaların yapılmasını kolaylaştırdığı söylenebilir.

‘Bu duruma örnek olarak, 2002 FİFA Dünya Kupası’na Güney Kore ve Japonya birlikte ev sahipliği yaparak sporun yumuşak gücünü etkili şekilde kullanmıştır. Böylece siyaseten çok iyi ilişkilere sahip olmayan ülkeler bile sporun ortak dilini kullanmaktan geri durmamaktadır.’

Ki sporun toplumları etkileme ve dünya genelinde gündem oluşturmasıyla birlikte ülkelerin marka değerine de olumlu anlamda katkısının olduğu söylenebilir.

Birçok kişi gibi bu başarının Türkiye’nin marka değerine olumlu anlamda katkısının olduğu düşüncesindeyim.

Özellikle de bu başarının ‘kalite algısını’ artırdığı ve markanın ruhu ve kalbi olan ‘çağrışım değişkenini’ de olumlu anlamda etkilediği belirtilebilir.

Zira Türkiye denilince hemen Türk Hava Yolları, Türk lokumu vs. akla geliyor. Açıkçası bu başarıyla birlikte çağrışımlara Türk kadın voleybolu da eklendi denilebilir.

Ayrıca maçı izleyen milyonların ülkemizle ilgili duygularının da olumlu anlamda etkilendiği de belirtilebilir.

Bu noktada teknik bir ayrıntı olarak şunu da eklemek isterim. Tüketicilerin marka ile ilgili değerlendirme sürecinde, duyguların rasyonelliğe göre çok daha ağır bastığı da söylenebilir.

Dolaysıyla kızlarımızın başarısı büyük bir başarı…

Ayrıca uluslararası toplantılarda böylesi başarıların olumlu bir hava estirdiği de bir gerçek.

Bu noktada Mehmet Şimşek bugünlerde çok yoğun, biliyoruz… Birçok teknik konuyla uğraşıyor. Ama final maçına gidebilseydi. Gitmişken de Financial Times gibi yayınlarda da haber olsaydı ne iyi olurdu.

Öte yandan diplomasi konusunda tecrübeli Mevlüt Çavuşoğlu’nun maçta olması olumluydu.

Böyle söylüyorum zira bu sadece bir voleybol maçı değil. Bu aynı zamanda ülkemizin marka değerine olumlu anlamda katkı sağlayan da bir faaliyet.

Böyle bakmak gerekir.

Nasıl ki dünyada Türk Hava Yolları başarılı bir markaysa… Aynı şekilde artık A Milli Kadın Voleybol Takımımız da başarılı bir marka.

Ve böylesi başarılı markalarımızın sayısının artması ülkemiz açısından stratejik öneme sahip…

Dolayısıyla millilerimize özel uçak tahsis edilmemesi gibi tartışmalar da haklı tartışmalar. Zira kızlarımız, Filenin Sultanları Türkiye’yi temsil ediyor.

Hani hep söylenen bir cümle var ya…

“İtibardan tasarruf olmaz.”

İşte bu cümlenin de tam zamanıydı… Ama olmadı.

Umarım bundan sonraki süreçlerde kızlarımızın Türkiye’yi temsil ettiği unutulmaz.

Diğer taraftan bu büyük başarıyla siyasetin kısır tartışmalarından da uzaklaştık, bir an olsun nefes aldık.

Yok, yenilgi değildi, suç onlarındı, bizim değildi gibi bitmeyen tartışmalar tam gaz devam ederken kızlarımız gerçekten de nefes aldırdı.

Bir yandan da yenilgi nasıl yönetilemez konusunda da ders verecek kadar tecrübemiz oluştu maalesef.

Bitmeyen tartışmalar yerine işte böyle spor konuşalım, bilim konuşalım, teknoloji konuşalım, girişimcilerimizin, sporcularımızın başarılarını alkışlayalım diyeceğim ama nerede?

YORUMLAR (6)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
6 Yorum