Doğu Akdeniz…
Hiç kuşkusuz ülke olarak, bilhassa son dönemde çok konuştuğumuz bir konu: “Doğu Akdeniz ve bölgenin bizim için stratejik önemi…”
Hâlihazırda Doğu Akdeniz’de gerçekleştirilen bir dizi doğal gaz sahası keşfinin de etkisiyle, birçok ülkenin dikkati bu bölgeye yoğunlaştı. Bölge bir anlamda ülkelerin hedefi haline geldi denilebilir. Ve dolayısıyla Doğu Akdeniz konusundaki tartışmalar daha da hız kazandı.
Öte yandan yaşanan tüm bu tartışmaların gölgesinde ülkeler bir yandan da bu önemli konu üzerinde uzlaşma yollarını da aramaya çalışıyor. Zira son günlerde izlediğimiz diyalog temelli görüşmelerin de önemli olduğu ortadadır.
Gelinen bu noktada, Doğu Akdeniz konusunun enerji özelinde detaylandırılması amacıyla, Anadolu Doğalgaz Danışmanlık ve Ticaret Ortak ve Şirket Müdürü (BOTAŞ Eski Genel Müdürü) Gökhan Yardım’a yönelttiğim sorular ve Yardım’ın cevapları şu şekildedir:
Doğu Akdeniz'in stratejik önemi ve özellikle bizim açımızdan önemi nedir? Ayrıca konuyu, bölgede yer alan enerji kaynakları açısından da değerlendirebilir misiniz?
Öncelikle, Doğu Akdeniz’de yaşadığımız olayları, büyük şairimiz Nazım Hikmet’in “Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan bu memleket bizim” mısralarında da ifade edildiği üzere; vatanımızı iki taraftan haksız ve mesnetsiz iddialarla köşeye sıkıştırma, hareketsiz bırakma gayreti olarak görüyorum. Ülke savunmasının denizlerden başladığı ve bu çerçevede Akdeniz’in önemi konusunda askeri açıklamaları işin uzmanlarına bırakarak, ben kendi konum olan Doğu Akdeniz’in enerji kaynakları üzerindeki öneminden bahsetmek isterim. Şöyle ki;
Doğu Akdeniz’de Türkiye, Mısır, İsrail, Suriye, Lübnan, KKTC ve GKRY bulunuyor. Mısır 1960, İsrail 1970, GKRY’de 2003-2008 yılından beri bölgede hidrokarbon kaynakları arama ve üretim çalışmalarında bulunuyorlar. Bugüne kadar 2,6 trilyon m3 doğalgaz keşfi yapıldı. Bu değer Azerbaycan’ın doğal gaz rezervine yakındır. Bölge potansiyeline baktığımız zaman ABD Jeoloji Kurumu’nun çalışmalarını referans alan Sohbet Karbuz’un Bilkent Enerji Notları’nda yayımlanan makalesine göre; İsrail ve Mısır’ın Levant ve Nil Deltası basenlerinde teknik olarak çıkarılması mümkün fakat henüz keşfedilmemiş 10 trilyon m3’den daha fazla doğal gaz bulunduğu ifade ediliyor. Henüz Mısır’ın kuzeyindeki deniz sahası, GKRY güney sahası, KKTC, Suriye, Lübnan ve bizim Kıbrıs’ın batı ucu ile Rodos arasında kalan saha ile güney kıyılarımızda arama ve yeterli sondaj yapılmamış olup, ne kadar hidrokarbon bulunacağı belli değildir.
Bu noktada, bölgenin potansiyeli ile ilgili genel yorumunuz nedir?
Doğu Akdeniz’de arama ve sondaj yapılmayan sahaların alanı arama ve sondaj yapılarak keşif yapılmış sahalara göre kat be kat büyük… 2012 yılında yapılan bir çalışmaya göre, Girit adasının güneyinde 3,5 trilyon m3 keşfedilmemiş doğal gaz olabilir, bölgede keşfedilmemiş, gaz hidratları ve kaya gazı konusunda henüz yeterli bir çalışma yok. Tüm bu belirsizlikler ve yapılan sınırlı ama o kadarda zengin keşifler dikkate alındığında Doğu Akdeniz’in büyük bir hidrokarbon potansiyelini barındırdığına şüphe yok.
Ülkemizin doğal gaz bakımından konumunu genel olarak değerlendirebilir misiniz?
Türkiye; Irak, Bakü Tiflis Ceyhan, TANAP, TÜRK AKIM, TGI (Türkiye-Yunanistan bağlantı hattı) gibi uluslararası petrol ve doğal gaz boru hatları ile hidrokarbon taşımacılığı konusunda güvenilir bir ülke olduğunu ispat etti ve etmeye devam ediyor. 15.850 km geçen yüksek basınçlı doğal gaz boru hatları, 81 il, 531 ilçe ve 28 belde merkezleri ile ülke nüfusunun % 81’ine doğal gaz ulaştıran altyapısı, 2 Karasal LNG ve 2 Yüzer LNG (FSRU), 1 tane daha inşa halinde tesisleri, yer altı doğal gaz depoları ile birçok Avrupa ülkesine göre daha modern ve yeni bir doğal gaz altyapısına sahiptir. Bu altyapı sayesinde yılda ortalama 50-55 milyar m3 doğal gaz kullanımı ile bölgenin en büyük tüketim merkezidir. EPİAŞ sayesinde doğal gaz borsasını kurmuş, spot işlemlerle Günlük Referans Fiyat oluşturan, vadeli işlemelere çok yakında başlayacak, gelişmiş bankacılık ve otomasyon altyapısını tamamlanmış Güney Doğu Avrupa’nın en büyük ve istikrarlı Doğal Gaz piyasası olarak Doğu Akdeniz hidrokarbonları ile Batı Avrupa tüketim merkezleri arasında bir Ticaret Merkezi (HUB) olmaya aday bir ülke konumunda kuvvetli bir çekim merkezi yaratılmaktadır.
Özetle, Doğu Akdeniz özelinde yapılması gereken nedir?
Doğu Akdeniz’de hem mevcutlar hem de yeni keşfedilecek doğal gazın taşınacağı daha ekonomik ve teknik yapılabilir başka bir boru hattı güzergâhı yoktur. Diğer önerilen güzergâhlar çok pahalı ve sorunludur. Gazın ticaretinin yapılacağı Türkiye dışında ciddi başka bir ülke yoktur. Bu ticaretin yaratacağı likidite ve istihdam katkısı ile stratejik önemimizin artması, bu hedefin hem üretim hem de ticaret merkezi olarak gerçekleştirilmesi gelecek nesillere karşı bir ödevimizdir. Son olarak, petrol fiyatlarındaki düşüşe bağlı olarak geçtiğimiz yıl yaklaşık 10 milyar dolar harcadığımız ithal doğal gazı ne kadar çok yerli doğal gazla yer değiştirebilirsek, o kadar cari açığımız düşecektir.
Buradan hareketle, Gökhan Bey’in ve konuyla ilgili uzmanların şu ana kadar belirttiği hususların tüm zeminlerde detaylarıyla belirtilmesi, anlatılması çok değerlidir düşüncesindeyim. Zira konu siyaset üstü bir konudur ve geleceğimiz için çok önemlidir.
Bu cümleyi neden belirttiğimi detaylandırmak isterim:
Bu konuyu yazmadan önce, Doğu Akdeniz konusundaki tartışmaların hangi noktada olduğunu görebilmek amacıyla, özellikle yurt dışında konuyla ilgili kaleme alınan bazı makaleleri inceleme fırsatım oldu. Genelde tek taraflı yazılan makaleler ya da suçlayıcı dille yazılan makaleler…
Makaleleri okurken ilk hissettiğim, bizim bölgeyle ilgili haklarımızın detaylarıyla anlatılacağı daha güçlü bir iletişime ihtiyacımız olduğudur. Tam da bu noktada, bu hafta içinde gerçekleştirilen “Uluslararası Deniz Hukuku ve Doğu Akdeniz Sempozyumu” konulu toplantı ve son günlerde gerçekleştirilen diyalog temelli görüşmeler önemlidir.
Velhasıl, Doğu Akdeniz konusu ile ilgili ülkemizin tezlerinin sürdürülebilir bir şekilde tüm alanlarda, tüm mecralarda bir seferberlik anlayışıyla; başta yetkililer olmak üzere, akademisyenler, askeri uzmanlar ve enerji uzmanları tarafından anlatılması, konu ile ilgili makalelerin yayımlanması çok kıymetlidir.
Zira stratejik öneme sahip Doğu Akdeniz meselesi geleceğimiz için çok önemlidir.