“Merkez Bankasında çalışırken en çok zamanımı alan şeylerden bir tanesi, o iletişim metinlerini yazarken, kamuya yani hükümete vereceğimiz mesajlardı. Çok kolay bir şey değil. Teknik bir analiz yapıyorsunuz ve aynı zamanda kamu maliyesine ilişkin gördüğünüz, fiyat istikrarını olumsuz etkileyecek bir şeye ilişkin bir uyarı yapmak istiyorsunuz.

Bir cümle üzerinde bir saat filan uğraştığımı hatırlıyorum. Çünkü doğruyu söylemek gerekiyor. Ama bu söylediğiniz şeyin de basında manşet olmaması lazım.”

Bu cümleler Prof. Dr. Hakan Kara’ya ait… İYİ Parti’nin Kalkınma Kongresi’ndeki konuşmasından küçük bir bölüm…

Şunu özellikle belirtmek isterim: Bu cümleler tokat gibi çarptı suratıma…

Hakan Hocanın ‘bir cümle üzerinde bir saat filan uğraştığımı hatırlıyorum’ sözünün altında yatan gayretin, emeğin, liyakatin tam tersi, şu an her alanda öyle bir özensizlik, öyle bir vasatlık, öyle bir kalitesizlik var ki sormayın gitsin.

Bir kenara buruşturulup, fırlatılan kurumsallığın, liyakatin, ehliyetin ne denli hayati kavramlar olduğunun bir kez daha bu şekilde karşıma çıkması üzücüydü doğrusu…
Son dönemde hep söylüyoruz, yazıyoruz, çiziyoruz ya…

“Kurumlarda kadroların sürekli değişmesi, kurumsal hafıza ve kurum kültürünün örselenmesi, liyakatin, ehliyetin alıp başını gitmesi…”

***

Bir tarafta her akşam tartışma programlarında kalabalıklara boca edilen bağırmalı, çağırmalı, bilgiden yoksun cümleler, diğer tarafta da Kara’nın bu cümleleriyle neleri kaybettiğimizin acı bir şekilde ortaya saçılması…

Elbet bu günler de geçecek. Geçecek ama asıl toz, duman kalkınca, ortalık aydınlanınca bu kayıplar daha da ortaya saçılacak.

Ki şu an gördüklerimiz sadece buzdağının görünen kısmı… Asıl buzdağının görünmeyen kısmı ne olacak?

Sormamız gereken soru budur!

***

Kongrenin ilk bölümünde İYİ Parti Ekonomi Politikaları Başkanı Prof. Dr. Bilge Yılmaz “ekonomi istikrarı” konusunda detaylı bir sunum yaptı. Bir anlamda Türkiye’nin fotoğrafını çekti denilebilir. Kongrenin ikinci bölümünde de İYİ Parti Samsun milletvekili ve Grup Başkanvekili Erhan Usta, “kamu maliyesi istikrarı” konusunda detaylı bir sunum yaptı ve panele geçildi.

Panelde Prof. Dr. Hakan Kara, ‘ekonomide son on yılda özellikle iki konuda tıkanmışlık var’ diye belirtti. Bu konuda söyledikleri dikkat çekiciydi doğrusu, aynen aktarıyorum:

“Ekonomide son on yılda özellikle iki konuda tıkanmışlık var. Birincisi verimlilik artışı problemi yaşıyoruz. Yani kaynakları üretken kapasiteye yönlendirme problemimiz var her alanda. Bu da belli bir tıkanıklık yaratıyor. Çünkü büyümeye çalışıyorsunuz, genç bir nüfusa sahibiz, büyümemiz lazım, istihdam yaratmamız lazım, kredi itişli bir büyüme sağlanmaya çalışılıyor.

Ama bu verimlilik artışlarıyla desteklenmediği zaman ne oluyor? Ya cari açığa dönüşüyor, ya enflasyona dönüşüyor ya da ikisine birden dönüşüyor. Dolayısıyla bu da sürdürülebilir olmuyor. O yüzden kaynakların verimli kapasiteye yönlendirilmesi, üretkenlik artışına odaklı bir maliye politikası tasarımı çok önemli.

İkinci tıkanılan noktada, gelir dağılımı ve yoksulluk meselesidir. Zira kaynakları düzgün dağıtamayıp, toplumun refahı, toplumun geneline yayamıyorsanız, bir süre sonra sosyal huzursuzluklar ortaya çıkmaya başlıyor ve o da sürdürülebilir olmuyor. Dolayısıyla bu iki alanda bir taraftan üretkenliği artırmak, pastayı büyütmek, diğer taraftan da o büyüyen pastayı hakça ve adil bir şekilde dağıtmak üzerine kurulan bir maliye politikası tasarımı gerekiyor.”

Panel biter bitmez ayaküstü Prof. Dr. Hakan Kara’ya şu an öncelikli olarak ne yapılması gerekir diye sordum. Kara’da bir çırpıda şu cevabı verdi:

“Kurumsal kapasiteyi artırmak”

***

Son olarak, kongreye katılan Prof. Dr. Hakan Kara, Prof. Dr. Selva Demiralp gibi değerli uzmanların görüşlerinin kalabalıklarla buluşturulması önemlidir. Bunun yanı sıra, ülkemizin yakıcı sorunlarıyla ilgili durum tespitlerinin yapılması, önerilerde bulunulması, bir anlamda kamusal tartışma zemininin yaratılmasının değerli olduğu düşüncesindeyim.