Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 'Cuma günü bir müjde açıklayacağım' sözlerinin ardından, Türkiye'nin Akdeniz'de doğalgaz kaynağı bulduğu iddia edildi. Bazı kaynaklarda ise gazın Karadeniz'de bulunduğu ifade edildi.
Ve birden bu haberle ilgili yorumlar yapılmaya başlandı bile… Zira tam da zor zamanlardan geçtiğimiz bugünlerde o kadar da ihtiyacımız var ki böylesi müjdeli haberlere…
Şöyle ki;
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ve Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun dün gerçekleştirdikleri görüşme sonrasında ortak bir açıklama yapıldı. Bu noktada Akşener’in söylediklerinin bir bölümüne dikkatinizi çekmek isterim.
“Ben Esnaf gezmekten geliyorum. Biden’ı duyan yok esnaf içinde. Açız diyen var. Böyle bir pozisyonda insanlar bize yardın edin derken Biden’ı konuşuyoruz. Bindik bir alamete gidiyoruz kıyamete bugün itibariyle pandemiyle ilgili.”
Tam da bu noktada açız diyen, bize yardım edin diyen sessiz yığınlar ile ilgili herhangi bir çözüm önerisi olan var mı?
***
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, FOX TV’de katıldığı bir programda şunları söylüyor:
“Vatandaşlarımızın büyük çoğunluğu gelecek yılın bu yıldan daha kötü olacağına inanıyor. Vatandaşlarımızın kanaati bu iken ekonominin düzelmesi mümkün değil.”
Uzun yıllar ekonominin başında olan Babacan’ın bu cümleleri üzerine ne söylenebilir ki?
***
Sosyal medyaya şöyle bir baktığımda çoğu haberi yüreğim kaldırmıyor. Örneğin, en son cinsel saldırıyla suçlanan uzman çavuş Musa Orhan’ın önce serbest bırakılıp, sonrasında tekrar tutuklanması olayı… Haberi detaylarıyla yazmak bile son derece üzücü, son derece kahredici… Elim varmıyor doğrusu… Kelimeler düğümleniyor boğazıma… Yazıyı yazarken ellerim titredi, çok zorlandım doğrusu… Bu noktada, vefat eden kızımızın annesinin gözlerindeki o acı, o ateş yüreğimi titretti. Allah sabır versin. Ateş düştüğü yeri yakıyor. Zira bu sefer bu ateş hepimizi yaktı ki, hepimizin yüreği titredi ki; sosyal medyada bu konuyla ilgili binlerce tweet atıldı. Bu haber sosyal medyada yayıldıktan sonra saldırgan tutuklandı. Yorumu sizlere bırakıyorum.
***
Geçen hafta yine sosyal medyada gündeme gelen bir olay daha vardı. Trafikte yol verme tartışmasında Sena isimli kızımıza saldıran kişinin adli makamlarca serbest bırakılması ve sonrasında olay sosyal medyada yayılınca saldırganın tekrar gözaltına alınması olayı…
Son dönemde çokça karşılaştığımız bu durumlar ile ilgili olarak; adaletin sosyal medyada arandığı bugünler de geçer mi diye sormak isterim.
GELECEK YIL İÇİN UMUTLU OLMAK İSTİYORUZ
Bu hafta Ankara’ya geldim ve gelmişken “Dünün çiftçisi bugünün tüketicisi oldu” isimli yazımda belirttiğim Ankaralı çiftçi amcamızla tekrar görüşme fırsatı buldum. Bu vesileyle, çiftçimizin arpa hasadı ile ilgili söylediklerini aynen aktarmak isterim:
“Hasadı yaptık şükür ama geçen geldiğinizde de söylemiştim. Sam yelinin esmesiyle arpada verim düşüklüğü yaşayacağız gibi görünüyor demiştim. Öyle de oldu maalesef… Yüzde 30 kaybımız var. Aslında baktığınızda tüm maliyetleri de işin içine katacak olur isek, bu sene zarar ettik diyebiliriz. Anlayacağınız bu sene arpadan kazanamadık. Ama ne yapalım, yine de bir şekilde bir akarımız olduğu için ve en önemlisi toprağımız olduğu için şükrediyoruz.
Gelecek yıl için umutlu olmak istiyoruz, amma maliyetlerin (gübre, mazot…) bu denli artmasından dolayı endişeliyiz tabii… Bu arada Ekim-Kasım gibi önümüzdeki yılın mahsulünü ekme işleriyle uğraşacağız. Yeni dönem için gerekli gübrenin bir bölümünü 1 ay önceden aldım. Keşke tüm gübre ihtiyacımı alsaydım diyorum şimdi... Kısa sürede gübreye o kadar çok zam geldi ki…
Bir de traktörün bakım maliyeti var. Var da var aslında…
Ayrıca yıllardır arpa buğday eken bir çiftçi olarak buğdayın dışardan ithal edilmesi haberlerine üzülüyoruz.
Bizlere yani biz çiftçilere daha çok destek verilse ve daha çok üretim yapılsa kötü mü olur? Destek verilirse sadece arpa değil, buğday da nohut da ekerim.
Kısacası, elin malı (buğdayı) para edeceğine bizim malımız (buğdayımız) para eder. Böylelikle kendi vatandaşımız kazanır aslında Türkiye’miz kazanır.”
Yine Ankaralı çiftçi amcamızın son cümlesi öyle anlamlı ki… Bütün sorulara cevap veriyor gibi… Başka söze ne hacet…
KISA KISA
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın belirttiği üzere; “Sözleşmeli Üreticilik” projesi kapsamında dağıtılan tohumların ilk hasadı gerçekleştirildi. Yavaş, “Üretilen nohutları satın alıp sosyal yardım alan vatandaşlarımıza ücretsiz olarak dağıtacağız. 6 milyon Ankaralı kazansın diye çalışmalarımızı sürdüreceğiz.” dedi.
Tarımın öneminin yeni yeni anlaşıldığı bugünlerde böyle örnek çalışmaların diğer belediyelerimizde de uygulanması dileğiyle…
***
Son olarak, bölgesel istikrarsızlığın arttığı böylesi bir dönemde AKINCI TİHA’nın 20 bin feet irtifa testini başarıyla tamamlaması sevindirici bir gelişmedir.
Bu vesileyle, BAYKAR tarafından yerli ve milli imkânlarla geliştirilen Bayraktar AKINCI TİHA’nın ikinci prototipinin ikinci uçuş testini de başarıyla tamamlamasında emeği geçen tüm mühendislerimize selam olsun!
