Kürt sorunu yeniden

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin 1 Ekim’de DEM Partililerle tokalaşması ile başlayan süreç beklenenin ötesine geçti. Eğer salı günü grup toplantısındaki açıklamalar olmasa idi o tokalaşma Bahçeli’nin tüm sert ve keskin açıklamalarına karşın kişisel ilişkilerdeki insani tonuna yorulacak ve orada kalacaktı.

Şimdilik kalmamış görünüyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Çarşamba günü yaptığı açıklama da daha önce görülen Bahçeli’nin dediklerine mecburi desteğin ötesine geçen bir içerik taşıyordu.

DEM Parti’den yapılan açıklamalar en azından bu adımı elinin tersi ile itmiyor. Daha önce örgüt üyeliği suçlaması ile hapse girdiğinde Bahçeli’nin hakkında “tutuksuz yargılanmalı” açıklaması yaptığı Ahmet Türk’ten gelen destek sözlerini de sadece tahliye sürecine indirgemek haksızlık olur.

Türk bu tür süreçlerdeki sağduyulu yaklaşımını bu sefer de ortaya koydu.

"Siyasetçilerin birbirleriyle sohbet edeceği bir ortamın olması değerli. Kürtler de bu işin silahla çözülemeyeceğini görmeye başladı. Atılacak doğru adımlar sonucunda sıkıntı da olmaz"

Ancak Türk’ün açıklamaları ciddi mesafe alınmasının neden kolay olmadığını da açıklıyor.

"Kürtlerin bir halk olduğunu, hakları olduğunu içselleştiremezseniz hiçbir şey çözemezsiniz. İkincisi; Ortadoğu'nun ateş çemberi içinde olduğu bir dönemde kucaklayıcı bir politika şart. Biz de buna katılıyoruz. Demokratik bir anayasa gerekli! Bu sadece sözde olmaz. Bir tarafta siyasilerin toplumu da hazırlaması lazım. Toplumu, medyasıyla hazırlayamazsınız çözemezsiniz. Samimiyet testinden geçilmesi gerekiyor"

Burada kritik ifade samimiyet testi. İktidarın çözüm sürecinin başarısız sonundan bu yana kayyım politikasından HDP/DEM Partili siyasilerin hapse atılmasına kadar izlediği çizgi bölge insanının içinde bulunduğu güven sorununa zemin hazırladı.

PKK’nın kendisine Suriye’de açılan alan üzerinden çözüm sürecini torpillemesi, sonrasında da HDP/DEM Partinin muhtemel rolünü sürekli sınırlaması da bu samimiyet testinin sadece iktidar için geçerli olmadığını gösteriyor.

Bugün Türkiye’de terör tehdidinin minimum düzeye inmesi PKK’nın tercihi değil iktidarın hukuk devleti çerçevesini de zorlayan güvenlik politikasının sonucu.

Son on günlük sürecin 2023 seçimleri öncesinde biraz da basının fazla indirgemeci bakışının ve heyecanının sonucu yükselen ‘yeni bir çözüm süreci mi başlıyor?’ havasından daha sahici bir karşılığı var.

Leyla Zana’nın çok uzun bir mülakattaki ‘çözüm süreci buzdolabından çıkarılmalı’ ve Ahmet Türk’ün yine bağlamından koparılan ‘yaparsa Erdoğan yapar’ açıklamaları ile altı boş fakat seçim öncesi iktidar için kullanışlı bir algı oluşmuştu.

Şimdi ise aktörlerin üzerinde yakın bir seçim baskısı yokken gündeme gelen bir tartışma ortamı doğdu.

İktidarın DEM Parti ile çerçevesi henüz net olmasa da bir yakınlaşmaya ihtiyacı var, eğer kullanabilirse.

Bölgedeki İsrail kaynaklı gerilim, iç siyasetteki ‘hedef Türkiye’ tartışmasını haklı çıkaracak boyutta olmasa da endişe verici. İsrail’in tüm coğrafyayı ateşe atan akıl dışı politikası karşısında sınır dışında diğer bölge ülkeleri ile içerde ise mesafeli aktörlerle diyalog bir tercihten öte mecburiyete evriliyor.

Böylesi jeopolitik gerilimlerin ortasında ekonomik krizin ekonomistlerin dijital ekranlarındaki yan yana/alt alta akan rakamlarının ötesinde şiddetlenen sosyal boyutu ile kadın ve çocuk cinayetlerinin sokaktaki her bireyin yaşam enerjisi tüketen karamsarlıkla birleşmesi kümülatif bir kitlesel travmaya doğru ilerliyor.

Buna iktidarın muhtemel anayasa değişikliği için ittifak ihtiyacını da ekleyince DEM Parti ile yakınlaşma mantıklı bir yere oturuyor.

DEM Parti tarafında ise muhalefet kampına verilen tüm desteğe karşın hakkaniyetli bir iletişim kurmaya bile cesaret edemeyen muhatapların yorgunluğu duruyor.

Bu yorgunluk, Kürt kanadındaki “kendi içinde parçalanmış ama temkinli sempatik muhalefet değil güvenlikçi de olsa güçlü iktidarla” ittifak sonuç verebilir kabulü ile birleşiyor.

Tüm bunlara rağmen Türkiye’nin önünde uzun ve zor bir yol var. Tereddüt etmek için de elimizde sayısız gerekçe. Tam da bu sebeple Ahmet Türk’ün “Zaman gösterecek. Bu açıklamaları ne değersiz görelim ne de abartalım.” sözü son derece yerinde.

2016’dan beri sadece siyaset mühendisliği ile ayakta durmaya çalışan iktidarın ilk kez siyasal bir çerçeve üreterek başarılı olması kolay değil. Ancak çok erken bir yorum olsa da on günlük psikoloji bile siyasetin kendi ürettiği buzdan kalıpları yine kendisinin eritebilmesinin mümkün olduğunu gösterdi.

YORUMLAR (43)
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.
43 Yorum
  • Sokrates / 12 Ekim 2024 09:58

    Tutturmussunuz bir sorun var diye kardeşim ellikere söyledik biz bunu bu memlekette belediye başkanı oluyormu oluyor, milletvekili oluyor mu oluyor, bakan oluyormu oluyor, cumhurbaşkanı oluyormu oluyor ne sorunu ne mutlu türküm diyene?

    Yanıtla (12) (18)
  • HAYRETI MUCIP / 12 Ekim 2024 12:08

    Evet , aynen dediğin gibi , her şey oluyor !
    Ama adam bir türlü Kürt olamıyor, canım benim , Kürt!

    Yanıtla (12) (8)
  • Karar Okuru / 12 Ekim 2024 12:38

    Evet Kürt olamıyor. Çünkü Kürt olması için alnına "Kürt" diye yazan bir plaka çakması ve böyle dolaşması gerekiyor. Çünkü ülkemizde Çerkezler, Lazlar, Boşnak ve Arnavutllar alınlarında böyle bir plaka ile dolaşıyor. (İroni) Bu arada bunu yapan ülkelerin iki yakası bir araya gelmiyor. Ama ne gam belki öyle olması isteniyor zaten. Bakınız Lübnan'a dillere, etnilere, mezheplere bölünmüş bir ülke ne oluyor görün.

    Yanıtla (14) (3)
  • Sever / 12 Ekim 2024 16:43

    Hatta güvendiğiniz bazı dış çevreler günün birinde sizi bozuk para gibi harcarsa buna hazır mısınız? Denize açılamayan küçük ve dağlık bir ülkeye sahip olursanız karşılaşacağınız ekonomik problemlere hazır mısınız?

    Yanıtla (5) (2)
  • UYSAL DEDE / 12 Ekim 2024 15:51

    Sn.Sokrates onuda elinden kayyumla alıyorsun söylesene Türkiye'de Alevi kaç hakim,savcı,subay,bakan diyanette ve kamuda ne kadar memur var her kuruma mescit zorunluluğu getiriyorsun gitmeyeni bir bahaneyle işten atıyorsun cuma namazı için dükkanı kapatıp sokakta namazın bitmesini bekleyen çok işyeri sahibi çalışanı gördüm ne demişler Allah korkusuz kul yaratmasın korkuda bir yere kadar.

    Yanıtla (6) (0)
  • Sever / 12 Ekim 2024 16:37

    Kürt meselesi denen bir mesele var. Bunu anlamanın diğer bir yolu da bazı illerimizde belediye başkanlıklarını birden fazla seçimde bazı çevrelerin dışladığı, PKK ile organik bağları çok kuvvetli ve hatta ondan direktif alan bir partinin kazanmasıdır. Böyle bir gerçek olduğunu bilmemize rağmen bir Kürt meselesi yoktur diyemeyiz.

    Yanıtla (1) (1)
  • Sever / 12 Ekim 2024 16:38

    Mesele gerçekten çetrefil. Bu konunun yalnızca bir halkın meşru ve masum istekleri olmanın ötesinde bazı dış güçlerin kendilerince benimsedikleri uzun vadeli çıkarları, Türkiye ile ilgili dizaynları ve bu amaçla zamanı geldiğinde Kürtleri zerre kadar düşünmeden harcayacakları gibi ciddi olarak değerlendirilmesi gereken yanları var.

    Yanıtla (1) (0)
  • Ahsan / 13 Ekim 2024 01:10

    Nikname Sokrates ama kafa Mongol

    Yanıtla (1) (2)
  • Hükümsüz / 12 Ekim 2024 22:03

    Ülkede kürt meselesi yok ki varsa varsa Türk meselesi var. Kimliğini yitirmiş mafyatik nobran ve sürekli enerjisi parası çalınan kullanılıp posasi çıkarılan bir Türk kimliği var. Öyle girift ki tanımlamak zor. Bence bunu çözsünler Kürt meselesi diye birsey zaten olmaz. Kürtler zorlana zorlana ayartıla ayartıla mesele haline getirildi.

    Yanıtla (4) (0)
  • Sokrates / 12 Ekim 2024 21:23

    Ne mutlu türküm diyene yazıyorum,fakat oylamada eksi çıkıyor, bu memleket yoksa başka bir ulusmu ingilizmi, amerikalimi, rusmu, almanmi, italyanmi anlamadım?

    Yanıtla (1) (1)
  • Matrakçı... / 12 Ekim 2024 18:39

    Herkes uzman olmuş gayet guzel...Yeni meslek olsun,,sosyal düzen astrologlari

    Yanıtla (1) (1)
  • HAYRETI MUCIP / 12 Ekim 2024 10:24

    Bunlar boş sözler, bu zihniyetle bu sorun çözülemez, 1800 den beri devlet aynı kafayı taşıyor !
    Biz bu gidişle bir 50 sene daha talim eder dururuz !
    Nasıl olsa kodamanlarin çocuklarına bir şey olmuyor!

    Yanıtla (18) (2)
  • Sever / 12 Ekim 2024 16:52

    Kürt meselesi veya Kürt problemi demek meselenin veya problemin Kürtlerden kaynaklandığı, Kürtlerin sebep olduğu ve Kürtlerin bir problem olduğu izlenimini veriyor. Hâlbuki bunun temelinde, kökünde bir Türk meselesi veya problemi olduğunu söylemek mümkün. Bunu üç nedenle yazdım. İlki geçmişte uygulanan bazı politikalar, ikincisi geçmişteki bazı eylemler, üçüncüsü galiba artık çoğu geçmişte kalan Kürtlere karşı çok olumsuz tutum ve bakış açısı.

    Yanıtla (3) (2)
  • Sever / 12 Ekim 2024 16:53

    Mesele gerçekten çetrefil. Bu konunun yalnızca bir halkın meşru ve masum istekleri olmanın ötesinde bazı dış güçlerin kendilerince benimsedikleri uzun vadeli çıkarları, Türkiye ile ilgili dizaynları ve bu amaçla zamanı geldiğinde Kürtleri zerre kadar düşünmeden harcayacakları gibi ciddi olarak değerlendirilmesi gereken yanları var.

    Yanıtla (1) (0)
  • Hukuk / 12 Ekim 2024 14:10

    Hukukun üstünlüğü ile AİHM kararları uygulansın ondan sonra samimiyeti görelim. Anayasa değiştikten sonra seçime de baybay etmeyelim zaten aa'nın seçim sonuçları bazen gecikiyor bazen duruyor anladınız siz onu. Seçim tekrarı zamanında İstanbul'da MV. Torbaların üstünde yattı kalktı kaç gün ondan sonra işte anladınız. Şimdi KARAR Yazar ve OKURları yeni vergiye itiraz etmeli hani tasarruf vardı. Yeni bir karikatür KAZIĞI da vergi olmasın.

    Yanıtla (3) (0)
  • Murat / 12 Ekim 2024 13:23

    Çözümün umudu Mahp/ Bahçeli, yine çözümün umudu Dem/ Demirtaş. Biri PKK nın diğeri Kemalist vesayetin despotluğunu kırmalı. O zaman TC nin sakat bıraktığı yer düzeltilir, İdris Bitlis’i Yavuz mutabakatı yeniden sağlanır. Yol haritası Said Nursi’ de var.

    Yanıtla (0) (5)
  • Mr / 12 Ekim 2024 13:20

    Eyvah, hendeklere yol verecekler, binlerce Türk Kürt vatan evladını birbirine öldürtecekler. Tarih 10 yılda bir tekerrür ediyor.

    Yanıtla (0) (3)
  • Okur / 12 Ekim 2024 12:38

    Hendek olaylarında şehit olanların yakınları ne diyor bu çözüm sürecine? Orada gazi olanlar ne diyor? Habur rezaleti, Dolmabahçe mutabakatı,Oslo rezilliği....

    Yanıtla (6) (1)
  • Okur / 12 Ekim 2024 12:33

    Muhalefet bu işi Mecliste çözelim diye çok uğraştı.Sonra 1000'ne yakın şehit.Hendek olaylarında.

    Yanıtla (5) (0)
  • Hüdaverdi / 12 Ekim 2024 12:00

    Bahçeli,Erdoğan ve Dem cephesinin göz kırpması Türk derin devletinin yine hdpkkyla oturma girişimidir.İyi niyet ve çözüm gayretiyle bir ilişkisi yoktur.Tek muhatap olarak pkknın alınmasının devamıdır.Bunu başarmak için de özgür Özelle başlatılan diyalog ve daha önce de Kılıçdaroğlunun helalleşme girişimi de bu operasyonun öncülleridir.Bir Allahın günü devlet hdp dışında güneydoğu( kürdistanın alternatifi olarak kullanıyorum doğru olarak)kökenli bir Stkyı çağırıp derdiniz nedir diye sormadı.

    Yanıtla (2) (1)
  • Etik bakış / 12 Ekim 2024 11:21

    1975'li yıllarda bize oportünist veya korkak diyenler ne elde ettiler? Arkalarında yıkım, gözyaşı, terõr, túnel kazma rezaletleri ve binlerce şehit ve binlerce gencin katledilmesi dışında ne bıraktılar.Ülke bútçesinin õnemli bir kısmı terõrle mücadelede harcandı. Bölgenin geri kalmasına neden oldular. Ayrıca devletin Kúrt halkına gúvenini sarstılar. Hangi birini sayalım ki...Ama nereden dõnülúrse kârdır. Derhal silah bırakılmalıdır. Yeter, halkı bıktı terörden. İnsanca bir yaşam istiyor.

    Yanıtla (4) (2)
  • Etik bakış / 12 Ekim 2024 11:13

    Eğer Túrkiye bu sorunu çõzerse, Irak, İran ve Suriye için de õrnek olur. Onların da Túrkiye'yi õrnek alıp, sorunu insan hakları temelinde çõzmeleri halinde bölge huzura kavuşacak ve Türkiye gerçek ifadesiyle bölgenin ve tüm Ortadoğu'nun yíldızı olacak. Bu yolu, terõrle bir yere varılamayacağını idrak ederek, õrgütún koşulsuz silah bırakarak açması gerekir. 50 yıl õnce terörle çõzüm olmaz; bir talep varsa meclis ortamında dile getirilmeli dediğimizde; bize oportünist veya korkak diyorlardı.

    Yanıtla (6) (2)
  • Okur / 12 Ekim 2024 10:50

    Kesinlikle Katılmıyorum

    Yanıtla (3) (1)
  • Takipci / 12 Ekim 2024 09:52

    Birinci Acilim Sureci tam bir felaketle sonuclanmisti: Hendek Savaslari. Bine yakin guvenlik gorevlisi ve binlerce vatandasimizin hayatina mal olmustu. Sonrasinda herkes sustu, bir daha hatirlamadi. Bir vatandas olarak endiseliyim, mevcut yonetimden umidim yok, Islamci Gelenekten gelen munevverler felaketler yokmus gibi tavir aliyor. Zamanin basbakani sn Davutoglu da suskun, sanki Omurta Yemini etmis gibi. Son soz: Sorumlular sorumsuz, vatandas gunluk gecim derdinde, durum vahim vesselam...

    Yanıtla (7) (0)
  • Bir yaşlı okur / 12 Ekim 2024 09:29

    Ey demokrasi, ey seçim, ey halkın oyları sen nelere kadirsin. Gerçek bu.

    Yanıtla (9) (0)
  • Dr / 12 Ekim 2024 08:44

    Bahçeli tiyatronun tozunu yuttu bir kere.

    Yanıtla (6) (0)
  • Yusuf konac / 12 Ekim 2024 07:17

    Kürtleri aptal yerine koyuyorlar.13 yıl önce çözüm süreci diyerek apo ile görüştüler.bu arada İsrail İngilterenin durtmesiylede onlardan siha İHA motorları parçaları aldılar.dort parçada 70 milyon kürdü bunlarla yok edeceklerini düşündüler.yuzbin Kürt gencini öldürdüler.kurtleti gafil avladılar.kurtleri bitiremeyince hadi gel barış yapalım öyle kolaymi.ulkeye Kürtlere Türklere olan maliyeti kim ödeyecek? hesap sorulmadan yargılanmadan bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak kabul etmiyorum.

    Yanıtla (2) (7)
  • fikri hür / 12 Ekim 2024 05:52

    Yunan sahil güvenlik botlarının kara sularımızı ihlal etmesinin sebebinin, tasarruf tedbirlerinden dolayı bizim sahil güvenlik botlarımızın devriye görevlerinin azaltılması olduğu iddia edilmişti. İsrail'in Türkiye'ye doğrudan saldıracağına inanmıyorum ama Kürt sorunu ile ilgili provokasyonlar yaptırması olası. İktisadi buhrandan dolayı güvenlik harcamaları bile kısıtlanır hale gelmişse, bu yeni süreç muhtemel provokasyonlara karşı başlatılmış olabilir.

    Yanıtla (4) (2)
  • Sahin / 12 Ekim 2024 03:01

    Bahceli Önce Sinan Ateş"in hesabını versin. Bunlar İktidarda kalmak için her kılığa girerler.

    Yanıtla (8) (1)
  • Uçbey / 12 Ekim 2024 02:50

    Vardır bunun altında bir çapanoğlu bugüne kadar geçemedikleri samimiyet testleri Edirne’den Kars’a ne Kars’ı Çin’e kadar otoban olur.

    Yanıtla (10) (0)
  • Şero / 12 Ekim 2024 02:38

    Erdoğana inananın, aklından zoru vardır.

    Yanıtla (8) (0)
  • Matrakçı... / 12 Ekim 2024 00:56

    Adalet ve Hak eşit olursa sorun minimize olur..geri kalan dedikodu.

    Yanıtla (1) (4)
  • natali / 12 Ekim 2024 00:28

    eğer bu mesele cözülürse mhp tarihten silinir zira tüm siyaseti bunun üstüne temellenmiş durumda bunu da asla istemezler

    Yanıtla (11) (1)