Kimden ne bekleyelim ya da iğneyi önce kime batıralım?
Müzisyen müzik dinlemez, konserleri takip etmez, ülkede ve dünyada müzik adına olup bitenlere kayıtsız kalırsa, kimden ne bekleyelim?
Tiyatrocu kendi oyunu dışında sahne ile buluşmaz, hangi yazar neyi yazmış, yeni oyuncu kimler var, hangi yönetmen, hangi sahneyi, nasıl tasarlamış peşinde olmazsa, kimden ne bekleyelim?
Ressam atölyesine kapanmış, sıkılmış boya tüpleri, kirlenmiş fırçalar, yarım bırakılmış tuvaller arasında son resim dehası olduğu gururuyla başını kaşıyıp duruyor, hangi galeride, hangi ressam ne tür sergi açmış, hangi genç ressam neyi yakalamış dert etmiyorsa, kimden neyi bekleyelim?
***
Üniversite hocası sadece kendi bölümüne kapanmış, tezler, dipnotları, hakemli dergiler arasında mekik dokumaktan ileri gitmeyip, kütüphane ve kitapla irtibatını kesmiş, onlarca yıldır tekrarlanan bilgileri, o amfiden bu amfiye dolaştırıp duruyorsa, kimden ne bekleyelim? Bakanlıkların, belediyelerin, sivil kurumların kültür müdürleri, sanat yönetmenleri koltuklarından kalkmayıp, ülkede kültür adına yapılıp edilenlere kayıtsız, misafir ağırlamak ve hangi etkinliğin, hangi ihale ile, hangi firmaya verileceğinden öte gidemiyorlarsa, kimden neyi bekleyelim?
Sinemacı, oyuncu, senarist, görüntü yönetmeni o festivalden bu festivale koşmuyor, gecesi gündüzü sinema ile dolmuyor, bırak bugün yapılan filmleri, geçmişte onca yönetmenin çektiği başyapıtlar ile gün geçirmiyorsa, kimden ne bekleyelim?
Ülkenin yayıncıları, yayın yönetmenleri, editörleri, hangi yazar hangi dergide, hangi şair hangi kitapta ne yazdı, ne yarattı, öykücüler, romancılar ve denemeciler neyin derdindeler, düşünmüyor, yenilik merakıyla uykusuz kalmıyorlarsa, kimden ne bekleyelim?
Eleştirmen sıfatı taşıyanlar, alıştıkları ve tarafını tuttukları yazarlar ve üsluplar dışında yazılan kitaplara burun kıvırıyor, okuduklarını anlamadıkları gibi, yeni yöntemlerle yeni bağlamlar peşine düşmüyorlar, buna rağmen ahkâm kesip yazmayı hâlâ sürdürüyorlarsa, kimden ne bekleyelim?
Genç şairler, kendilerinden önceki şairlerin birikimlerine gömülüp vakit geçirmiyor, şiir görüşü, biçim anlayışı, estetik kaygı arayışları nasıl şekilleniyor, şiir ne tür dil yapılarına kavuşuyor diye çaba harcamıyor, şiir kitaplarını da satın almıyorlarsa, kimden ne beklemeli? Yaşça büyük şairlerin ise, üstadlık tahtına kurulup sadakat beklentisiyle ömür geçirmeleri karşısında kimden ne bekleyelim?
Gazeteciler okur olmaktan uzaklaşıp, edebiyat, tarih, felsefe gibi disiplinlerle alakalarını kesmişler, sosyoloji, psikoloji dahil bütün sosyal bilimlere sırt çevirip, spor ve politika anaforuna kapılmışlarsa, kimden ne bekleyelim?
Yetkin bir çevirmenin aylarını harcayacağı, zihin yorup da dilden dile sadece dünya değil, aynı zamanda düş de aktaracağı, çevirisinin karşılığında ise neredeyse çok az bedel alacağı biliniyor ve bunun için kimseler bir şey yapamıyorsa, kimden ne bekleyelim?
Hemen her gün televizyon ekranlarını dolduran yorumcular, bir kez olsun kendi kendilerinin seyircileri olup da, bu kadar analizi şunca bilgi ile nasıl yapıyorum, nasıl oluyor da, insana , topluma ve olaylara ilişkin, tarih, sosyoloji, mitoloji ve edebiyattan yola çıkarak iki cümle kuramıyorum diye, kendi kendilerini hesaba çekmiyorlarsa, kimden ne bekleyelim?
Düzyazıda yol almak isteyen genç bir yazar adayının, daha ilk günden çok satar bir romancı, yetmedi, çok para getirir dizi senaristi olmaya yeltendiği, kendisi dahil yaşadığı toplumu ve dünyayı anlamak konusunda en ufak bir çabaya girişmediği bir hengamede, kimden ne bekleyelim?
***
Memleketin birinci sınıf yazarları, şairleri adına yapılan sempozyumlarda salonlar boş kalıyor, ancak bir popüler kültür figürü aynı mekana geldiğinde izdiham yaşanıyorsa, kimden ne bekleyelim?
Gazetelerin kültür sanat bölümlerinin silinip gittiği, televizyon ekranlarının kültür ve sanata duvar kesildiği, sosyal medyada yazar ve eserinin salt halkla ilişkiler propagandasına malzeme edildiği ve izansızlığın cirit attığı bir dünyada, kimden ne bekleyelim?
Her tür kültür sanat ödüllerinin daha jürilerden başlamak üzere ihtiyarladığı, senden benden olanlar diye kalın çizgilerle ayrıldığı, devletin patron ve eğitmen tavrıyla iz çizip yol gösterdiği, özgürlük ve özgünlüğün kem sözler ve keskin nazarlarla tehdit edildiği bir yerde, kimden ne beklemeli?
Politikanın albenili bir zehirli mantar gibi göz kamaştırıp gönül çeldiği bir ülkede, kültür, sanat ve düşüncenin beyhudeliğine, gittikçe daha çok insanın inanması karşısında, kime ne demeli, daha kimden ne beklemeli?