Salgın verileri, hız sınırı ve TCMB’nin tatili
Bayram bugün itibariyle sona erdi. Tatil de yarın bitiyor.
Bayram öncesi başlayan gidiş telaşı da büyük bir çoğunluk için yerini büyük şehirlere geri dönüşe bırakmış durumda. Bu on gün içerisinde geçtiğimiz yıl mart ayında başlayan salgından bu yana en büyük insan hareketliliğini gördük. Milyonlarca insan son iki yılda yaşadığı baskıyı bir hafta içerisinde atmak için yollara döküldü.
Özellikle Akdeniz ve Ege’de birçok tatil yöresinde daha önceki yıllarda da yaşanan yoğunluk yine vardı. Bu yıl ona ek olarak Türkiye’nin hemen hemen her bölgesinde benzer yoğunluklar yaşandı. Öyle ki bazı şehirlerde yaşanan doluluk nedeniyle girişler kapatıldı.
İnsan elbette bir yandan seviniyor. Bir buçuk yıldır yaşanan stresin bir yerde çıkması gerekiyordu. Ancak bugünler salgın açısından doğru bir dönem miydi işte ona emin olamıyorum.
Aşılama hala istenen düzeye ulaşmamışken ve yeni virüs mutasyonları gündemde iken böylesi bir hareketliliğin yaratabileceği olumsuzluklar ortada. Tam normalleşmenin başladığı Temmuz ayı başında 4500’lere kadar düşen günlük yeni vaka sayısı yeniden 10.000 sınırına dayandı. Aşılamanın en önemli özelliği vaka sayısından ziyade ağır hasta sayısını düşürecek olması idi. Ancak nedenini anlamadığımız bir şekilde bu ağır hasta sayısı verisi de bir süredir yayınlanmıyor. Dolayısıyla aşılamanın etkisini de tam olarak anlayamıyoruz.
***
Hazır verilerden bahsetmişken bu bayramda çok merak ettiğim bir başka husus oldu. Onu da bu köşeden yazmak istedim.
Biliyorsunuz son dönemde en çok konuştuğumuz konuların başında yap-işlet-devret projeleri geliyor. Yol, köprü ve tünel gibi geçiş garantileri verilerek yaptırılan Kuzey Marmara Otoyolu, İstanbul-İzmir Otoyolu gibi oldukça faydalı olabilecek işler yapıldı. Ancak bu projeler öyle sözleşmelerle yapıldı ki faydaları maliyetlerinin yanında konuşulamaz hale geldi. Kamunun verdiği geçiş garantileri, fiyatın yüksekliğinden kaynaklanan sübvansiyonlar vs. derken projeler memleketten çok bu projeleri yapan müteahhitlere çalışır hale geldi. Geçen geçmeyen herkesin de cebinden ödeme yaptığı projeler oldular.
Şimdi hazır bu bayram döneminde trafikte de hareketlilik olmuşken acaba Ulaştırma ve İçişleri Bakanlığı yetkilileri aşağıdaki soruları yanıtlayabilir mi?
1. Geçiş garantili yol, köprü ve tünellerden bayramlarda ne kadar geçiş oldu?
2. Bu geçişler garanti sayılarını geçti mi? Geçti ise fazla geçişler, geçiş sayısının az olduğu günlere mahsup edilebilecek mi? Edilemeyecekse fazla geçişlerden devlet gelir elde edebilecek mi? Edemeyecekse neden ve ne kadar daha ödeme yapmak durumunda kalacak?
3. Geçiş garanti sayısı verilen otoyollarda hız sınırı uygulaması yapıldı mı? Mesela Kuzey Marmara otoyolundan bayram tatili süresince kaç araç geçmiştir? Bu yolda ne kadar hız sınırını aşma cezası yazılmıştır?
4. Karşılaştırma için yine mesela TEM otoyolundan aynı dönemde kaç araç geçmiştir? Kaç araca ceza yazılmıştır?
5. Bu verileri kamuoyu ile paylaşmayı düşünür müsünüz?
Umarım veriler paylaşılır da en azından aklımızdaki acaba zenginin hız sınırı daha mı yüksek sorusu giderilmiş olur?
***
Bayram ve tatil sona erdiğine göre artık hep birlikte hayatın gerçeklerine geri dönmek durumundayız.
Malum hayat pahalılığı, o hayat pahalılığının günden güne artması (enflasyon), gelir kaybı ve işsizlik sorunları tüm yakıcılığıyla karşımızda duruyor. Tatil öncesi TCMB enflasyonda gevşemenin olmadığını ama bu durumun faizi değiştirme gereği yaratmadığını açıklamıştı. Yaz döneminde ise gıda enflasyonunda bir gevşeme beklentisi hakim idi.
Dün ise bir veri açıklandı.
KAMUAR’ın, her ay düzenli olarak derlediği ve halkın en fazla tükettiği 76 gıda maddesinden oluşan bir sepeti baz alarak yaptığı “Halkın Enflasyonu” araştırmasına göre, gıda fiyatları temmuzda yüzde 4,2 arttı!
Yani TCMB’nin yaza ilişkin gıda fiyatlarındaki gevşeme beklentisi tam tersine daha da can yakıcı hale geldi.
Tüm bu süreçte hepimizden önce tatilden dönmesi gereken TCMB yöneticileri, umarım dört aydır sürdürdükleri tatilden artık dönerler ve inisiyatif almaları gerektiğinin farkına varırlar.
Yoksa halimiz harap!