Dolardaki rekorların büyüme ile ne ilgisi var?
Pazartesi sabahı saatler 10:00’ı gösterdiğinde Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Türkiye’nin 2021 yılı ilk çeyreğine ilişkin büyüme rakamlarını açıklayacak. Farklı kuruluşlar ve uzmanlar beklentisini bu hafta açıkladı. Ancak dün Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, ilk çeyrek büyüme oranının %6 olacağını açıkladı bile.
Veri açıklandıktan sonra son dönemde neredeyse tüm büyüme rakamları açıklandıktan sonra olduğu gibi yine hep birlikte %6 kim büyüdü diye tartışacağız. Tartışma öncesinde ben de siz sevgili okurlarıma değerlendirme için kısa bir yol haritası vermek istedim.
Bir ülke ekonomisinde gayrisafi yurtiçi hasıla üç yöntemle hesaplanır. Biz gelirler yöntemi üzerinden gideceğiz.
Doğal olarak bir ülkenin geliri hepimizin gelirlerinin toplamıdır. Böyle baktığımızda ücret gelirleri, faiz gelirleri, rant gelirleri ve kar gelirlerimiz var ve milli gelir bunların toplamı olur.
Şimdi şöyle bir kendi kendinize bir düşünün.
Çalışıyorsanız geçtiğimiz yıla göre ücretiniz enflasyonun üzerinde arttı mı? Ne kadar arttı?
%6 büyüme demek enflasyonun üzerine %6 demek. Son bir yılda enflasyonun %15 olduğunu dikkate alırsanız, gelirinizin de %20’nin üzerinde artmış olması lazım.
Ya da iş sahibi olabilirsiniz. O durumda da karlarınızın o kadar artması lazım. Eğer %21’lik bir kar artışına kapanmaya rağmen ulaştıysanız siz de büyümeden payınızı almışsınız demektir.
Ben sizin yerinize cevap vermeyeyim ancak hem veriler hem de çıkan haberler bu büyümenin, işini kaybeden 1 milyon çalışan ve ciddi gelir kaybetmiş 5,5 milyon insan için (kısa çalışma ve ücretsiz izin ile) pek de öyle olmadığını gösteriyor.
Bu grup için bilakis daralma var.
Öyleyse kim büyüdü de biz %6 reel, %20›nin üzerinde nominal bir ekonomik büyüme yaşamış olacağız?
Bunun yanıtını da yine siz verebilirsiniz.
Aklınıza da ilk döviz tasarrufu olanların bir yıl öncesine göre tasarruflarının TL cinsinden %35-40 büyüdüğü gelsin. Ya da hesabında 1 milyon TL’den fazla olan tasarruf sahiplerinin servet artışı neredeyse 600 milyar TL olması.
Görünen o ki geliri küçülenlerin büyümesinin payı da buralara akmış. Onların suçu mu? Kesinlikle hayır!
Ama öyle bir ekonomi yönetim süreci yaşadık ki büyürken gelir adaleti daha da bozuldu.
Ezcümle bu açıklanacak büyüme oranları ya da geçtiğimiz yıl tüm dünya küçülürken yakaladığımız büyüme maalesef ekonomide daha sağlıklı bir döneme geçtiğimizi işaret etmiyor.
Bilakis daha da sağlığı bozulmuş bir ekonomik yapı ile devam ediyoruz.
Ondan sonra da soruyoruz dolar niye sürekli rekor kırıyor?