Seçim bize sadece İstanbul için lazım değil

Bir demokrasiyi var eden temel faktör adil ve serbest seçimlerle birlikte; hukuk sisteminin varlığı, özgürce faaliyet gösterebilen sivil toplum örgütleri ve medyadır. Bu kurumların oluşabilmesi ve güven içinde faaliyet gösterebilmeleri de beraberinde sayısız demokratik imkanın gerçekleşmesiyle mümkündür. Kuvvetler ayrılığı zemininde, örgütlenme hakkı, şeffaflık, denetim, fikir özgürlüğü, akademik bağımsızlık, yerel yönetimlerin gücü, sanat ve bilim üretimi gibi üniteler demokrasiyi ayakta tutar. Böyle olduğu için de bütün demokratik ülkeler bu alanların gelişmesi için engelleri kaldırıp, her alanda insanların kendilerini ifade edebilmelerini önünü açmaya çalışırlar.

Bugün bile hâlâ demokrasilerin, etnik ve dini farklılıklar, sosyal değişimler ve teknolojik hareketin yarattığı etkiyle kendilerini geliştirmeye devam etmesi boşuna değildir. İnsanların daha fazla güven ve huzur içinde yaşamaları demokrasi teorisinin ve pratiğinin gelişmesine bağlıdır.

Bu ölçülere vurulduğunda Türkiye’de demokrasinin ileri düzeyde olmak şöyle dursun dünya standartlarının altında bulunduğu açıktır. Standartlarımız zaman zaman gelişse ve bazı yapısal sorunlar çözülmüş olsa bile, bugün o iyi noktada bulunmuyoruz. Güçlü bir hukuk sistemine sahip değiliz, kuvvetler arasında denetim olmadığı gibi denge de kayboldu, ifade hürriyeti yetersiz ve gayet tabii buna bağlı olarak medyadan sanata, akademiden sivil topluma karar bütün ünitelerde standartların bir hayli altında seyrediyoruz.

***

Ancak, genel tablodaki olumsuzluklara rağmen yine de yüksek katılımlı seçim geleneğine sahibiz….

Beraberinde de seçim sonuçlarına rıza gösteren bir anlayış ve dolayasıyla demokratik olgunluk taşıyoruz. Beğensek de beğenmesek de sandıktan çıkanı kabul eden bir anlayış hep geçerli olmuştur. Muhtemelen toplumun sandığa olan itimatı, sadakati ve atfettiği önem nedeniyle, çok az demokraside görülebilecek katılım oranlarına ulaşıyoruz. Sandık güven vermiyor olsa, seçim sonuçları şaibeli kabul edilse her seçimde bu kadar yüksek ilgi olmayacaktı. Tersine, katılım her defasında yüksek ve her kesimden seçmen aynı heyecanla oy vermeye gidiyor. Genel seçimde de yerel seçimde de referandumda da böyle… Nerede ve ne için sandık kurulursa insanlar güvenerek ve bazen birşeyleri değiştirmek için bazen de korumak için oy vermeye koşuyorlar.

Seçim hakkı ve alışkanlığı cumhuriyet öncesinden başlayan ve 100 yılı aşan büyük bir tecrübenin eseridir. Dolayısıyla, yüksek standartta bir demokrasimiz olmasa bile yüksek standartta ve kalitede bir seçim sistemimiz ve seçim duygumuz vardır.

Bugün nefesler tutulmuş halde İstanbul seçimi için verilecek kararı bekliyoruz. Söylenecekler söylendi, yapılacaklar yapıldı. Geçersiz oylar sayıldı, geçerli oyların bir kısmı da sayıldı. Tutanaklar birleşti, pusulalar kontrol edildi, ölçüldü biçildi…

Unutmayalım ki seçim bize sadece İstanbul belediye başkanının kim olacağını belirlemek için değil, her zaman ve her makamın sahibini tayin için lazımdır. Bir arada ve biraz olsun huzur içinde yaşayabilmek için serbest ve güvenilir seçim sisteminden başka yolumuz yoktur.

Ne yaparsak yapalım veya kim ne yapacaksa yapsın ama sakın ola bu ülkenin seçime olan inancı ve seçme kabiliyetini zedelemeyelim. Toz bulutu indiğinde muhakkak adalet hissi ayakta kalsın.

YORUMLAR (42)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
42 Yorum