Gerçek, popülizm dinlemeyecek kadar öfkeli
Koronavirüsün saldığı korku, dünyada ve Türkiye’deki endişe verici yayılma hızı ve virüsün öldürücülüğü karşısında binlerce saat konuşmak ya da yüzbinlerce sayfa yazmak azdır.
Dünyada mükemmel denilebilecek bilimsel araştırmalar veya medya analizleri yayınlanıyor. Herkes bu çalışmalardan yararlanıyor.
Farkında mısınız, Türkiye’de de yıllardır ekranları esir alan ve tıp başlığı altında zayıflama reçeteleri satanlar ortalıktan kayboldu ve gerçek, ciddi bilim insanlarımızın olduğu görüldü. İktisatta ‘Kötü para iyi parayı kovar’ kuralı vardır, tam tersi oluyor. İyi bilgi kötü bilgiyi kovuyor, senelerce ekranlarda terör estiren şarlatanlık el etek çekiyor. Bazıları bilim kurulu üyesi, bazıları alanında uzman birçok akademisyen doğru şeyleri açıkça söyleyerek toplumun dikkatini çekiyor. Bu sayede milyonlarca insan, izolasyonu, sosyal mesafeyi, hijyeni, korunmayı, evde kalmayı hem öğreniyor hem de uyguluyor. İlk kez bir büyük meselede sadece bilim ve bilimsel yöntemlerin otoritesi hakim oluyor.
Tehlike büyük ve yakın, virüsün hızı kesilmiyor ve önlem almadığı müddetçe kimse güvende değil. Bu tabloda hava atmanın, hamasetin, büyük laflar etmenin, atıp tutmanın, üstünlük taslamanın ne pazarı var ne de faydası… Böyle yapanların hali de ortada. En başta, dünyaya bu belayı musallat eden Çin rejiminin... Yalanlara ilaveten bu kez de ‘çakma’ cihazlarla dünyayı enfekte etmeye devam ediyorlar. Çin’le ilgili tek güvenilir bilgi artık Çin rejiminin güvenilmez olduğudur.
Öte yandan, gerçekle yüzleşmeye direndiği için halkını ölüme göndermeye devam eden İran’ın vaziyeti… Hâlâ komplo teorileri, hâlâ hava atarak aslında ne kadar mükemmel olduklarını anlatma çabası…
İtalya… Virüse siyasi popülizmin zirvesinde yakalanan İtalya’nın acısı o kadar benzersiz ki şimdi üzerine bir şey söylemek etik olmayacak. Ama bir anda ülkesinin virüsün merkez üssü haline gelmesine yol açan ABD’nin sorumsuz ve ileri düzeyde popülist Başkanı’nın ibretlik halini izliyoruz.
Popülizm ve rejim kutsayıcılığı ortada gerçek bir düşman olmadığında kendi kendine propagandada dinleyecek kitleniz de varsa işe yarar. Komşularınıza, kıtanıza ve hatta dünyaya meydan okursunuz. Nasıl olsa müeyyidesi yoktur. Ama böyle zamanlarda, popülizm çöker; sahte rejim reklamları, kabadayılıklar, sloganlar işe yaramaz hale gelir. İşinizi sadece gerçeklerle sürdürebilirsiniz.
ABD’’de kasım ayında yapılacak seçimde Trump’ın çok zayıf rakibi Joe Biden anketlere göre öne geçti. Çünkü insanlar, virüs gerçeğini göremeyen, önlem alamayan, insan hayatını borsa endeksinden ibaret gören başkana güvenemiyorlar. Almanya’da da aynısı oluyor. Irkçı AfD partisinin oyları düşerken, merkez partilerin oyları artıyor.
Virüs sonrası dünyanın nasıl olacağına dair ilk işaretler popülistlerin, kof kabadayıların, hamaset yapanların canını sıkacak istikamette gelişiyor. Gerçeklerden kaçan, bilimi, liyakati dışlayan ve bilhassa da halktan bilgi gizleyenlerin dünyası kararıyor. Çünkü herkes korona gerçeğini siyasi liderler kadar biliyor, sıradan insanlar sürecin nereye varacağını hükümetler kadar kestirebiliyor. Böyle olunca da yalanın ve karartmanın ömrü yatsıyı bulmuyor…
İşin ne kadar ciddi olduğunu bir kez hatırlatmak ve siyasal popülizmin neden işe yaramayacağını göstermek için iki habere bakalım.
Birincisi, virüse kaşı en başarılı mücadeleyi veren Almanya’da kriz yönetimini üstlenen Robert Koch Enstitüsü Başkanı Lothar Wieler’in sözleri: “Almanya’da pandemi şimdilik yüksek seyretmiyor -dünkü vaka sayısı 58 bini aşmıştı- ama ülke henüz dalganın başında olabilir ve İtalya gibi olmamız mümkün. Normal hayata hızlı geri dönmek yanlış bir yoldur.”
İkincisi ise, popülizm denilince hemen akla gelen ve kendisi de bir Kovid-19 hastası olan İngiltere Başbakanı Boris Johnson’ın tıpkı bazı mevkidaşları gibi başta işi ciddiye almadıktan sonra geldiği nokta, vatandaşlarına gönderdiği mektubunu şu satırlarında açıkça görülüyor:
“Sizinle açık konuşmam benim için önemli. İşler, iyiye gitmeden önce daha da kötüleşecek.”
Gerçek o kadar güçlü ve öfkeli ki, karşı karşıya bulunduğumuz problem o kadar ciddi ki bütün çizgileri sonuçta aynı noktada buluşturuyor.