İslâm ve İslamcılık

Şerif Mardin’in tanımıyla “İslamcılık, 19. yüzyılda karşımıza çıkan ve bir ‘İslâm nizamı’ kuramında birleşen bir arayı şlar kümesidir.” H. Hanefi, Ş. Mardin gibi uzmanların da belirttikleri üzere, bu arayışlar hep kriz dönemlerinde ortaya çıkmıştır. Böyle zamanlarda basitçe şöyle düşünülür: İslâm’ın başlangıcında her şey yolundaydı. Sonra Müslümanlar (çoğunlukla da yöneticiler) bozuldular ve kötü şeyler oldu. Öyleyse her şeyin yeniden düzelmesi için o ‘ilk asır’a dönmeliyiz.

Bu “ilk asra, Asr-ı saadet’e dönme”, “İslâm nizamı” özlemini de içeren, dolayısıyla siyasal muhteva taşıyan, Selefî damarı da olan uzun bir mesele… Oysa akıp giden zaman içinde aynı tarihi iki defa yaşayamayız. Fakat Asr-ı saadet’in ruhunu ve anlamını kendi bulunduğumuz yer ve zamandan bakarak kavrayabilir ve onu kendi gerçekliğimizle buluşturabiliriz. Mümkün ve din bakımından gerekli olan budur.

***

İslâm, dini konusundaki temel tutumunu her şartta koruyan Müslümanın inandığı ve yaşadığı ilkeler, değerler dünyasıdır ve her bir Müslüman birey onun çeşmesinden kovasını vüs’atince doldurur. Bir insan, bir topluluk kriz zamanlarında yaşasa, siyasal alanlarda çalışsa bile, dinî ve ahlâkî vecibelerini de dünyevi işlerini de Allah’ın ve Peygamberinin razı olacağı şekilde yapmak için çırpınabilir. Buna rağmen bunların bir İslâmcılık iddiaları olmaz. Bir başka insan veya topluluk ise bu söylenenleri o kadar da önemsemeyebilir. Ama bunlar, diğerlerini bastıracak bir görsellikle İslâmcılık yapabilirler. Birincilerin aksine ikincilerin tutumları bazen siyasal ortama göre farklı olabilmektedir. Son zamanlarda aniden ‘İslâmcı’ kesilenleri hatırlayalım.

İslâm’ı içtenlikle yaşamak ve yaşatmak için çalışmak İslâmcılık değildir; Müslümanlık’tır. İslâm’a ve Müslümana haksızlık yapılmasına karşı çıkmak, Müslümanların sorunlarına çareler aramak da İslâmcılık değildir; bu hem Müslümanlığın hem insanlığın gereğidir. İslâmcılık davası olmayan bir Müslüman da sorunlarımızla dini anlama ve yaşama biçimimiz arasında bir ilişki bulunabileceğini kabul eder. Ama o, -bir İslâmcı gibi toptancı bir düzeltme girişimi yerine- her bir bireyin kendi dindarlığını gözden geçirmesini ve sorunların çözümüne katkı sağlayacak şekilde kendini geliştirmesini önemser; asıl ve kalıcı çareyi burada görür.

***

Öte yandan birçok İslâmcı da değerli bilgi ve fikirler üretebilmiş; yüksek bir dinî hayat yaşamışlardır. Ne var ki İslâmcılık bir ideolojidir; bütün ideolojiler gibi ayrıştırıcıdır ve ısrarlı bir hâkimiyet tutkusu taşır. Bundan dolayı da -tıpkı İhvân-ı Müslimîn ve Cemaat-i İslâmî hareketlerinin yaptığı gibi- mutlaka bir politik rekabete girişir. Ayrıca hâkim kılınmak istenen ‘İslâm nizamı’ ve onu uygulayacak ‘İslâm devleti’inin de biri teori, diğeri uygulamayla ilgili iki sorunu vardır:

1. İslâm’ın ilk asrının ortalarından itibaren “gerçek olan-olmayan İslâm” tartışması yapılmaya başlanmış; Ehli sünnet-ehli bid‘at, ehli hak-ehli dalâlet gibi ayrıştırmalar daha ilk yüzyılda başlamıştır. Bu, bütün dinlerin tarihinde vardır. Yani Allah bir din göndermiş ama insanoğlu onu bin kılığa sokmuştur. Çünkü dinî metinler sabit olsa da yorumları zaman, coğrafya, kültür, gelenek, ihtiyaç gibi değişkenlere bağlı olarak sürekli değişmiştir.

2. Belirtilen teorik ayrışmanın sonucu olarak İslâm’ın tarihinde de erken dönemlerden itibaren biri diğerini “İslâm’dan sapma” diye suçlayan farklı siyasal hareketler, hatta devletler ortaya çıkmıştır. Son asırda kurulan “İslâm devletleri” de dinî yorum ve siyasal ideoloji bakımından büyük farklılıklar sergilediler. İslâm dünyasındaki çatışmaların gerisinde, dinî yorum ve ideoloji farklılıkları üzerinden siyaset yapma tarzının, yani farklı İslâmcılıklar’ın bulunduğunu görüyoruz. Halep katliamı Şiî İslâmcılığın, DAİŞ terörü Sünnî İslâmcılığın, FETÖ ise postmodern İslâmcılığın -kaçınılmaz olmasa da- mümkün sonuçlarıdır.

YORUMLAR (10)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
10 Yorum