Orda bir dünya var uzakta

Dünyada dijital kapitalizmin zararları yoğun bir şekilde tartışılıyor. Dijital kapitalizme yönelik önemli tartışma konularının başında ise, şahsi verilerin internet devi şirketler ve devletler tarafından “haberleşmenin gizliliği ve mahremiyeti’ ilkesi hiçe sayılarak depolanması/ kullanılması. Dahası şahsi verilerin depolanıyor olması dijital dönüşüme getirilen en önemli eleştirilerden biri. Dijital kapitalizm de tıpkı klasik kapitalizmin ilk yıllarında olduğu gibi vahşi ve pervasız bir dönemden geçiyor. Klasik kapitalizmin en temel sömürü malzemesi olan mal ve emek dijital kapitalizmde bugün yerini ‘veriye’ bıraktı. Bir yandan ardı arkası kesilmeyen yenilikler öbür yandan dijital dönemin hukuki, sosyokültürel etkileri gündemin ana maddelerinden biri. Yani modern dünya dijital dönemin içinde ve bu yeni kültürün temellerini oluşturmakla meşgul.

Dünya dijital dönüşümün olası zararlarını tartışır hale gelmişken, bir bütün olarak dijital dönüşüm malesef Türkiye’de henüz çok küçük bir kesimin ilgi alanı olmaktan öteye geçemedi. Gerçi devlet, e- devlet uygulamaları, yenilikçi teknolojilere yapılan teşvikler ve sunduğu alt yapı imkanları ile dünyadaki öncü ülkelerle yarışır durumda. Hatta rahatlıkla şunu söyleyebiliriz ki, dünyanın en yenilikçi projelerinden birisi olarak gördüğüm, Milli Eğitim Bakanlığı’nın ‘2023 Vizyonu’ uygulanabilmesi durumunda, Türkiye’yi dünyanın sayılı ülkelerinden birisi yapmaya aday olabilir. .

Ancak başta medya olmak üzere, bu dönüşüme sahip çıkarak öncülük yapması gereken, üniversiteler ve ticaret birlikleri dijitalleşmeyi hala gündemlerinin birinci sırasına almış değiller. Özellikle medya hala analog dönemden kalma alışkanlıklarla gündemi anlamlandırmaya çalışıyor. Bu da, dijital dünyanın içinde doğmuş ve büyümüş ‘algıları’, ‘ilgileri’ hatta ‘tüketim ve okuma alışkanlıkları dijital olarak şekillenmiş gençler ile toplumun kanaat önderleri arasında gittikçe büyüyen bir uçurum oluşturuyor.

Türkiye’nin dijital gündemle teması başta ABD olmak üzere, Çin, Singapur, Almanya, Japonya gibi öncü ülkelerde yaratılan yenilikleri hayranlıkla takip etmekten öteye geçemiyor. Konu hakkındaki siyasi, sosyolojik, felsefi ve psikolojik yorumları da sadece konuyla mesleki olarak alakalı azınlık bir kesimin ilgisine mazhar olabiliyor.

***

Genelde yeniliklerin öncüsü olması gereken medya bu dönüşümden en büyük ticari kayıpları yaşadığı halde, yeni döneme uyum sağlayacak, ne yeterli teknik ne de yeterli personel alt yapı çalışması yapıyor. Türkiye’de dijital dönüşümü fark edip meslek içi eğitim ve alt yapı konusunda hamle yapan kurumlar arasında medya, en alt sıralarda bulunuyor. Dijital ürünleri ve imkanları gayri ihtiyarı kullanan medya, zihniyet olarak yeni döneme ulaşabilmiş değil. Analog dönemden kalma yöntem ve argümanlarla gündemi yorumlamaya ve anlamlandırmaya çalışıyor.

Medya, analog dönemlerden kalma alışkınlıklarla hala kendisini okuyucuların en önemli bilgi kaynağı zannediyor.. Ancak şimdi internet var ve insanlar medyada sunulan bilgilerin ezilci bir çoğunluğuna, klasik medya olmadan da ulaşabiliyor. Hatta medya personelinin genelinde hakim olan dijital cahillik de hesaba katılırsa, potansiyel okuyucular klasik medya harici kaynaklardan, çok daha yeni ve çeşitli bilgiler elde edilebiliyor.

Türkiye’de her zaman beka mücadelesi ile eşitlenen gündem, en iyi ihtimalle günlük etkileri olan, eski moda hamasetle tartışılıp tüketiliyor. Daha bir kaç ay önce, varoluşsal önem taşıdığını düşündüğümüz gündem maddeleri çoktan unutulup gitti. Bunun en önemli sebeblerinden birisi de artık dijital bir çağda yaşıyor oluşumuz. Dinamizmini, hızını, dijital dünyanın belirlediği bir gündemi analog bir mantıkla yönetmeye çalışıyoruz.

Türkiye’de ve dünyada yaşanan toplumsal dinamizmin en belirleyici aracı, etkisi gün geçtikçe artan, dijital dönüşüm. Temel görevi toplumsal dinamikleri gözlemlemek ve aktarmak olan medya bu paradigma değişimini kavramaktan çok uzakta. Gündemi dijital dönüşüm ve etkileşim odaklı olarak yeniden yorumlayıp algılamayı başarabilirsek, tartıştığımız bir çok konunun ne kadar gereksiz olduğunun da farkına varacağız.

YORUMLAR (4)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
4 Yorum