Orban’ın başarı formülü
Rusya’nın Ukrayna’ya saldırması ile Batılı hakim değerlerin, siyasette yeniden kabul görmeye başladığına dair gelişen inanç, AB karşıtı Orban’ın beklenenin üzerinde bir oy oranı ile seçimleri kazanması sonrası hasar gördü.
Yaşanan bu hayal kırıklığında, Orban faktörünün sadece ideolojik saiklerle irdelenmesinin de önemli bir rolü var. Oysa Macaristan’da hesaba katılması gereken önemli ekonomik ve toplumsal dinamikler var. Orban bu dinamiklerin hem farkında hem de bunları harekete geçirebilme kabiliyetine sahip.
Macaristan’daki iktidar partisi Fidesz’in seçimleri kazanmasındaki en büyük etken seçmenlerin ekonomik beklentilerini karşılayabilmesi ve istikrarı ancak kendisinin sağlayabileceği duygusunu vermesi oldu. Macar muhalefeti enerjisinin kendi iç birliğini sağlamaya harcadığı için Fidesz seçmenlerinin endişelerini hesaba katamadı.
***
Sürekli ekonomik krizlerle boğuşan Macaristan’da Fidesz'in 2010 yılında iktidara gelmesiyle birlikte refah hızla arttı. Orban’ın 2014 yılından sonra yüz binlerce insana iş imkanı sağlayan ekonomik politikaları, zaman içerisinde partiler üstü kabul gördü. Muhalefet o yıllarda bu ekonomik gelişmelere alternatifler sunmak yerine Orban politikalarını görmezden geldi ve aşağıladı. Muhalefetin somut icraatlar karşısındaki müstehzi tavrı, Fidesz tabanını daha da kenetledi.
Seçim galibiyetinin seçmenlerin ekonomik beklentilerini karşılamaktan geçtiğini çok iyi bilen Orban, 2021 yılında hızlı şekilde artan enflasyona rağmen temel gıda maddeleri un, şeker, yağ ve tavuk eti fiyatlarını devlet müdahalesi ile sabit tutmayı başardı. Hükümet benzin istasyonlarını piyasa fiyatlarının altında satış yapmaya zorladı. Ukrayna krizinden sonra ise marketlere, artan fiyatları tüketiciye yansıtmamaları yönünde baskı yapıldı. Muhalefet bu tedbirleri anti demokratik olarak eleştirirken, Orban’ın seçmenler gözündeki saygınlığı daha da arttı.
***
Siyasi gözlemcilerin Orban’ı değerlendirirken bilinçli ya da bilinçsiz olarak ıskaladığı başarı formülü şu: Orban’ın kendisine sadık bir taban oluşturmak ve korumak için seçmenin refahını öncelemesi.
Macaristan 1989’dan sonra uygulanan neo liberal politikalar nedeniyle ağır bir ekonomik kriz yaşadı ve milyonlarca insan işini kaybetti. Macar toplumu yaşadığı bu ekonomik ve siyasi travmayı Orban sayesinde aşabildi. AB’ye karşı daha 1990’lı yıllarda oluşan bu güvensizlik, Fidesz’in önemli silahlarından birisi.
Orban 1988-2002 arasındaki başbakanlığından sonra 2010 yılından beri aralıksız başbakan. Batı kamuoyu kendisini ülkede muhalif basını etkisiz hale getirmesi ve yasal düzenlemelerle otokratik bir yönetim oluşturmakla itham ediyor. Ancak o seçmen açısından refahın mimarı. İktidarda olduğu dönem boyunca asgari ücreti sürekli arttırdı. En son seçimlerden önce ise yüzde 20’lik bir artış yaptı.
***
Ailelere özellikle çocuklu ailelere sağladığı ekonomik imkanlar Macaristan tarihinde olmadığı kadar yüksek. Bütün çocuklu aileleri kapsayan geni bir teşvik programı var. Hatta üç ve daha fazla çocuğa sahip olan aileler fiilen gelir vergisi ödemiyor.
Muhalefetin tüm yolsuzluk iddialarına, ayrıcalıklı ekonomik sınıf oluşturma suçlamalarına rağmen, halk hissedilir bir refaha ulaştı ve bunun Orban sayesinde olduğuna inanıyor.
Orban AB, yabancı, İslam karşıtı söylemleri ve otoriter yönetim stili ile tanınıyor. Bu şöhreti de haksız bir şöhret değil. Halkını korku ve endişeye sevk edip kendisini kurtarıcı olarak sunmak konusunda bir profesyonel. Ama Orban’ın gücü popülizminden gelmiyor, seçmenin beklentilerini karşılayabilmesinden geliyor. İktidar muhalefeti anlayamıyorsa hata yapabilir ancak muhalefet iktidarı anlayamıyorsa kesin hata yapar.
NOT: Bu yazıda Macaristan uzmanları Dorttya Szkira ve Mitchel A. Orenstein’ın Der Standart gazetesinde yayınlanan Warum Orban wieder gewonnen hat? (Orban niçin yeniden kazandı?) isimli makalesinden istifade edilmiştir.