Dünyanın en güçlü adamı

Dünyanın en güçlü adamı olarak nitelendirilen Çin Devlet Başkanı Şi Cinping geçtiğimiz Perşembe günü gücüne güç kattı. Çin Komünist Partisi Merkez Komitesi daha önce sadece Sosyalist Çin’in kurucusu Mao Zedung ve 1980’li yıllarda ülkenin dışa açılmasının mimarı olan Deng Şioping’e nasip olan karar belgesiyle Şi Cinping”i de Çin tarihinin önemli şahsiyetleri arasına soktu. Karar belgesinde yer alan “Yoldaş Şi Cinping’in parti merkez komitesinin ve partinin çekirdeği olarak konumunu inatla savunmanın gerekli olduğu’’ şeklindeki ifade, görev süresi 2023’de bitecek Şi Cinping’in en azından bir dönem daha başkan olması yönünde belirleyici bir adım olarak değerlendiriliyor.

Batı medyasında dünyanın en güçlü adamı olarak nitelendirilen Şi Cinping aynı zamanda dünyanın en dramatik biyografisine sahip liderlerinden de birisi. Bu yazıda sıkça geçecek Çin isimlerinde kafa karışıklığını önlemek adına bu dilde önce soy isimlerin sonra isimlerin yazıldığını hatırlatalım. 15 Haziran 1953 tarihinde Pekin’de doğan Şi Cinping’in babası da Komunist Devrim’in öncü isimlerinden Şi Zhongxun. 1960’lı yıllarda Kültür Devrimi esnasında Mao’nun gazabına uğrayana kadar devlet başkanlığı yardımcılığı görevine kadar yükselen önemli bir siyasetçi.
İlkokul hayatı Çin’de parti elitlerinin çocuklarının gittiği okulda geçen Şi Cinping’in bu ayrıcalıklı yaşamı, babasının 1962 yılında görevlerinden alınıp tutuklanması ve sürgün edilmesi ile son buluyor. Şi Zhongxun Tam 16 yıl hapiste kalıyor.

****

Bugün bu tutuklama Çin resmi tarih yazılımında ‘’hukuki yanılgı’’ olarak geçiyor ancak gerçek neden, devlet başkan yardımcısı iken kendi görev alanına giren bir kitabın basımına izin vermesi. Bir devrim kahramanı olan Liu Zhidan’nın hayatının anlatıldığı eserde, Liu’nun Mao’dan daha yüceltildiği iddia ediliyor. Daha doğrusu Şi Zhongxun karşıtları bu mazereti uyduruyor. Mao bunun bir komplo ve Zi Zohngxun ise bu komplonun başı olduğuna hükmediyor.

Kültür Devrimi esnasında ülkede terör estiren Kızıl Muhafızlar 1967’de Şi Cinping’in okuduğu okulu basıp Cinping’i gözaltına alıp günlerce yemek vermeden tutsak ediyor. Gerekçeleri ise Şi Cinping’in Kızıl Muhafızlar hakkında kötü konuştuğu şüphesi. Bu suçun cezası da kamuya açık bir alanda ‘’eleştiri oturumuna’’ katılmak. Bu oturumlarda seyirciler ayağa kalkarak zanlıyı suçluyor o da hatasını itiraf etmek zorunda kalıyor. Ancak bu oturumlar gerçekte zanlıların suçunu itiraf edene kadar aşağılanıp işkence gördüğü bir linç seansı.
Şi Cinping’in bu okulda öğretmen olan annesi Qi Xin de oğlunun yaşadığı linçi izlemek zorunda kalıyor ancak müdahale edemiyor. Bir müddet sonra annesi de bu ‘’eleştiri oturumuna’’ sokuluyor. Ve okul bahçesinde kalabalık tarafından ‘’Hain Qi Xin’’ sloganları eşliğinde tacizlere uğruyor. Kendisinin ve annesinin yaşadığı bu tacizler hakkında bir görsel bulunmuyor ancak babasının yaşamak zorunda kaldığı ‘’eleştiri oturumunun’’ ya da kamuya açık linçin resimleri mevcut.

****

Şi Cinping’in bu dönemde yaşadığı diğer bir ağır travma ise yarı üvey kız kardeşi Şi Heping’in Kızıl Muhafızların takip, taciz ve işkencelerine dayanamayıp intihar etmesi. Şi Cinping’in babası da bu oturumların birinde nerdeyse ölene kadar darp ediliyor ve eski bir üst düzey devlet yetkilisi arkadaşının araya girmesiyle Kızıl Muhafızların elinden alınıp bir hapishaneye konuluyor ve hayatı kurtuluyor.

Şi Cinping, Kültür Devrimi esnasında şahsi kinlerin, egoların ve bir kelimenin insan hayatının nasıl yok edebileceğini acılarla tecrübe ediyor. Öfkeli kitlelerin önüne atılmanın ne anlama geldiğini iliklerine kadar hissediyor. Çocuk olarak geçirdiği bu dönemde ailesinin yaşadıklarına rağmen rejime karşı kin, nefret beslemek yerine hayatta kalmanın, mücadele etmenin tek yolunun daha iyi maoist, daha iyi komünist olmaktan geçtiğini anlıyor. Yine bu yıllarda hayatı boyunca siyasi rakiplerine karşı hissedeceği temel bir paranoyaya sahip oluyor.

Bu esnada Mao ülkedeki tüm okulları ve üniversiteleri kapatıp öğrencilerin Çin’deki köylere giderek ‘’köylüler tarafından eğitilmesi’’ emrini veriyor. Henüz 15 yaşında olan Şi Cinping’in bugün Çin’de bir efsaneye dönüşen hikayesi de böylece başlıyor.

****
Şi Cinping Pekin’in 900 km kuzeyindeki Lianghjiahe köyüne gidiyor ve burada mağaradan bozma bir evde yaşıyor. Tarlalarda çalışıyor, kömür taşıyor. Resmi anlatılarda Şi Cinping’in bitlerin kendini ısırması dolayısıyla uyuyamadığı anlatılıyor. Sırtında yüz kilo tahılla omuzunu bile değiştirmeden dağlık bir bölgede 5 kilometre yük taşıdığı da yine bu dönemin anlatıldığı resmi eserlerde bulunuyor.
Ancak bu yaşadıkları ona ağır geldiği için 6 ay sonra bu köyden Pekin’e kaçıyor. Yakalanıp hapse atılıyor ve altı ay hapis yatmak zorunda kalıyor. Kız kardeşi ve annesi Pekin’den sürgün edildiği için kendisine teyzesi Qi Yun bu hareketi ile bütün aileye tehlikeye soktuğunu ve köye geri dönmesi gerektiğin söylüyor. Çinli yazar Ju Jie bu olayın Şi Cinping’in için kırılma noktası olduğunu ve bundan sonra babasının yaşadığı vahşi saldırılara kendisinin de uğramaması için “kızıldan daha kızıl’’ olmaya karar verdiğini söylüyor. Köye Marx, Engels, Lenin, Stalin, Mao ve çok sayıda dünya edebiyatı eseriyle birlikte geri dönüyor.
Bu köyde yaşadığı 7 yıl hayatında belirleyici oluyor. Şi Cinping bu tecrübelerin kendisine kattığı bilgi ve becerileri her vesileyle anlatıyor. Bugün siyasi hedeflerinin başında olan, ekonomik başarıların halkın bütün kesimlerine yayılması fikri de bu yıllarda oluşuyor. Hızlı ekonomik büyümenin başladığı 1978’den bugüne (Yılda ortalama yüzde 10’luk bir büyüme) fakir olan toplam 850 milyon Çin köylüsünün yaşam kalitesi yükseltildi. Şi Cinping’in temel hedeflerinden birisi az gelirlerinin yaşam kalitesini yükseltmekken diğeri ise yolsuzlukla amansız mücadele.

****

Şi Cingpin’in üniversite eğitimi ve doktoradan sonra 1993 yılında Xiamen isimli küçük bir kentte belediye başkan yardımcılığı ile başlayan siyasi kariyeri, bütün basamakları sırasıyla ve başarılı bir biçimde geçtikten sonra 2012 yılında Çin Komünist Partisi Genel Sekreterliği ve 2013 yılında Çin Devlet Başkanlığı ile zirveye ulaştı.

İktidarı ele geçirdiği ilk andan itibaren büyük bir yolsuzluk savaşı başlattı.Çin’de 2012 yılından bu yana 1,5 milyon memur, parti üyesi tutuklanıp cezalandırıldı. Bunlar arasında polit büro üyeleri, bakanlar ve üst düzey generaller de bulunuyor. Her gün televizyonlarda yaptığı hatalar için özür dileyen, ağlayan üst düzey memurların görüntüleri yayınlanıyor. Yolsuzluk karşıtı kampanyalar batı medyasınnda Şi Cingping’in aynı zamanda rakiplerini susturmak için kullandığı bir yöntem olarak değerlendiriliyor, fakat halk Başkan’ın bu kararlı tutumundan memnun.

Şi Cinping konuşmalarında diğer sosyalist liderlerle kıyaslanmayacak oranda Konfüçyüs’e ve Çin’in ‘’şanlı tarihine’’ yaptığı göndermeler bulunuyor. Otoriter bir sosyalist anlayışı milliyetçi bir söylemle harmanlayarak karizmasını arttırıyor. İlkokullardan başlayarak lise ve üniversitelerde Şi Cinping görüşleri öğretiliyor. Haberlerde her gün dakikalarca Şi Cinping haberleri veriliyor. Mao’nun kızıl kitabının yerine bir Şi Cinping App’i bulunuyor. Herkesin indirmek zorunda olduğu bu uygulamada Şi Ping’in görüşlerini takip edip etmeyenler de izleniyor.

****

Şi Cinping 2013 yılında iktidara geldiğinde, ülkedeki muhalifler daha liberal bir yönetim umuyorlardı. Ancak başta Uygur Türkleri olmak üzere tüm azınlıklar ve muhalifler Mao dönemini hatırlatan bir baskıyla karşı karşıya. Hem Çin hem Şi Cinping dünya ve elbette Türkiye gündemini her zaman olduğundan çok daha fazla meşgul edecek. Bu yazının bir amacı da bu gerçeğe dikkat çekmek.

NOT: Bu yazıdaki bilgilerin çoğu Stefan Aust ve Adrian Geiges tarafından yazılan Xi Jinping Der Maechtigste Mann der Weldt (Dünyanın en güçlü adamı) kitabından alınmıştır.

YORUMLAR (7)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
7 Yorum