Dopamin uyarılarını ihmal etmeyelim!

Dijital verilerin çağımızın hammaddesi olduğu yönünde bir ön kabul var. Bu elbette bir yönüyle doğru bir tespit. İnternete her girdiğimizde, cep telefonlarını her kullandığımızda, ya da internet bağlantısı olan cihazları kullandığımızda hakkımızda toplanan sayısız veri, dünyanın birçok bölgesindeki sunucularda binlerce kategori altında kaydedilerek saklanıyor. Kamuoyunun isminden dahi haberdar olmadığı binlerce veri taciri hakkımızda toplanan bu verilerin ticaretini yaparak milyarlarca dolarlık gelir elde ediyor.

İnternette ücretsiz olarak aldığımız herhangi bir ürün ya da hizmeti (haber, video vs.) tüketirken aslında farkında olmadan kendimiz bir ürün haline geliyoruz. Bu noktada internet aleminde farkında olarak ya da olmayarak sunduğumuz veriler kadar bir başka değer de ortaya çıkıyor: İlgi ve dikkatimiz. Sınırlı bir zamanda sunulan sayısız alternatifler arasından tercih yapmak durumunda olan ilgimiz aslında en az bıraktığımız dijital izler kadar önemli.

İlgi, internet ve özellikle sosyal medyayı anlamaya çalışırken çok önemli bir parametre. Bu sosyal medyada maalesef başat bir unsur haline gelen Fake News (Yalan haber) olgusunu ve manipülasyonları kavramak adına da önemli bir nokta. Dakikada milyonlarca paylaşımın yapıldığı sosyal medyada, paylaşımcıların ihtiyaç duyduğu en önemli şey ilgi. Kullandığımız sosyal medya platformunda bize ulaşan paylaşımlar sayısız sunucuda saklı dijital verilerimizin analiz edilip ilgi alanlarımızın belirlenmesiyle önümüze çıkan malumatlar.

***

Sosyal medyada ilgi mekanizmasının nasıl oluştuğu konusunda Fransız gazeteci Bruno Patino’nun Frankfurter Allgemeine Woche isimli dergiye verdiği röportajdaki açıklamalar işimize yarayabilir. Bir fareye bir düğmeye basınca yiyecek bir şeyler alması kolayca öğretilebilir. Yiyeceği veren kişi bunu düzensiz olarak yaparsa, yani bazen az, bazen çok bazen de hiç yiyecek vermeden, fare aralıksız olarak düğmeye basar. Hatta bu “düzensizliğe“ alıştığı için karnı tok olsa bile bilinçsizce düğmeye basmaya devam eder.

Aynı sistem kumar makinalarında da kullanılıyor. Kumar bağımlıları bu nedenle para kazansalar da, her şeylerini kaybetseler de kumar oynamaya devam ediyor. Patino’ya göre sosyal medya platformları da aynı yöntemi kullanıyor. Patino’ya hak vermemek mümkün değil. İnternette bu denli zaman geçirmemizin nedeni, her yeni tıkla, beklediğimiz büyük haberin geleceğine, hayatımızın yeniden değişeceğine olan şuuraltındaki sarsılmaz inancımız değil mi?

Sosyal medyada bir haber, ne kadar ilkel, saçma, duygusal ve inanılmazsa o denli hızlı yayılıyor. Patino yalan haberlerin (Fake News) beyne dopamin salgıladığını söylüyor.. (Dopamin insan vücudunda doğal olarak bulunan kimyasal bir madde. Hoşumuza giden bir şeyi yaptığımızda beynimize salgılanan dopamin o şeyi bir daha yapmamız için bizi uyarır.) Yalan haberler her türlü nesnel haberden daha etkili oluyor. Yalan haberlerin yayılması sosyal ağların ve dijital kapitalizmin menfaatleri ile uyumlu bir şey.

***

Türkiye’de gündemin nedenli gerçek mecrasından sıyrılıp, sosyal medya kullanıcılarının dopamin uyarılarını tatmin eder bir hal aldığını gözlemlemek gayet mümkün. Bu kısır döngü herhangi bir konuyu sağduyulu şekilde tartışmamızı engelliyor. En son Ceren Özdemir cinayetini tükettik. Daha önce siyanür intiharlarıydı konumuz. Bir ara İstanbul depremini de konuştuk. Daha çarpıcı, kanlı, dramatik, acılı, acıklı bir gündeme aç beyinlerimiz merakla yeni gelişmeleri bekliyor. Bunun için her gün saatlerce sosyal medya başında teyakkuz halindeyiz.

YORUMLAR (1)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
1 Yorum