Çözüm iradesinin oluşması

İsrail dünya kamuoyundaki sempati ve inanılırlığını hızla kaybediyor. Batı hükümetleri ve medyasının İsrail’e sınırsız destek vermesi, Batı’da İsrail’i eleştirecek her çıkışın görülmemiş karalılıkla tenkide maruz kalması bu gerçeği değiştirmiyor. Fazıl Say’da son örneğini yaşadık ve muhtemelen daha birçok örnekler de yaşanacak.

ABD ve Avrupa’daki İsrail taraftarı havaya rağmen dünya kamuoyu orta vadede barışın ve hemen ateşkesin sağlanması düşüncesine hiç olmadığı kadar sıcak bakıyor. Bu konuda başta Türkiye, Mısır ve Suudi Arabistan olmak üzere bölge ülkelerinin kararlı bir irade göstermesi çok şeyi değiştirebilir. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın dediği gibi bu kriz diğerlerinden farklı. Farklı bir krize de farklı reaksiyon göstermek gerekiyor.

Avrupa ülkeleri bir uzlaşmaya karşı oldukları için değil kendilerini İsrail hükümetine sınırsız destek vermekle yükümlü gördükleri için ateşe körükle gidiyor. Batı kamuoyunda İsrail’in lehine oluşan olağanüstü destek atmosferinde, söyledikleri yanlış anlaşılır diye endişe eden kanaat önderlerinin sessizliği de söz konusu. Ancak bu sürdürülebilir bir durum değil ve er ya da geç İsrail eleştirileri de gündemdeki yerini alacak.

***

Ne Batı ne de İsrail tesis ettikleri zapturapt atmosferi ile soruna kalıcı bir çözüm bulunamayacağının farkında. İsrail kamuoyu da Netanyahu’nun yönetiminden memnun değil. Aktüel bir araştırmaya göre Netanyahu’dan memnun olan İsraillilerin oranı yüzde 28. Son krizin müsebbibi olarak Netanyahu’yu görenlerin oranı da yüzde 80.

Ancak unutmamak gerekir ki iktidar yanlıları ve muhalifleri ile İsrailliler ülkelerine yapılan saldırıya karşı tek yürek olmuş durumda. Netanyahu’nun hukuk reformlarına karşı sokaklarda gösteriler yapanlar, Hamas saldırılarından sonra gönüllü birliklere dahil olarak büyük bir savaşa hazırlık yapıyor. Ancak İsraillilerin çoğunluğu da kabul edilebilir bir uzlaşmayı, bitmek tükenmek bilmeyen bir savaşa tercih edecektir.

Bölge ülkelerinin İsrail’le direk müzakere yapabilecek bir zemin oluşturmaya çalışması çözüm için en kestirme yol olur. Bütün taraflar aslında buna hazır. Savaş için tüm kararlılığına rağmen İsrail, sınırsız destek sunan Batı ve öfkeli İslam alemi krizin büyümesinin ne tür öngörülmez belalar getireceğinin farkında. Oluşabilecek bir uzlaşma iradesine karşı koyanlar dünya kamuoyuna bunun izahını yapamaz.

***

Her kriz anında aynı refleksler verilip sorun daha da çözümsüzlüğe itiliyor. Filistin İsrail çatışması deyince İslam dünyasının zihninde yıllar içinde oluşan öfke, kızgınlık çaresizlik duygusu, bitmek tükenmek bilmeyen komplo teorileri ve öğrenilmiş çaresizlikler (masada kesin kaybederiz) terk edilerek yeni bir özgüven geliştirmek gerekiyor. İsrail tarafı için de aslında aynı açmazlar söz konusu.

Almanya başbakanı Angela Merkel’in uzlaşmaya hakkında sarf ettiği şu sözü hatırlamak işe yarayabilir. “Bütün taraflar eşit derecede mutsuz olursa bu bir uzlaşmadır. Uzlaşmalar mutluluk duygusu içermez’’

Yüzyıllar içinde oluşmuş ve sürmüş bir sorun elbette bir anda çözülemez. Ancak çözüm için ilk adımlar atılabilir. Bunu çözümsüzlükten başka bir işe yaramayan düşünce kalıplarını terk edip iki tarafın halklarına empati gösterebilecek liderler yapabilir.

YORUMLAR (5)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
5 Yorum