Bir kurum Türkiye’nin kaderini değiştirebilir mi?

Bu köşenin dikkatli okuyucuları, siyaseti gündemin merkezine koymamızın, gerçek sorunları tartışmamızı sürekli engellediğine dair sıkça dikkat çekmeye çalıştığımı hatırlayacaktır. Türkiye’nin en önemli gündem maddesinin dijital dönüşüm olması gerektiğini de yine birçok yazıda dile getirmeye çalıştım. Bu konudaki iddia ve ısrarım artan bir şekilde sürüyor. Dijital dönüşüm, Türkiye’nin kaderini belirliyor dediğimiz, tüm konulardan çok daha önemli ve acil. Buna başkanlık sistemine geçmek, bunun ertesinde yaşadığımız seçimler ve hatta son Barış Pınar’ı harekâtı da dahil.

Türkiye’nin dijital dönüşüm konusunda arzu edilen düzeyde olmamakla birlikte, dünyadaki dijital dönüşümün öncü ülkeleri sınıfına dahil olma imkân ve potansiyeline sahip olduğu da bu köşede sıkça dile getirilmişti. Bu iddiadaki ısrarım da hala sürüyor.

Başkanlık sistemine geçildiğinde direk Cumhurbaşkanı’na bağlı olarak kurulan Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi (CBDDO) yeni çıkartılan bir Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile nihayet kuruluşu esnasında vadeliden yetki ve imkanlara kavuşmuş oldu. Kararname kelimesinin bıraktığı bürokratik intiba bir yana, kamudaki dijital dönüşümü tek elden koordine ve kontrol eden bir resmi birimin oluşturulması, dünyadaki dijital rekabette avantaja sağlayan çok önemli bir adım.

***

Çok geniş bir alanı kapsayan ve sürekli yenilenen dijital teknolojilerde devletin bu önemli görevi bir elden yürütecek bir yapı kurması çok önemliydi. Dijital dönüşümde rekabet içinde olan birçok ülke bile bu sorununu çözebilmiş değil. Örneğin Almanya’da, eyalet sistemiyle doğan yetki karmaşası da hesaba katıldığında, ülkedeki dijital dönüşümü bir elde yürütecek bir alt yapı henüz kurulmuş değil.

Resmî gazetede yayımlanan kararnamede açıklanan yetki ve görevler CBDDO’ya kamuda dijital dönüşümün öncüsü olma rolü veriyor. Bu, işlemlerin hızlı ve koordineli bir biçimde yürümesine katkı sağlamasının ötesinde, kamudaki dijital dönüşümde sorumluluk sahibi ve hesap verme durumunda olan bir merciinin oluşması gibi bir avantaj da sağlıyor.

CBDDO kamu, özel sektör, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşları iş birliğini teşvik ve kontrol ederek ülkedeki dijital eko sistemin oluşmasına öncü bir kurum olarak refakat edecek. Kamuda uygulanacak dijital yatırım projeleri hem tavsiye hem kontrol bağlamında takip edecek. Sadece Türkiye’de değil dünyada da yeterli birikim ve yasal alt yapı olmadığı için arzu edilen faydayı sağlamayan ya da çöpe giden milyarlarca dolarlık proje ve yatırımlar olduğunu düşünürsek, böyle bir kontrol ve refakatin ne denli önemli olduğu takdir edilecektir.

***

CBDDO için ön görülen görevlerin tümünü buraya yazmak köşenin sınırlarını aşar ancak CBDDO bünyesinde kurulan daire başkanlıkları ile ele alacağı iki önemli konuya da dikkat çekmek gerekiyor. Siber Güvenlik Dairesi Başkanlığı, kamuda içler acısı halde bulunan siber güvenlik sorununa da bir çözüm olabilir (Bu konuda Karar gazetesinde yer yayınlanan Ziyahan Albeniz’in çalışması “Devlet siteleri siber güvenlik testinden geçemedi“ başlıklı haberi bir kez daha hatırlatmakta fayda var. https://www.karar.com/guncel-haberler/devlet-siteleri-siber-guvenlik-testinden-gecemedi-797392 )

CBDDO bünyesinde kurulan bir diğer birim de Büyük Veri ve Yapay Zekâ Uygulamaları Dairesi Başkanlığı. Dijital dönüşümün bu iki önemli ana kaleminin bir ülkede devlet desteği olmadan gelişmesi zaten düşünülemez. Bu dairenin kamudaki mevcut büyük verilerin ve yapal zeka uygulamalarını takip etmesinin ötesinde, Türkiye’nin bu konudaki bilgi ve altyapı açığını kapatmada da önemli bir rol oynaması elbette beklentiler arasında

CBDDO’nun kararnameyle belirlenen yetki ve görevlerinin ötesinde, dijital bilinçlenmeyi Türkiye’nin gündemine sokmak gibi ahlaki bir sorumluluğu da var. Türk medyası maalesef toplumu kökünden değiştirecek bu devasa potansiyeli, birkaç istisna gazeteci hariç, henüz keşfedemedi. CBDDO’nun toplumda dijital bilinçlendirme konusunda mevcut bu eksikliği de hesaba katmasında fayda var.

***

CBDDO’nun başında Ali Taha Koç bulunuyor. Koç mevzusuna hâkim genç bir bürokrat. Master ve doktorasını ABD Texas Üniversitesinde yaptı. Yıllarca Intel’de araştırmacı olarak çalıştı ve Intel’in envanterinde Koç’a ait patentler bulunuyor. 3G,4G ve 5G üzerine de çalışmaları var. ABD’de parlak bir kariyeri arkasında bırakarak önemli bir kurumun başına geçti. Yasal yetkilerle de donatılmış CBDDO’nun başarısı biraz da Koç’un kariyerinin diğer safhalarındaki başarılı performansını sürdürmesine bağlı.

YORUMLAR (8)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
8 Yorum