Bela içinde talih
Koronavirüsle en başarılı mücadele eden ülkelerden birisi de Türkiye. Erken alınan önlemler vatandaşların hareket kabiliyetini kısıtlasa da kabul gördü. Devletin gerekli tedbirleri erkenden alması, sorunu ve tedbirleri açık bir şekilde vatandaşlara aktarması, vatandaşların da alınan önlemleri toplumsal bir olgunlukla karşılaması, bela içinde talih olarak değerlendirilmeli. Beklenildiği gibi sorunu siyasi olarak suiistimal etmek isteyenler, sulandıranlar kamu kanaatinin oluşmasına etkili olamadı.
Türkiye koronavirüse karşı doğru yolda ve muhtemelen yakın bir gelecekte son bulacak bu felaketi en az hasarla atlatan ülkelerden birisi de biz olacağı. Kim ne derse desin Türkiye hem devlet olarak hem de vatandaşları ile örnek bir mücadele sergiliyor. Bir sorun ne kadar büyük olursa olsun o soruna karşı eldeki imkanları en iyi şekilde kullanarak mücadele ediliyorsak o sorunu büyük oranda çözeceğiz demektir. Türkiye de tam olarak bunu yapıyor. Umulur ki bu salgın geride kaldığında, koronavirüsü karşı gösterdiğimiz kolektif dirayeti diğer sorunlara karşı da gösteririz.
Her musibet bir hayra vesile olabilir. Ortak sorunlara karşı, küçük menfaatler, siyasi hesapların ötesinde, rasyonel tavır sergilemek gibi çok önemli toplumsal bir hasleti de salgın esnasında genel hatları ile gösterdik. İleri geri yorumlar yapan bir iki zevzek, rant peşinde koşan birkaç muhteris tacir haricinde toplum olarak başarılı bir imtihan veriyoruz. Salgın toplumsal karakterimizi ne kadar değiştirecek bu şimdiden bilinmez ama dünyanın ekonomik ve siyasi seyrini değiştirme ihtimali bir hayli yüksek.
* * *
Globalleştiğini düşündüğümüz dünyada sınırlar tekrar hatırlanmaya başlandı. Seyahatlere yapılan kısıtlamalar, ticarette de kalıcı etkiler bırakmaya bir hayli müsait. Trump yönetimindeki ABD’nin dünya ticaretinin global aktörlerini üretimlerini ABD’de yapmaya zorlaması, salgın sürecinde daha da yoğunluk kazanacak. Global pazarlara mal ve hizmet sunan şirketlerin bu baskıya direnmesi mümkün gözükmüyor.
Başta bilgisayar çipleri olmak üzere, IT ürünlerinde çok yakında ortaya çıkması beklenen darboğaz, bu ürünleri Çin’den alan başta ABD’yi ve bir çok Avrupa ülkesini yerli üretime zorlayacak. Bir çok tüketim ürününü Çin’de üreten ABD ve Avrupa koronavirüsü sonrasında yerli üretime geçmenin yollarını arayacak.
Çin, ABD ve Avrupa pazarında yaşayacağı muhtemel kayıpları Asya ve Afrika’da telafi etmeye çalışacak. Çin’in İpek Yolu projesi de yeni bir ticari ve stratejik önem kazanacak. Şu anda krizle mücadele edene dünya, kriz sonrasında elbette siyasi ve ticari cevaplar vermek zorunda. ABD ve Avrupa’nın salgın öncesi öngördüğü adımları hızlandırması kaçınılmaz. Bu gelişmelere elbette Türkiye’yi de direk etkileyecek.
* * *
Koronavirüsün tetiklediği bir başka gelişme de dijitalleşme. Okulları ve üniversiteleri salgın nedeniyle kapatmak zorunda kalan birçok ülke eğitimi internet üzerinden veriyor. Bu yöntemi hem Internet hem de televizyon üzerinden Türkiye’de de uygulanacak. Özünde, fiziki mekan değişikliği olmadan bulunduğu yerden hizmet almayı öngöre dijital uygulamalar, salgınla mücadele için de ideal bir çözüm yöntemi.
Eğitimin yanında, alış veriş, resmi işlemler gibi bir çok temel ihtiyacı dijital ortamlarda halletmek mümkün. Hem devletin hem de özel kurumların dijital altyapılarını, ortaya çıkan acil durum dolayısıyla gözden geçirmesi krizi fırsata dönüştürme kaleminden birisi olarak görülebilir. Bu zaten Türkiye’nin salgından bağımsız olarak acil atması gereken bir adımdı. Koronavirüs sonrası ne Türkiye ne de dünya eskisi gibi olacak.