Uzaydan görülen ilk millet

Yeni dalga Türkler...Geldi ve 7 Ağustos’ta, Yenikapı’da dünya sistemine giriş yaptı.

Diyebiliriz ki küresel Malazgirt kapısı yeniden açıldı.

Beş milyonu aşan ve tek kalp olarak atan insan, vicdan ve aksiyon topluluğu ‘buradayız’ dedi.

Denizden yüzerek gelenlerden tutunuz, her yerden oraya her şekilde akan muhteşem ruh, yeryüzüne silinmez bir mühür vurdu.

Ay yıldızlı gelincik tarlası mı dersiniz, bayrak denizi mi dersiniz bilemem.

Akşamın ilk saatlerinde gökyüzündeki yıldızlarla birleşen yeryüzündeki yıldızlar biraz gezegeni, biraz da tarihi salladı.

Alparslan oradan küresel sistemin lordlarına bir şey söyledi.

Bu milletin ta içine işleyen bir şey söyledi.

Tarihimizin ve coğrafyamızın bütün atar ve toplar damarları oradaydı.

Sinir uçlarımız oradaydı.

Bin yıllık hafızamız, mâzimiz ve istikbâlimiz oradaydı.

Hepsi için bir şey söylendi.

15 Temmuz uğursuzluğundan, soysuzluğundan 7 Ağustos’un kutlu akşamına kolay gelmedik.

Uzaydan görünen ilk Millet olmak kolay değildi.

Ama başardık işte.

Oradaki herkes bir yıldızdı.

Gökte hilâl bize hiç böyle bakmamıştı.

Kimlerin suratı düştü biliyoruz.

Kimler kanatlanıp uçtu biliyoruz.

Yeni dalga Türkler... Geldiler.

Ve artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacak.

Böyle bir Milletin, zamanın ve ruhun içinden selam.

Selam hilâlin iki ucu arasındaki dünya.

Selam Türkiye.

Sana da günaydın lan dünya sistemi.

16-08/08/09kar14-gozlukk.jpg

İyi bir yaşam...

Kaybedilmiş bi dava sayılabilecek her yaşam, aynı zamanda onur ve gözden düşmenin ayrılmaz birlikteliğiyle kimi zaman hem iyi hem soylu olabilir. Yaşamı yalnızca başarı ya da başarısızlık olarak değerlendirmek ne bir ihtiyaç ne mutlak bir gerekliliktir, yaşam keyifli olmakla bizi hoşnut edebilir. Hayranlık uyandıran kariyerler kupkuru ve hayal kırıklıklarıyla dolu olabilirken bazı dünyevi başarısızlıklarda bir azamet, itiraf edilmemiş bir iyilik olabilir. Bu konuda ancak olumsuzdan gelerek tanımlama yaparız: iyi bir yaşamın ne olduğunu bilmiyorum ama kötü bir yaşamın ne olduğunu biliyorum; ne pahasına olursa olsun istemediğim şey. Bana başarılı bir varoluşun nasıl olması gerektiğini söylemeyin; kendinizinkini, herkes için anlam ifade eden bir girişimdeki başarısızlıklarınızın dönüşümlerini anlatın. İnsan kendine soru sormayı engelleyemiyorsa da, endişeyle çeşitliliklerin yok olacağı, olasılıkların ortadan kalkacağı cevabını vermemesi gerekir.

Ödüllerle ve şeref madalyalarıyla donatılmış ve bunlarla erkenden mezara girmişçesine yaşayan insanlar tanıyorum; sonsuza dek sabitlenmişlerdir. Sonuca varmaktan kaçınalım, herkese yere düşme, tekrar kalkma, bir yargıya mahkûm olmadan tekrar başlama olanağı tanıyalım...Pascal Bruckner-Ömür Boyu Esenlik-Ayrıntı Yay.-Çev.:Birsel Uzma

Buradayız!

Türkiye yüzlerce olumsuz, anakronik ve anlamsız takıntılarını geride bırakan, tarihsel bir Millet hareketi çekerek hem kendi denizine, hem kendi gemisine, hem de kendi dümenine sahip olma aşamasına geçti.

Geri döndürülemez bir aşamadayız.

Şâhidi olduğumuz bu devrim bize inşirah veriyor.

Ayaktayız, gülümsüyoruz ve artık daha iyi şeyler olacağına inanıyoruz.

Türkiye’nin içinde, tarihin kalbinde ve mazlumların ufkundayız.

Allah ayaklarımızı sabit kılsın.

YORUMLAR (7)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
7 Yorum