Sultan Abdülaziz Paris’te
Soğuk ve yağmurlu bir Paris akşamı.
O kadar soğuk ki bir ara kar bile yağdı.
Türkiye’den gelen laiklik eksenli haberleri dinlerken laikliğin anayurdu Fransa bambaşka gündemler içinde.
Burada yaşayan dostların verdiği bilgilere göre orta direk büyük sıkıntı içinde.
2007’de başlayan krizin etkileri bütünüyle geçmiş değil.
Doğrusu Paris de daha önce gördüğüm Paris değil.
Tıpkı Roma’da gördüğümüz gibi burada da ışıklarda bir azalma, gülümsemelerde bir eksilme var.
Son terör saldırısından sonra ilan edilen sıkıyönetim, günlük hayatta resmî olarak görünür olmasa da alışveriş merkezlerindeki güvenlik uygulamaları ile hissedilir hâle gelmiş.
Belki mevsimdendir ama kafelerin cıvıltısı da azalmış gibi geldi bana.
Uluslararası Kültür Sanat Derneği (UKSD)’nin ‘Sultan Abdülaziz Eskizden Tabloya’ resim sergisi münasebetiyle iki gündür Paris’teyiz. Padişahımız Efendimiz bir yandan Devleti idare ederken bir yandan da bu eskizleri yapmış. Sonra da saray ressamı bu eskizleri resim hâline getirmiş. Yıllar sonra UKSD bu eskiz ve resimleri bir araya getirerek, Padişahın resmen ziyaret ettiği Paris şehrine götürüp duvara asmış.
Sultan Abdülaziz bununla kalmamış, bir de besteler yapmış. UKSD yaşayan üç genç Türk müziği ustasını da ( Neyzen Kemal Karaöz, Tamburî Özer Özel, klasik kemençeci Aslıhan Özel) götürdüğü Paris’te padişahın bu bestelerini icrâ ettirdi.
Böylece Padişahın çizdikleri ve besteledikleri Paris’te sanatseverlere ve meraklılarına ulaşmış oldu. Galerie Frederic Moisan’da 26 Nisan’da açılan sergi 12 gün açık kalacak.
Paris Yunus Emre Kültür Merkezi Müdürü Dr. Ahmed Bakcan edebiyat sosyolojisi uzmanı genç bir dostumuz. Gösterdiği yakın ilgi ve misafirperverliği için müteşekkiriz.
Boşuna hayat ‘kısa sanat uzun’ dememişler.
Sanatçı Padişah Abdülaziz yüz yıl önce ziyaret ettiği Viyana, Paris, Londra’yı eserleriyle bir anlamda yeniden ziyaret ediyor.
Peki laiklik? Peşpeşe yapılan son açıklamalarla sular şimdilik mayna olmuş görünüyor. Yeni anayasa yazımı şimdi biraz daha dikkatli izlenecek.
Üniversitelilere biraz daha ilgi
Küçük değinileri ve alıntıları ilgiyle okuyorum.
Gazeteyle ilgili bir kaç şey söylemek isterim. Kültür sayfanız güzel ama daha çok olabilir. Siyaset dışı alanları biraz çoğaltsak nasıl olur? Üniversitelilere özel bir yaklaşım olamaz mı? Mesela üniversite günleri düzenlense gazetemiz için iyi olmaz mı? Sevgiler. Halil Numanlı
Sartre’den...
Umutsuzluk; insanoğlunun kendine karşı hazırlayabileceği suikastlerin en korkuncudur. Umutsuzluk manevî bir intihardır.
Bir şey sona ermek için başlamıştır. Serüven uzamaya gelmez. Ona anlam veren ölümdür yalnız.
Niçin bu kadar içiyorsun? Kederlerimi boğmak için. O kadar içtin ki. Kederlerin hâlâ boğulmadı mı? Maalesef, yüzmeyi öğretmişler. J. P. Sartre
NOTLAR
C. De Gaulle hava alanından bizi alan araçtaki rehberimiz 30 yıldır Paris’te yaşayan Kars’lı bir vatandaşımız.
Bir saatlik trafik boyunca bize hem Paris’e, hem kendi hayatına dair bir yığın şey anlattı. Aklımda kalanları nakledeyim:
- Paris kesinlikle Kars’tan daha soğuk bir şehir. Mevsim geçişleri pek yok, yazdan kışa kıştan yaza geçiliyor.
- Kahvaltıları bizim kahvaltıların yanında epey sönük kalıyor.
- Şehirde şu anda Romanyalı yankesiciler ve kapkaççılar çok popüler. Fransız polisi bunlarla baş edemiyor, ayrıca küçük yaştaki kapkaççılar içirn yasal boşluk var. Bizde bir zamanlar şikayet konusu olan şey burada da geçerli. Kapkaççılar yakalansa da öğleden bir kaç saat sonra salıveriliyor.
- Romanyalı kapkaççılarla baş edebilmek için Romanya polisinden yardım istenmiş ve şimdi Paris’te Romanya polisi varmış.
- Suriyeli mülteciler suça bulaşmamışlar, şu anda en fazla dilencilik yapıyormuş.
- Paris merkezde binalar büyük olsa da, yapılan düzenlemeler sonucu evler konut olarak iyice küçülmüş. 80 metrekareden daha büyük ev bulmak çok zormuş. Büyük evde oturmak isteyenler banliyölere gitmek zorunda imiş.
- Beş bölgede, içinde R harfi geçen aylarda bir evden bir eve taşınmak yasakmış.
- Sabit ücretle çalışan biri, kirası, maaşının üçte birini geçen bir evde oturamaz, kanunen yasakmış.
- Yeni dönemde Parislilerin hiç alışık olmadığı akıl almaz dolandırıcılık usullerinden biri: bir kişi yanınıza geliyor ve size 100 dolarlık banknot uzatarak bozmanızı istiyor. Tabii ki hayır diyor ve döviz bürosunda bozdurması gerektiğini söylüyorsunuz. O kişi yeniden 100 doları uzatıp ısrar ediyor ve siz de hayır diyor ve bir şekilde o kişiyi uzaklaştırıyorsunuz. O kişi gider gitmez yanınıza başka biri geliyor ve sivil polis olduğunu söyleyerek size şöyle diyor: “bir süredir sizi izliyorum, o kişiye ne satmaya çalışıyordunuz?”
Tabii ki siz durumu izah etmeye çalışıyorsunuz ama karşınızdaki sivil polis olduğunu söyleyen kişi inanmayarak kimliğinizi istiyor. Siz kimliği göstermek için cazdanınızı çıkardığınız anda, o ‘sivil polis’ cüzdanınızı kaparak kayıplara karışıyor.