İsterük/ İstemezük

Raviyan-u ahbar demişti ki, evvel zamanlarda yeniçeriler bir şey talep edecekleri zaman, yahut hoşlarına gitmeyen bir durumu/kişiyi dile getirmek için kazan kaldırıp isterük veya istemezük şeklinde bağrışup çağrışurmuş. Nice zaman sonra kendi düzenlerini/kanunlarını çiğneyip ahaliye de zulme başlayınca kışlaları topa tutulup bire kadar kırılmışlar. Öyle ki asar-ı yeniçeri namına ortada bir şel bırakılmamış. Selimiye arka bahçesinde bir yeniçeri mezar taşı görmüştüm de biraz şaşırmış idim.

Nitekim Necip Fazıl üstadımız da “bitpazarında satıldı kalkamaz artık kazan” diyerek bir devrin nihayete erdiğini çok sonraları mühürlemiştir.

Lâkin daha sonra da çok kazanların kalktığını görüp, kazan bulamayanların dahi kimi tava tencere ile mesajını vermeye çalıştığını yakînen biliyoruz.

Sosyal medya ise bambaşka bir meşher.

Adın şu veya bu biçimde ortaya düşmeyegörsün, lincin envaî çeşidi saniyeler içinde bir kasırga gibi gelip seni tarümar ediverir.

Diyelim ki durum aksettirildiği gibi değil, gerçek ortaya çıktı…Geçmiş olsun, o zaman kimseden ses çıkmadığını, az evvel bağırıp çağıranların bambaşka mevzular üzerinde zerre hicap duymadan ahkâm kesmeyi sürdürdüğünü, kimsenin birkaç dakika evvel hararetle saldırdığı hususu tashih için kılını kıpırdatmadığını, her gün ama her gün görmekteyiz.

Mezkur linçler bazan ideolojiler, bazan şiddet, bazan rüküşlük, bazan da hayat tarzları üzerinden yürüyor.

Linç ifadeleri, afili görünümlü pespaye küfür, hakaret, tehdit vs ile çığ gibi büyürken, algı devşirilmiş ve zaten olan olmuş oluyor. Üzerine bir bardak su içsen de olur, içmesen de.

Fakat artık şöyle bir kanaat ve şimdilik sınırlı da olsa bir uygulama var; Takip, sorgulama,gözaltı gibi aşamaları da olan bu hukuksal uygulama sanıyorum henüz kesin ve açık çerçevelerden mahrum.

Oysa tıpkı gandelik gerçek hayatta olduğu gibi burada da işlenen kimi suçlar (bazan onbinlerce kişi saldırdığı için belki şiddeti daha yüksek) sözkonusu ve bnların cezalandırılmaması akıl alır gibi değil.

Anonim kimlikler arkasında adam asmaca,haysiyetle oynamaca, nefret kusmaca zamazingoluğuna artık bir dur deme vakti geldi, geçiyor.geçmesin tabii.

Fikir özgürlüğü denen tartışmalı nanenin sınırları az çok bellidir. Aynı sonuçları doğuran ve sırf mecrası farklı diye saldım çayıra mevlam kayıra başıboşluğunun izahı mümkün değildir.

Zannetmiyorum ki yanlışsız insan olsun. Her birimiz hata, yanlış yapabiliriz ve yapıyoruz zaten. Ama her hatanın linçle sonuçlanması uzun vadede de, kısa vadede de hayırhah sonuçlar getirmez.

Hatasız insan bulamayız ama linçsiz toplum bulabilir miyiz dersiniz? Hiç sanmıyorum, hiç.

19-11/18/ekran-resmi-2019-11-18-235035.png

Hz. Âdem’in düşüşü kıssası

(…)

Eğer Allah Âdem’i yeryüzünde bir halife olması için yarattıysa, onu niçin doğrudan doğruya orada yaratmadı? Sem’anî bu soruya çeşitli cevaplar verir. Bu bağlamda, Cennet’in Allah’ın rahmet ve lütuf sıfatlarının etkisinde kalan mahiyetine başvurarak cevaplandırır. Âdem ilk yaratıldığında bir çocuk gibiydi; dolayısıyla Allah’ın ceberut ve gazabına katlanabilecek bir güçte değildi. Bu yüzden Allah gelişip güçleninceye kadar ona ihtimam gösterdi ve onu yetiştirdi. Sonra onu bu dünyaya hiddet ve gazabın açıkça izhar edildiği yere gönderdi.

Âdem hâlâ çocuktu, öyle olunca Allah onu ihtimam ve şefkat yoluna getirdi. Çocukların yolu başka, kahramanların külhanı daha başka bir şeydir. Âdem, Allah’ın melekûtunun büyük meleklerinin omuzlarında Cennet’e alındı. Cennet, onun büyüklüğü için bir beşik ve liderliği için bir yastık yapıldı; çünkü o şiddet mahkemesinin önünde duracak sabır ve dayanıklılığa henüz sahip değildi.

Âdem’in Düşüşü’nün çok sayıda üstün yanlarından biri, bu düşüşün onun çocukları için Cennet’e giden yolu açmış (döşemiş) olmasıdır. Sem’âni bize, Allah’ın Âdem’i Cennet’ten tam çocuklarıyla birlikte oraya geri getirme vaadi ile çıkardığını söyler. (…) William C. Chittick- Varolmanın Boyutları-İnsan yayınları

***

Mantıyı fazla kaçırıp “mantık mantık” derken, kader yazda sorumluluğu tahfif ettiğin düşünmek, ya da ıskalamak da kadere dâhil.

YORUMLAR (2)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
2 Yorum