İki ucu da Boğaz’da olan hilâl

Harika bir Nisan akşamı, hilâlden dolunaya evrilen aya bakarken, İslam İşbirliği Teşkilatı’nın İstanbul zirvesi üzerine değişik düşüncelere daldım.

İslam dünyasının kendi içinde yaşadığı dramlara ve İslam karşıtı düşmanlarının yaptıklarına karşı veremediği tepkiler...

Ve bu dünya içinde Türkiye’nin sahip olduğu yer ve konum.

Türkiye son yıllarda artık ‘kendi sorunlarını kendi akıl ve imkânlarıyla çözen’ bir ülke oldu. İçinden geçtiğimiz ağır terör koridorunun görünen ve görünmeyen aktörlerine karşı hukuk içinde çok ciddî bir mücadele veriyor.

Bu ağır şartların yanısıra, ateş çemberi içindeki bir coğrafyada milyonlarca mültecîye ev sahipliği yapıyor, bölgesel ve küresel krizlere elinden geldiğince diplomasi başta olmak üzere değişik enstrümanlarla şifa bulmaya çalışıyor.

Diğer yandan belirli ve yükselen bir ekonomik istikrar içerisinde görkemli yapısal projeleri hayata geçiriyor.

Bütün bunları yan yana koyduğumuzda İstanbul’daki bu İslam zirvesi daha da değer ve önem kazanmakta.

İstanbul, dünyadaki müslüman varlığı için yeniden diriliş ve toparlanışın bir merkez üssü olacak mı? Asırlık dağınıklığımız yeni bir bakışla siyasal, kültürel, askerî ve ekonomik bir entegrasyon yörüngesine oturacak mı?

Cumhurbaşkanımızın 56 ülkenin devlet ve hükümet yetkilisine hitaben yaptığı konuşmada samimi ve canhıraş ifadelerle altını çizdiği gerçeklik ve gelecek perspektifi eyleme dönüşecek mi?

İstanbul’da bir Nisan akşamında göklere bakarken hilâlin iki ucunun da Boğaz’da olduğunu gördüm.

Bazan bir şey birdenbire olacağına varır.

Çok bekledik.

Ve “o kadar geç ki erken sayılabilir.”

16-04/15/untitled-8.jpg

Yeni bir ‘Palto’

Gogol’un meşhur Palto’sundan sonra bir ’Palto’muz daha oldu.

Kaşgar’dan İstanbul’a kadar uzanan bir coğrafyada boy boylayıp soy soylayan Dede Korkut’un Bamsı Beyrek metni, Anadolu sahası üzerinden incelenerek, gerekli açıklamalarla birlikte okura sunuldu.

İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nin üretken ismi Doç. Dr. Abdülkadir Emeksiz imzasını taşıyan eser, Dede Korkut’un akıl, tecrübe, gönül, irfan boyutları üzerine yeni ve anlamlı bir çalışma. Kutlarız.

16-04/15/untitled-7-1460752060.jpgBiraz insanlık... İdeolojisiz... Özlemişiz...

Ve Diriliş

İslâm Medeniyeti, devirler boyu açılımlar yaptı. Bugünden başlangıca doğru baktığımızda Osmanlı, Hint, Maveraünnehir, Endülüs, Abbasî ve ilk dönem varyasyonlarını görürüz. Bir de bunlara eklenen uzantılar.

Şimdi beklenen yeni bir varyasyon veya açılımdan daha ötesidir. Bütün İslâm dünyasını kapsayan, hatta bütün insanlığı hedef alan, bir yenidoğuş, daha doğrusu diriliştir beklenen, umulan ve gelmesi zaruret haline gelmiş olan. (...)

Sezai Karakoç- Gün Saati (1983 yılındaki günlük Diriliş gazetesinden)

İşte bu harika dostum..!

“Hiç âşık oldunuz mu?” sorusuna “ bir dağ başında bir ağaçla baş başa kalsam, o ağaca âşık olurdum” diyen Fethi Gemuhluoğlu’na selam ve rahmet olsun...

YORUMLAR (2)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
2 Yorum