Çın çın öten sessizlik
Bazı sessizlikler derinindeki sebebin tuhaflığı, büyüklüğü, içeriğinin değeri sebebiyle çın çın öter. Her yerde duyabilirsiniz bu sessizliği. Bu sessizlik sağır eder insanı.
Sofralara, iş yerlerine, kalabalıklara, meydanlara, evlere, otomobillere sızar bu sessizlik.
Bu sessizliğin söylediklerini, söyleyemediklerini ve söylemek istediklerini herkes bilir. Gizlisi saklısı yoktur bu sessizliğin.
Dünyevî her türlü otorite bir şey yapamaz bu sessizliğe. Sessizlik kurşuna dizilemez.
Dokunulamaz. Dokundukça yoğunluğu artar.
Kimse erteleyemez bu sessizliği.
Çın çın öten bu sessizlik an gelir iki üç cümlelik bir kelamda cem olur.
Bir anne bir şey söyler, bütün anneler için söyler.
Bir anne çocuğum der, bütün çocuklar için der.
Artık bu dünyada olmayan onbinler için!
Kanlı bir coğrafyanın içini kaplayan büyük sessizliğin içinden yükselen o üç cümlelik beyaz, öfkeli, acılı, gerçek ve etkin ses: Bir annenin sesi.
Sonra bu sese eklenen başka annelerin sesi.
Hesapsız, ne istediğini bilen, arı duru bir ses.
En değerli varlığını geri isteyen bir ses.
Bu ses başka bir ses.
O büyük sessizliği hem güçlendiren, hem yıkan bir ses.
O ses orası ve burası!
Hediye gibi bir gün daha
Baksana bi uyanabildik. Başladı güneş yeniden masaisine. Bir gün önce doğan o değilmiş gibi.. Bindi perdeler salıncağına sallayan rüzgar oldu tabi. Her gün odama girmekten sıkılma emi. Tamam tamam uyandım hazır kahvaltı kokusu. Çiçekler böcekler falanlar filanlar.... Bağcıklarım yolunu bulmuş. Adımlarım rikkatli, arabalar benden dikkatli. Bilmiyorum zaten bilemem de... Şey diyecektim bugün belki dünyadaki son günüm. Her günümü son günüm gibi önüme sunan Allahım bugün de benimle olduğun için teşekkür ederim...
Yenikapı’daki makam araçları
Yüzlerce Belediye aracı İBB yönetimi tarafından “israfa son, ihtiyaç fazlası makam araçları” başlığıyla Yenikapı’daki alana çekilip sergilenmeye başlandı.
Yeni medya çağında araçların niteliği çok geçmeden deşifre oldu. Çoğunluğu, üzerindeki logolardan da anlaşılacağı gibi evde sağlık hizmetleri başta olmak üzere, turizm ve diğer hizmetlerle ilgiliydi. Araya sıkışmış lüks bir araç da CHP’li bir meclis üyesine tahsisli çıktı.
Zaten sosyal medyada da o gün evde alınamayan sağlık hizmetleriyle ilgili şikayetler çoktan dolaşmaya başlamıştı. Soğutma ünitesi bulunan kamyonet makam aracına hiç girmeyelim.
İsrafa ben de karşıyım. Merkezî yönetimde de, yerel yönetimlerde de gereği elbette yapılmalı. Yapılmıyor o başka.
Peki bu kadar sakil bir şov neden yapıldı?
İşin içinde Güneydoğudaki sıcak gündem varsa çarpılırsınız.
Şimdi merakla beklediğim şey şu: Yönetim tutarlı ise o araçları derhal ihale ile satılığa çıkarır ve bir daha belediye garajına sokmaz.
Ayrıca o araçların yerine de yeni araç satın almaz.
Sonrasında bakalım neler oluyor aksayan hizmetlerle ilgili, bekleyip görelim.