Tahliye emri

Ne güzel, başka bir ülkedeki terör saldırısı nedeniyle vatandaşlarının tahliyesini istemek. Hatta istemeyi bırakın bunu belki ilk kez tahliye emri gibi lanse etmek. Aslında o ülke açısından baktığınızda çok da haksız gibi gözükmüyor diyen olsa da bence ciddi anlamda haksızlık.

Bekara boşanmak kolaydır derler. Hadi istersen kendi ülkende de böyle bir çağrıdan sonra tahliye kararı ver.

11 Eylül saldırısına uğradığında bütün ülkeleri teröre karşı yanında durmaya ve ortak hareket etmeye çağıran bir ülkenin, NATO’nun uç karakolundaki ülkesinden apar topar çıkması hiç de adil değil. Üstelik yarattıkları IŞİD’i ve PKK’yı başımıza bela ettikten sonra bunu yapmaları hiç de affedilir değil.

***

Üstelik aileler dahil olmak üzere bütün personelin üssün içerisinde yaşam olanakları olmasına ve dışarıya çıkmadan eğitim, spor, sinema ve sosyal hayata devam edecekleri her türlü tesisleri bulunmasına rağmen bu acil emirle tahliye ile neyi amaçlıyorlar.

Ayrıca ABD ile ortak kullanılan tesislerin korunması müşterek yapılırken ve en ufak bir ihmale izin verilmezken bu panik nedendir.

Bu panik havasında boşaltma kararı ile ülkemizdeki vatandaşlar ve ülkemize ziyarete geleceklerin kafasında uyanabilecek kuşkular bence hiç umursanmamış gözüküyor.

Bu etkiye bir de İsrail’in vatandaşlarını uyarmasını eklediğiniz de terör karşısında içinden çıkılmaz bir kaos havası yaratılıyor.

Herkesin aklına onlarca senaryo geliyor. Bu bir sıradan terör saldırısı olamaz, bu başka bir şeydir dedirtiyor. Acaba Amerikan askerlerini üslerin içinde bile güvensiz hale getirebilecek nasıl bir saldırı olabilir diye insanlar sormaya başlıyor. İnanın yıllardır insanları panik havasına sokacak bir uyarı yapmadım, bundan sonra da yapmayı düşünmüyorum. Fakat bu tahliyenin şekli herkes gibi beni de senaryo üzerinde çalışmaya itiyor.

***

Bu emirle tahliye tel örgünün arkasında kalarak engellenemeyecek bir saldırıyı, sokakların karışacağı bir durumu veya son zamanlarda bazı Amerikalıların sıklıkla pompalamaya başladıkları siyasete dışarıdan müdahaleyi işaret ediyor diye senaryoları bir biri ardına sıralıyorum. İşte benim itirazım da bu, kimsenin müttefikini bu duruma düşürmeye hakkı yoktur. Avrupa’da bombalar ardı ardına patlarken ve içinde ABD vatandaşları da hayatlarını kaybederken kısıtlama getirmeyenler, Türkiye’deki vatandaşlarını Avrupa’daki üslere taşırken sizce biz ne hissedeceğiz.

Bu okumalara bir başka analizi daha eklemek istiyorum. Aynı zamanda PKK’nın şehirdeki çatışmayı sonlandırdığı ve hata yaptığı açıklamasını bütün açıklamalar ile beraber okumanızı tavsiye ediyorum.

Bir komploya ve aklamaya gidecek sinir uçlarımızı hoplatacak bir IŞİD saldırısına da hazırlıklı olmak gerekiyor. Türkiye’de iç siyaseti dizayn eden IŞİD saldırılarının bir benzerinin ya da daha kötüsünün PYD’nin pozisyonunu güçlendirmek için yapılmasından endişe ediyorum.

***

Peki biz bu durum da ne yapalım arkadaşlar, hadi hep beraber çocuklarımızı ve ailelerimizi tahliye mi edelim. Ya da hiç sokağa çıkmayalım ve camlarımızı açmayalım mı?

Yıllardır hep aynı şeyi söylüyorum ve söylemeye devam edeceğim. Hiç kimse senin kadar çocuklarını ve aileni sevemez diyorum. Onları da sizin gibi canınız pahasına koruyamaz. Hep beraber olacağız ve bir olarak buradan çıkacağız. Bizi tek tek öldüremeyeceklerini ve oyunu deşifre ettiğimizi önceden haykıracağız.

İşin esası herkese filmin sonundaki katili söyleyeceğiz. Evet biz katili biliyoruz. Adı da...

YORUMLAR (17)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
17 Yorum