Aklımız elvermeye başladığı dönemlerde stratejik analiz yapan, yazı yazan ve Türkiye’de olacakları öngören birkaç isim vardı. Onlar yazdıkları kitaplar, verdikleri konferanslarla toplumu aydınlatmak ve ön almak için uyarmaya çalışırlardı.

Bunu yapanların en önemli sermayesi ise vatan sevgileri ve kimseye bağlı olmayan araştırmacı yazar kimlikleriydi.

O dönemde yazdıklarına bir kesim ‘komplo teorisi’ der ve ‘fazla zorluyorsunuz’ diye de dalga geçerdi. O dönemde yazılan yazıları ve kitap içerikleri şimdi sizlere bir bir hatırlatarak gerçekten öyle mi olmuş bakalım...

***

Türkiye’deki Alman vakıfları ve onların içinde yer aldığı faaliyetler nelerdi?
PKK kimin tarafından kuruldu ve himaye edildi?

11 Eylül saldırısının ardındaki asıl plan neydi ve İslamafobi ve demokratik (ılımlı) İslam modeli nasıl oluştu?

İsrail’in 1980’li yıllarda hayata geçirdiği beka projesi nedir?

BOP ve genişletilmiş BOP projesi nedir ve nasıl hayata geçirilecek?

Skyes-Picot anlaşması nedir ve anlaşmanın yüzyılı devirmesinden sonra yeni çıkacak haritalar nasıl olacak?

Bu konularla ilgili olarak yazılan kitaplar, makaleleler, araştırma ve konferanslar, belgeseller hâlâ arşivlerde ve belleklerimiz de mevcuttur.

Aşağılanan komplo teorilerinin yüzde yüzü maalesef hayata geçmiş ve toplumlar ordan oraya savrulmuşlardır. Onları uyaranları taşlayanlar ise sessizce ortadan sıvışmış veya nimetlerinden yararlanmışlardır.

Peki bu uyarıları karşılıksız yapanların başına neler gelmiştir. Ben söyleyeyim bir kısmı öldürülmüş, bir kısmı hapse atılmış, bir kısmı da gözden düşürülerek pasifize edilmiştir.

Söyledikleri birebir çıkan bu insanlara gerçekten toplum ve devlet olarak iadeyi itibar ve gerekli saygısı göstermiş miyiz?

Hadi ondan vazgeçtim bunları o dönemde suçlayanların şimdi karşısına oturup “dalga geçtiğiniz herşey başımıza geliyor şimdi ne diyeceksiniz?” diye hesap soranınız olmuş mudur?

Memleketin alarm zilleri aslında araştırmacı gazetecileridir. Onlar neredeyse olacakları onlarca yıl önce yazar ve koroda yer almadıkları için de ‘erken öten horoz pozisyonuna’ düşerler.

Testi kırılmadan su dökülmeden hayırlı bir iş yapmaya çalışırlar ama çoğunlukla komplo teorisi kurmakla, vatan hainliğiyle, rantçı olmakla, ajanlıkla, ırkçılıkla, mezhepçilikle veya din düşmanlığıyla suçlanırlar.

Çoğunlukla da onlar yalnızca vatansever, insansever ve emperyalist düşmanıdırlar.

Bugün ise bazı araştırmacı gazeteciler sizce hangi konulara parmak basmaktadırlar?

Büyük Kürdistan projesi nedir ve nasıl hayata geçirilecektir?

İslam dünyasını kim veya kimler bir mezhep kavgasına itmektedir?

Türkiye’yi bölme ve parçalama projesi nedir yayınlanan haritaların kaynağı nedir?

Armageddon savaşı ne zaman ve nasıl yaşanacak?

Vekalet savaşları ile birlikte üçüncü dünya savaşı nasıl şekillenecek?

NATO gerçek anlamda neyi planlamaktadır?

Eksen kayması ve sermaye dönüşümü sonucunda hangi ülkeler tarih sayfasından silinecektir?

***

Maalesef şimdi bunları yazanlar da tıpkı abileri gibi komplo teorisi üretmekle suçlanıyorlar. Bunları söyleyen arkadaşlara tek sözüm ‘aman çok dikkatli olun yazdıklarınıza biraz ilmi siyaset ekleyin. Size çok ihtiyacımız var”.

Geçmişte olduğu gibi şimdi her şeye komplo teorisi diyenlere de bir sözüm var...

Benim yanımda komplo teorisi derseniz gerçekten sizinle sıkı bir tartışmaya girerim.

Çünkü geçmişte onları dinleseydik bugün olacak her şeye en azından bir şekilde hazır olurduk.

Bir sözüm de benim de içinde yer aldığım halkımıza, bir 15 Temmuz daha yaşamak istemiyorsak hadi biraz araştırmacı gazetecilerin değerini bilelim ve onları işlerinin başında en önemlisi de hayatta tutalım.