Hesap sormazsak devlet olamayız
ABD ile yaşanan vize krizi bize yeniden müttefiklik kavramını hatırlattı. Bazı yorumcular bu yaşanan olayın bir benzerinin daha önce olmadığını ifade etti.
Ben de kendilerinden 60 yıllık ittifakın bir sorgusunu yapmalarını istedim. Bana, Türkiye lehine yaptıkları bir hamleyi ve bu hamle yüzünden ödedikleri bir bedeli söylemelerini istedim.
Sanırım soru biraz devreleri zorlamış ki hâlâ cevap alabilmiş değilim. Aslında toplumun büyük bir kesimi ABD’ye bunu soruyor. Doğru cevabı alamadığı için de en sevilmeyen ülke listesindeki birinciliği kimseye kaptırmıyor.
Müttefik bir ülke için bu sonuç normalde yüz kızartıcı durumdur. Çünkü müttefikliğin en önemli unsuru, içinde güven unsuru barındırmasıdır. Peki Türk toplumu hangi konularda ABD’ye güvenmiyor?
***
Öncelikle Türkiye’nin bölünme projelerinin arkasında ABD olduğunu düşünüyor.
Darbe ve demokrasiye müdahale girişimlerinin arkasında da onların olduğunu düşünüyor.
PKK’ya destek verdiğini ve Kürt devleti projesini İsrail ile birlikte desteklediğini düşünüyor.
Savunma sanayii dahil olmak üzere birçok projenin önünde o ülkenin engel olduğuna inanıyor.
BOP projesi ile Ortadoğu’yu mezhepsel ve etnik olarak parçalayacağını düşünüyor.
FETÖ dahil olmak üzere birçok örgütün kurulmasında örtülü desteği olduğunu düşünüyor.
15 Temmuz’un arkasında birkaç ülke ile birlikte onların olduğuna inanıyorlar.
Halk Bankası genel müdür yardımcısının tutuklanması ile devlet bankası olan Halkbank’a; tablet yasağı ile THY’ye operasyon çekildiğine inanıyorlar.
Ekonomik anlamda Türkiye’nin önünü açacak projelerde lehimize çalışmadıklarını düşünüyorlar.
***
Yani toplumun düşünceleri, yapılan onlarca anket sonucunda böyle çıkıyor. Hatta bu anketlere inanmayıp kendi yaptıklarında bile sonuç değişmiyor.
Şimdi ben de herkese soruyorum, NATO dahil olmak üzere birçok projede ortağımız olan bu ülkenin yaptıkları sizce doğrumu? ‘İnanın doğru değildir’ demekten başka bir cevap aklıma gelmiyor.
1991 sonrasında Ortadoğu’da yarattıkları kaosun bedeli bu ülkeye yaklaşık 750 milyar dolara mal oldu. 30 bine yakın insanımız hayatını kaybetti. Bölgeyi devletsizleştirerek Türkiye’yi sorunlarla tek başına mücadele etmek zorunda bıraktılar.
Siz sorunumuzun vize olmadığını bilenlerdensiniz, asıl sorun bizim millet olduğumuzu anlamayanlarda.
Bugün bu basit sorun gibi gözüken konularda geri adım atmaya başlarsak inanın sonumuz Irak’tan farklı olmaz.
Devlet bu sorun karşısında aklı selim davranmalı ama bizler Türk milleti olarak ayağa kalkmalıyız. Bunu, bize yapılmış bir hakaret olarak algılayıp ona göre davranmalıyız.
Millet olma kavramı keyif zamanlarında oluşmaz, dertle birlikte yoğrulur. Bizde ise ondan fazlasıyla var.
Devletin aklı vardır, milletin ideolojileri. Sevdamız bu topraklar, sevdamız bu millet, sevdamız ülkülerimiz.
Ben, kendisini vatansever veya milliyetçi olarak gören herkesi daha fazla çalışmaya çağırıyorum.
“Bu vatanı en çok seven en çok çalışandır” sözüyle yazımı bitiriyorum.