Gıybet yapmak
İnsan küçüklüğünde anlatılan hikayeleri asla unutmaz. Onlardan ders çıkarabilir ve hayatını değiştirebilir. Çocukluğumda benim hikaye anlatıcım rahmetli anneannemdi. Ders çıkarmamı istediği konuları zaman zaman masal tadında bana anlatırdı. En çok kızdığı konulardan birisi de gıybetti. Onu yapanları değişik kisvelerle bana anlatırdı. O dönemde bana anlattıklarının birçoğunun gerçek olduğunu şimdi öğreniyorum.
***
Gıybet konusunda anlattığı çok güzel bir hikaye vardı. Çok sevilen bir insan varmış. Mülayim ve insanlara yardım etmeyi çok severmiş. Kimsenin kalbini kırmadığı gibi hak ve hukuka da çok dikkat edermiş. Bulunduğu pozisyonu asla çıkarları için kullanmazmış. Tabi bu kadar adaletli olunca, çıkar sağlayamayanlar arkasından dedikodu yapmaya başlamışlar. Bunu yapanlar da kendi yüzüne gülüp ne kadar iyi insan olduğunu söyleyenlermiş.
Bir gün, bir arkadaşı dayanamayıp kendisine bu yapılan gıybetler hakkında bilgi vermiş. Gülümseyerek ona dönmüş ve “O arkadaşlara söyle, artık bana sevap yazmaktan vazgeçsinler” demiş. Anneannem bunu anlattıktan sonra bana dönüp, “Oğlum eğer sen doğru yoldaysan sana yapılan gıybetler sevap olarak gelir onlara ise cehennem ateşi için odun olarak yazılır” dedi. Bana başka bir şey daha öğretti; “Gıybet yapılan ortamda bulunmamayı, bulunmak zorunda isen de onu engellemenin bir borç olduğunu”.
***
15 Temmuz’dan aylar geçmesine rağmen bizler için hayatlarını veren şehitlerimiz aleyhine alttan alta iftiraya varan ifadeler kullanılmaya devam ediliyor. O gece rüştünü ispatlayan kişiler hakkında, ister çekememezlik deyin ister pozisyon kapma telaşı yüzünden deyin, dedikodu almış başını gidiyor. Bu kişilerin işleri başından aşkın, hatta televizyon izleme fırsatları (televizyon olmadığı için) bulunmadığından kendilerini savunamıyorlar. Bizler de bu yaşananları sinema seyreder gibi seyretmeye devam ediyoruz. Hatta aramızda çekirdek çitleyenler bile oluyordur.
Mahkeme süreçlerini magazine çevirerek şehitlerimizin hatıralarına ve geride kalan sevdiklerine büyük saygısızlık yapıyoruz. İfadeleri son dakika gelişmeleri şeklinde vererek cunta girişiminin yapamadığı sosyal medya desteğini de onlara veriyoruz.
***
Bırakın herkes üzerine düşeni yapsın. Hakimler ve savcılar suçlu ile suçsuzu ayırmaya çalışsınlar. Adalet sağlansın ve vicdanımız biraz olsun rahatlasın. Bu sürecin sulandırılmasının tek kişiye faydası olur, o da darbeyi planlayana. FETÖ’nün referandum sürecinde isteyeceği tek şey 15 Temmuz sürecini tartışmaya açmak ve manipülasyon malzemesi olarak kullanmaktır.
Ayrıca bu süreç içerisinde başta Milli Savunma Bakanlığı olmak üzere İçişleri Bakanlığı da şehitlerinin hatıralarına sahip çıkmalı ve manipülatif haber yapanlar hakkında adli işlemleri başlatmalıdır. Şehitlere sahip çıkmanın en önemli yönü onların hatıralarının korunmasıdır.
Bizlere düşen de bu süreci doğru okuyarak malzeme yapılmasına fırsat vermemektir. 15 Temmuz sürecinde gösterilmiş olan mücadele bir direniş ise bunu dirilişe döndürmek bize düşen bir sorumluluktur. Bunun başlangıcı da gıybetin bir parçası olmamaktır.
Bizleri birey olarak tanımadan hayatlarını veren şehitlerimizin ardından, bizler onları tanıdıktan sonra sizce ne yapmalıyız? Bu sorunun cevabı, dirilişin de anahtarıdır.