Afrin harekâtı
Suriye’de inanılmaz gelişmeler yaşanıyor. Bundan iki sene önce "Bu noktaya gelinebilir mi?" diye sorsaydınız, sanırım birçok kişi "Dalga mı geçiyorsunuz?" derdi.
'Asimetrik savaşın asimetrik sonuçları' diyebileceğimiz günler yaşıyoruz. Açıkcası bugün yaşadıklarımızın iki gün sonra değişebileceği de yine unutulmaması gereken bir konudur.
İki yıl önceki saflar tamamen değişmiş bir halde. Bu da yaşanacakların aslında daha sert olacağının bir göstergesi.
***
Herkes Suriye’de kalıcı olabilmek adına daha sert bir politika izlemek istiyor. Düşünce kuruluşları yaşanacakları analiz eder gibi yaparak kamuoyunu hazırlamaya çalışıyor.
ABD’li düşünce kuruluşu Rand Corporation, Türkiye’nin terör örgütü PKK/YPG’ye askeri operasyonlarını genişletmesinin iki ülkeyi doğrudan silahlı çatışmaya itebileceği tehdidini içeren bir rapor servis ediyor. “ABD’nin Ortadoğu’daki Stratejik Çıkarları ve ABD Ordusu İçin Sonuçları” başlıklı raporda, Ankara ve Washington arasındaki çıkar farklılıklarının iki ülkeyi çatışmaya sürüklemesinin mümkün olduğu yorumuna yer veriliyor.
Bu grubu daha önce de 'Ilımlı İslam' diye hazırladıkları raporlardan hatırlıyoruz. Sonuçları bütün İslam dünyasını savuran bu çalışma yetmezmiş gibi şimdi de Ortadoğu için raporlar hazırlamaya başladılar.
Bu rapor içeriği bakımından Trump’ın hazırlattığı ulusal güvenlik stratejisi ile de paralellik gösteriyor. Çünkü Trump bu belgede Amerikan ekonomik çıkarlarına zarar verecek her türlü faaliyette askeri güç kullanabileceğini ifade ediyor.
İşin trajik tarafı ABD’nin 'ekonomik çıkar' dediği yerlerde kan hiç bitmiyor. Peki ABD’nin ekonomik çıkar olarak görmediği herhangi bir faaliyet var mı?
Peki Türkiye, ABD ile Suriye’de nasıl bir çıkar çatışmasına girebilir? ABD’nin çıkar olarak gördüğü konular Türkiye’nin kırmızı çizgileri ise nasıl bir durumla karşılaşacağız?
Görünen o ki Afrin, ABD ile Türkiye’nin karşı karşıya kalabileceği bir alan değil. O nedenle Türkiye bu alanda çok daha rahat bir şekilde manevra yapma imkanı bulabiliyor.
Sayın Cumhurbaşkanı Suriye meselesinin bir bütün halinde çözülmesinin imkansızlığını bilerek sorunları safha safha çözmeye çalışıyor.
Şimdi önümüzde Afrin harekatı var.
***
Benim öngörüm, harekatın Fırat Kalkanı harekatından daha farklı bir konseptle icra edileceği. Saha temizliğinden çok nokta temizliğinin yapılacağını düşünüyorum. Dört tarafı kuşatılmış bir alanda yapılabilecek en doğru adım da bu gibi gözüküyor.
İdlib bölgesinde kurulması planlanan 12 kontrol noktasından bugüne kadar üç tanesi kuruldu. Bunlar da Afrin bölgesinde sınır olan noktalar. Daha önceki yazılarımda değindiğim gibi İdlib bir harekattan çok intikal olacak ve istihbarat çalışması şeklinde geçecek demiştim. Bu nedenlede emin olmadıkça ilerlenmeyeceğini söylemiştim. TSK plana sadık kalarak süreci yönetiyor.
Afrin için de aynı şeyleri söylemek gerekiyor. PKK Suriye içinde siyasal anlamda yalnızlaştıkça Afrin kendi içinde değişimi gerçekleştirecektir. Bu değişimi halkın yapabilmesi için PKK’nın zayıflatılması gerekmektedir.
Afrin operasyonu için Suriye sınırına konan beton bariyerlerde gedikler açılmaya başlandı. Zaman, artık hükümetin siyasal direktifinin içinde gizli.
Suriye’de işler bölge dışı aktörlerin aleyhine işliyor. Bazen süreci hızlandırmak için yalnızca takviye vermek yeter. Afrin kendisine özgün bir yer operasyonun şekli de ona uygun olacak.