Amerika ile ilişkiler önemli

Bazen kantarın topuzu, eleştirinin dozu kaçsa da Amerika ile ilişkiler Türkiye için önemli. Şimdi de öyle, eskiden de öyleydi. Neredeyse ne zaman başımız sıkışsa Amerika’dan yardım bekledik. 1830 yılında imzalanan ticaret antlaşmasının arkasında bile Navarin’de yakılan donanmanın yeniden inşası, imparatorluk denizlerinde tekrar hakimiyet kurma ihtiyacı vardı.

Nitekim kurduk da. Füsun Türkmen’in Türkiye-ABD İlişkileri kitabında belirttiği gibi Amerika’dan gelen mühendisler yardımıyla imparatorluk Türkiyesi donanmasını rekor sayılabilecek bir sürede yeniden inşa etmiş, 1838 yılı itibarıyla Karadeniz’deki Rus donanmasına eşit düzeye ulaşmıştı. Ama asıl destek II. Dünya Savaşı sonrasında gelmişti.

***

II. Dünya Savaşı sırasında izlediği savaş dışı kalma politikasının bedelini savaş sonunda yalnızlık ve Sovyetler Birliği ile bir süre için de olsa baş başa kalmakla ödeyen Türkiye’nin imdadına yine Amerika yetişmişti. 1946 yılında döneminin en güçlü savaş gemisi olan Missouri’yi iki destroyer eşliğinde savaş sırasında Washington’da ölen Türkiye büyükelçisinin na’şını taşımak gerekçesiyle İstanbul’a göndermişti.

Daha sonra da Türkiye Truman planından, Marshall yardımından ve muhtelif askeri destek programlarından yararlanmıştı. 1949’da kurulan NATO’ya yine Amerika’nın ağırlığını koymasıyla kısa süre sonra üye olabilmişti. Amerika, Türkiye’ye yakın zamanlara kadar da askeri ve mali yardımlarda bulundu. Krize sürüklendiğimizde IMF’i harekete geçirdi, Öcalan Suriye’den çıktığında onu Nairobi’de bulup bize teslim etti.

Amerika bunların hiçbirini kaşımız-gözümüz ya da o dönem işbaşında olan iktidarlara karşı duyduğu sempatiden dolayı yapmadı. Çıkarlar örtüştü, coğrafyamız işe yaradı ya da son dönemde olduğu gibi Türkiye demokrasisi ve aidiyetiyle dünyada ilginç bir emsal yarattı. Veya Türkiye’yi diyelim ki Irak’a müdahale için sıçrama tahtası olarak gördü.

Çıkarların örtüşmediği, beklentilerin çatıştığı çok zaman oldu. Literatürü biraz tararsanız “Sorunlu İttifak”, “Türkiye’yi kim kaybetti?” gibi başlıklı kitaplara bol bol rastlarsınız. Benim gençliğimin en moda kavramı “Turkey at the crossroads”du, yani kavşaktaki Türkiye. Dışarıdan bakanlar Türkiye’yi hep bir yerden bir yere gider gibi gördüler, Amerika’nın beklentilerinin neden karşılanmadığını anlamaya çalıştılar.

2009 Davos “olayı” ertesinde de “eksen kayması” tartışması gündeme girdi. Türkiye’nin Batı’dan uzaklaşıp uzaklaşmadığı tartışıldı. Şimdi de gündemde demokrasimizin sorunları, ifade özgürlüğü ve belki bizim görmediğimiz, görsek de önemsemediğimiz başka sorunlar var. Üstelik de Irak’ta, Suriye’de ve mesela PYD konusunda aynı yerde durmuyoruz.

Geçmişte de hayal kırıkları yaşadık. Kıbrıs’ta yaşadık, ambargolarda yaşadık, Süleymaniye’de yaşadık. Yunanistan’ı bizden daha çok önemsediklerinde, İsrail’in çıkarlarını korumaya çalıştıklarında, soykırım konusunda Türkiye’nin genel eğiliminden farklı tutum takındıklarında yaşadık. Ama tüm bu sorunların varlığı ve hayal kırıklıklarının yaşanmış olması Türkiye’nin Amerika’ya ihtiyacı olmadığı anlamına gelmiyor.

***

Bizim ticaret için de, siyaset için de Amerika’ya ihtiyacımız var. Yatırım istiyorsak da, güvenlik bekliyorsak da adresi belli. Zaten bu yüzden Cumhurbaşkanı Erdoğan yanında kalabalık bir heyetle Amerika’ya gidiyor, bu yüzden kanaat önderlerini, iş insanlarını etkilemek için adına düzenlenen toplantılarda konuşmalar yapıyor. Amerika’yı Türkiye’nin yanına çekmeye, çıkarlarını bizimkilerle örtüştürmeye çalışıyor.

Umarım Cumhurbaşkanı ve ekibinin temasları iki ülke arasındaki sorunların aşılmasına, Amerika’nın Türkiye’nin beklentilerini anlamasına yardımcı olur. Ve yine umarım aynı şey Türkiye için de geçerli olur. Buradaki sorunların orada nasıl yankı bulduğunu birinci elden gözlemleme imkanı bulurlar. Çünkü Amerika Ortadoğu’nun yeniden şekillendiği, PKK’nın şiddetini azdırdığı şu günlerde bizim için her zaman olduğundan da önemli...

YORUMLAR (4)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
4 Yorum