Var mı öyle beni kör kuyularda bırakıp gitmek

Aşk ve ayrılık denince ilk akla gelen şairlerdendir Ümit Yaşar Oğuzcan. Melankoli dolu ruhu ve bunları satırlara döktüğü şiirleriyle tanınan Oğuzcan’ın dizeleri galiba bugünlerde Cumhur İttifakı ve özellikle de Devlet Bahçeli için ilaç gibi gelecek. Hele de büyük usta Münir Nurettin Selçuk’un bestesiyle, Timur Selçuk’un sesinden dinlemek bir başka güzeldir...

/Beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın,
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın
/

Bu şarkı da nereden çıktı, diyenlere hemen izah edeyim. Yaklaşık on gündür Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın başlattığı ‘hukuk reformu’ vaadi sonrasında hep birlikte reform şarkıları söylüyoruz. Herkesin koro halinde söylediği bu şarkıdan hiç kuşkusuz en çok MHP lideri Bahçeli rahatsız oldu. Daha Erdoğan ‘hukuk’, ‘Şeffaflık’ kavramlarını telaffuz eder etmez MHP anında CHP’ye ateş etmeye başladı. Ancak herkesin de bildiği gibi, Bahçeli CHP’ye ateş ederken bir taraftan da göz ucuyla AK Parti’ye “esas hedef sensin” der gibiydi...

Nitekim lafın tamamını söylemeye gerek kalmadı ve Erdoğan anında mesajı aldı. Ve Osman Kavala ile Selahattin Demirtaş’ın serbest bırakılması gerektiğini söyleyen Bülent Arınç’a yüklenerek doğrudan “fitne ateşi” yakmakla suçladı. Bu arada Arınç’ın dün istifa ettiğini de bir yere not edelim...

Erdoğan sadece Arınç’ı suçlamakla yetinmedi elbette, Gezi davasından beraat eden Kavala’yı sırf Bahçeli’yi kızdırmamak için tekrar Gezi’nin patronu olmakla suçladı, Selahattin Demirtaş’a yüklendi.

Ancak Erdoğan biliyor ki şu anda Türkiye’nin Bahçeli’den çok daha derin problemleri var. Bir taraftan ittifakın gizli patronu konumunda olan Bahçeli’yi mutlu etmek zorunda, onu çok iyi biliyor... Ama ülkede deniz bittiği için dış dünyaya da bir ‘demokrasi fotoğrafı’ sunması gerekiyor.

Bu yüzden de MHP’yi tedirgin etmeden bir bakıma reform mesajlarının sahiciliğini teyit anlamında “Geleceğimizi Avrupa ile kurmayı tasavvur ediyoruz” ifadeleriyle reformdan dönüş olmayacağının altını güçlü bir şekilde çiziyor.

Ama Bahçeli trenin yeni bir istikamete yöneldiğinin farkında. Eğer reform treninin frenini şimdiden çekmezse, yolun bir yerinde trenden inmek zorunda kalabileceğini de çok iyi biliyor. İşte tam da bu yüzden dünkü grup toplantısında öyle bir ittifak tanımı yaptı ki adeta “Var mı öyle beni kör kuyularda bırakıp gitmek” der gibiydi.

MHP liderinin şu ifadelerinden sonra ‘reform treni’ nasıl yol almaya devam edecek doğrusu merak konusu: “Cumhur İttifakı pazarlık üzerine kurulmamıştır. Cumhur İttifakı cumhurun şeref nişanesidir. Sayın Cumhurbaşkanı ile hukukumuz Türkiye düşmanlarının kafasının alamayacağı kadar hesapsızdır ve karşılıklı hürmete dayanır. Cumhur İttifakı, ‘cukka ittifakı’ değildir. Bizim ittifakımız milletin, bekanın, kutlu yarınların ittifakıdır. O pis ellerinizi Cumhur İttifakı’ndan derhal çekiniz. Size buradan ekmek çıkmaz.”

Herhalde Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bahçeli’nin Cumhur İttifakı’nı adeta kutsayan konuşmasından sonra reform konusunda bin düşünüp, bir adım atmak zorunda kalacaktır.

Ancak bir gerçeğin altını hemen çizmek gerekiyor, bu ittifak güzellemelerinin Türkiye’nin problemlerine çare olması mümkün değildir. Çünkü Türkiye ekonomik anlamda yolun sonuna gelmiştir ve bu mesele reform söylemleriyle geçiştirilebilecek noktayı çoktan aşmıştır. Erdoğan’ın da konuşmalarında altını çizdiği gibi, eğer sahici bir reform adımı atamazsak hiçbir şekilde yabancı yatırımın gelme ihtimali yoktur. Bu arada, son iki gündür Bahçeli’yi memnun etmek üzere yapılan konuşmaların doların ateşini tekrar yükselttiğini de unutmayalım...

YORUMLAR (49)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
49 Yorum