Ravi Shankar’ın göklere çıkartan sihirli nağmeleri

Bazen hayatın yanı başımızda bize dokunmadan akıp gittiğini düşünürüz. İşte böyle anlarda aniden bir müzik başlar ve dünyayı sanki ilk kez görüyormuş gibi bir hisse kapılırız.

Hayatın bütün renkleri gözlerimizin önünde adeta dans etmeye başlar, burada biraz mavi, şurada sarı ve orada biraz yeşil… Gökyüzü ve ırmaklar sonsuzluğa akıp gider, dağlar ve ormanlar gözlerini dikmiş bize bakıyor gibidir sanki…

Ama o anda hiçbir şey Hindistan’ın en büyük Sitar virtüözü Ravi Shankar’ın insanı göklere çıkartan sihirli nağmeleri kadar sahici değildir. Klasik Batı müziğinden caza, Rock’tan Pop’a kadar pek çok farklı müziğin hayatımda özel bir yeri var, ancak Ravi Shankar’ı dinlerken adeta bir vecd hali yaşadığımı da itiraf etmeliyim.

Çoğu zaman hayatın katlanılmazlığı karşısında çaresiz kaldığımız anlarda Shankar’ın nağmelerine tutunmak, ruhumuza mistik bir zenginlik katar.

Mesela “India’s sitar legend” albümü, ilahi bir ayin tadı bırakır zihinlerde… Bu albümdeki Hint râga’larını dinleyerek kadim bilgeliğin enerjik melodi ve ritimlerini ruhunuzun derinliklerinde hissedebilirsiniz.

Bilindiği gibi Hint kutsal metinleri olan Vedalar’da müzik yüceltilmiş ve semavî bir sesle ilişkilendirilmiştir. 1920 doğumlu Bengal asıllı müzisyen Pandit Ravi Shankar, yaşayan en büyük sitar icracısı olarak Hint medeniyet havzasında Batı kültürüne karşı önemli bir rol üstlenmiştir. 1930’da ailesiyle birlikte Paris’e taşınmasının ardından çocukluk yıllarını Avrupa’da geçiren Pandit, Hint kültürünü Batı’ya tanıtmış ve Batılı zihinleri büyük ölçüde etkilemiştir; tıpkı Hint kültür havzasının tarih boyunca kendisine gelenleri içinde erittiği gibi...

Shankar, Londra’da iken, ilk LP albümü ‘Three Ragas’ı 1956’da kaydetti ve birkaç yıl Paris’te Birleşmiş Milletler ve UNESCO müzik festivalinin onuncu yıldönümü kutlamalarına davet edildi. 1961’den itibaren Avrupa, ABD ve Avustralya’yı gezdi ve olağanüstü müzikal zekasıyla bütün dünyada milyonların büyük ilgisine mazhar oldu.

Yehudi Menuhin ile işbirliği içinde, Batı Meets East için En İyi Oda Müziği Performansı Grammy Ödülü’nü aldığı 1967 yılında Monterey Pop Festivali’ne davet edildi. Bu yıl Kinnara Müzik Okulu uluslararası oldu ve ilk yurtdışı şubesi Los Angeles, California’da açıldı.

1966 yılının onun hayatında önemli bir yeri vardır; çünkü bu süreçte Beatles grubundan George Harrison, Shankar’ın talebesi olur. Hiç kuşkusuz bu buluşmanın, Shankar’ın uluslararası üne kavuşmasında büyük etkisi olmuştur. Bu arada Eric Clapton’un Shankar için “My Hero” (Kahramanım) dediğini de bir yere not etmekte yarar var.

Pandit’in Monterey ve Woodstock’taki icraları ve sayısız kaydı, farklı coğrafyalarda milyonların hafızalarına nakşolmuş ve kuşaklar boyu takdirle karşılanmıştır. Shankar ayrıca Bharat Ratna, birkaç Grammy müzik ödülü ve pek çok fahri doktora ödülüne lâyık görülmüştür. Bu büyük birikimlerle geçirilen dopdolu bir hayat sebebiyle Ravi Shankar da tıpkı Gandhi, Nehru ve Hint şiirinin büyük şairi Tagore gibi insanlığın ortak kültür mirasına katkı sağlayan önemli bir değer olarak hafızalara kazınmıştır.

1974’te aşırı yüklenmiş programlar yüzünden sağlığı kötüleşmeye başlayan Shankar Chicago’da felç geçirir. Ancak iyileştikten sonra 70’lerde ve 80’lerde gezmeye ve milyonları büyülemeye devam etti.

1981 yılında ikinci konserinden sonra Hollywood filmi “Gandhi” için müzik besteledi ve En İyi Orijinal Müzik Skoru için Akademi Ödülü adaylığı aldı.

1989’da ‘Ghanashyam’ başlıklı bir dans draması besteledi ve bir yıl sonra Philip GLASS ile birlikte ‘Passage’ albümünü yayınladı.

1970 yılında Londra Senfoni Orkestrası tarafından davet edildikten sonra bestelediği en parlak eserlerinden birisi “Sitar ve Orkestra Konçertosu”dur. Andr Previn tarafından yapılan bu konserde Ravi Shankar sitar çaldı.

Yukarıda belirtilen eserlerin dışında, “Bangla Bangladeş için Konser”, “Batı Doğu ile Buluşuyor”, “Tam Çember: Carnegie Hall 2000” en çok beğenilen albümlerinden üçüdür.

Ravi Shankar, icra ettiği müzikle kendi kültürel değerlerine ve geleneklerine büyük katkı sağlamış bir sanatçıdır.

Ama hemen belirtmek gerekiyor ki bu bağlılık bir tekrardan ibaret değil, geleneği yeniden üretmektir. Bu yüzden Shankar’ın her eseri ayrı bir değer taşır ve adeta bitip tükenmez bir memba gibidir.

YORUMLAR (5)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
5 Yorum