Özgürlükçü anayasa masalı…

Ben iktidarı parlatmakla görevli gazetecilerin yalancısıyım, iktidar bütün dünyanın gıpta ile bakacağı yeni bir anayasa hazırlıyormuş ve bu çalışmada son aşamaya gelinmiş. Bundan sonraki süreçte MHP’nin hazırladığı yeni anayasa çalışmasıyla mutabakat sağlanıp kamuoyuna deklare edilecekmiş. Ayrıca muhalefetle de uzlaşma aranacakmış.

Hemen belirtmek gerekiyor ki Cumhur İttifakı’nın her iki kanadının ayrı ayrı hazırladığı anayasa önerileri mevcut “Türk tipi” rejimi tahkim etmeyi amaçlıyor. Yani bildiğimiz anlamda evrensel demokratik normlarda bir anayasa olmayacak. Zaten Türk’e de Türk tipi anayasa yakışır!..

Kişisel olarak belirtmem gerekirse, Cumhur İttifakı’nın yeni bir anayasa hazırlama meşruiyeti bulunmamaktadır. Çünkü bu ucube sistemle Türkiye’yi “demokrasi ligi”nin dışında Çin, Rusya, İran, Filipinler gibi üçüncü sınıf otokrat ülkeler ligine mahkum ettiler. Zira ülkeyi “uçurma” vaadiyle gerçekleştirdikleri anayasanın ömrü üç yıl bile sürmedi, dolayısıyla yeni bir “uçurma-kaçırma” masalı anlatmaya hakları yok.

Ayrıca demokratik değerleri önceleyen bir anayasa hazırlama niyetleri olmadığına göre, niye yeni bir anayasa çalışmasına ihtiyaç duydular doğrusu anlamak da mümkün değil. Eğer Çin ve Rusya’nın da gerisinde bir sistem arzulamıyorlarsa…

Bu iktidarın ve kadim ortakları Bahçeli-Perinçek’in hiçbir şekilde demokratik bir anayasa hazırlama imkan ve ihtimali olmamakla birlikte iktidarın küçük pazarlamacıları şimdiden bir anayasa masalı üfürmeye başladılar bile… Masal bu ya, güya yeni anayasa “Darbe dönemlerinde hazırlanan yasakçı ve güvenlikçi anayasaların aksine yeni anayasa özgürlükçü bir bakış açısıyla” hazırlanıyormuş.

Masal” tanımlamasını aşırı bulanlar olabilir elbette, ama bu itiraz ne yazık ki şu anda yaşadığımız gerçekleri değiştirmiyor. Mevcut anayasayı bile uygulamayan, anayasayı ve yasaları tanımayan bir iktidar neden yeni bir anayasaya ihtiyaç duyar ki… Dolayısıyla Türkiye’nin bugün yeni bir anayasaya değil, mevcut anayasayı uygulayacak demokratik zihniyete ihtiyacı var.

Bunu anlamak için son beş yılda yaşadığımız hukuksuzluklara ve yasa tanımazlıklara bakmak yeterlidir.

İşte en yeni örnek… Anayasa Mahkemesi 1 Temmuz’da Ömer Faruk Gergerlioğlu ile ilgili “hak ihlali” kararı verdi, neyse ki alt mahkeme birkaç gün gecikmeyle de olsa kararı uyguladı. Bütün bunlar için yeni anayasaya ihtiyaç yok, mevcut anayasa yeterince özgürlükçü zaten, eğer niyetiniz özgürlükse… Geçmişte yine Anayasa Mahkemesi Enis Berberoğlu ile ilgili de “hak ihlali” kararı vermiş, alt mahkeme anayasayı tanımayarak bu karara uymamış, AYM’nin yeniden hak ihlali kararından sonra uygulamak zorunda kalmıştı. Oysa Anayasa’nın 153. Maddesi son derece açık; Anayasa Mahkemesi’nin kararlarına mahkemeler de, yürütme de uymak zorundadır.

Talihsizliğe bakın ki iktidar, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM)’nin kararlarını tanımadığını bütün dünyaya ilan ediyor, AYM’nin kararlarını tanımıyor, sonra da çıkıp “özgürlükçü anayasa masalı” anlatıyor.

Bu işte bir yanlışlık var… İktidar bir taraftan özgürlükçü anayasa hazırlığı içinde olduğunu iddia ediyor, ama ne hikmetse mevcut anayasayı bile uygulamıyor. Önümüzde hukukun üstünlüğüne riayet edilmeyen şöyle bir Türkiye manzarası var. İktidar AİHM ve AYM kararlarına kendini bağlı hissetmiyor, siyasallaşan yargı da aynı şekilde AİHM ve AYM kararlarına uymuyor. Mesela, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi 1344 gündür tutuklu bulunan iş insanı Osman Kavala ile ilgili hak ihlali kararı veriyor ve “derhal serbest bırakılmasını” istiyor, ama iktidar da yargı da duymazdan geliyor. Kavala’nın bu konudaki isyanı Türkiye’nin hukuk resmini ortaya koyan ibret verici bir tablodur: “Gezi davasından beraat etmiş olmama rağmen, AİHM’nin tutuklanmamın hak ihlali olduğuna hükmetmesi ve derhal serbest bırakılmamı talep etmesine rağmen, cezaevinde tutulmam gerekli görüldü. Suçlamalar değişiyor, bayrak yarışlarında bayrağın elden ele geçmesi gibi farklı yargıçlar ve mahkemeler yere düşürmeden tutukluluğumu birbirlerine geçiriyorlar.” Aynı şekilde Selahattin Demirtaş’la ilgili AİHM’nin “derhal serbest bırakılmalı” kararı da, ne yazık ki Türk yargısının ilgi alanına girmiyor.

Maalesef hukuk konusunda öylesine umutsuz bir dönemden geçiyoruz ki MHP lideri Bahçeli ‘hak ihlali’ kararı veren AYM’yi açıktan tehdit ediyor ve diyor ki:Anayasa Mahkemesi bu tip davalara terör örgütlerinin hücre evinden ya da mağara deliklerinden mi bakıyor?”

Böyle bir tabloda yeni bir anayasaya kim neden inansın ki…

YORUMLAR (81)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
81 Yorum