Muhalefet kimi ve neyi bekliyor?
Seçimler erken mi yoksa zamanında mı olur bilemeyiz, ama 15 ay sonra seçim olacağı kesin. Dolayısıyla rahatlıkla bir seçim atmosferine girdiğimizi söyleyebiliriz. Bu saatten sonra iktidar cephesi de muhalefet de bütün hesaplarını seçimi kazanmak üzerine yapacaktır.
İktidar cephesinin çöken ekonomiyi ayağa kaldırmak gibi bir imkanı olmadığı için doğal olarak devletin bütün parasal imkanlarını seferber edecek, EYT ve 3600 gösterge gibi enstrümanları kullanarak sonuç almaya çalışacaktır. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan geçtiğimiz günlerde açıkladı, iktidar 2022 yılı içinde 4 milyon aileye yakıt desteği yapacak. Yani ülkede 20 milyon insan yardıma muhtaç hale gelmiş durumda… Ama iktidar bunu bile bir başarı hikayesi olarak satabilmektedir.
Kısacası AK Parti iktidarı her geçen gün devasa hale gelen sorunlara çözüm üretemiyor ve kan kaybediyor. Ancak buna rağmen popülist uygulamalarla dolu-dizgin seçimlere hazırlanıyor.
Peki muhalefet ne yapıyor?
Maalesef Millet İttifakı müthiş bir söylem üstünlüğüne sahip olmasına rağmen, sanki iktidarın tümüyle umudunu tüketip teslim bayrağını çekmesini bekler bir görüntü sergiliyor. Kuşkusuz geniş yelpazeli bir muhalefet tablosunun güçlü bir birliktelik oluşturması çok kolay değil. Şimdilik CHP ve İYİ Parti’den oluşan ve geniş çerçevede 6 muhalefet partiden oluşması beklenen ittifak, aslında başta güçlendirilmiş parlamenter sistem olmak üzere önemli çalışmalar yapıyorlar.
Ancak hemen belirtmek gerekiyor ki muhalefet henüz ete kemiğe bürünmüş bir ittifak oluşturabilmiş değil. Mesela DEVA ve Gelecek Partisi bu ittifakta yer alacak mı, henüz bilmiyoruz. Muhtemelen bu partilerin kendilerince haklı birtakım beklentileri ve hedefleri vardır. Gelecek Partisi lideri Davutoğlu’nun son günlerdeki açıklamaları dikkate alındığında, ittifakın yapısı ve ismine ilişkin bazı önerileri olduğu anlaşılıyor.
Elbette birtakım beklentileri ve önerileri olabilir ama zaman daralıyor… Bir an önce meselenin teknik boyutu aşılıp iktidar değişimi halinde ülkeyi nasıl yöneteceklerine ve kurumları tahrip olan Türkiye’yi nasıl ayağa kaldıracaklarına ilişkin topluma güçlü bir mesaj vermeleri gerekiyor.
Denebilir ki zaten bütün muhalefet partilerinin projeleri, hedefleri belli, dolayısıyla endişeye mahal yok… Hemen hatırlatalım mesele bu kadar basit değil. Unutmayalım ki halen yürürlükte bulunan sistemde iktidar olmak ancak ittifak modeliyle mümkün. Açıkçası ben, muhalefet partilerinin ittifakın adı ve tasarımıyla ilgili zaman kaybetmek gibi lüksü olmadığı kanaatindeyim. Bu çerçevede özellikle DEVA ve Gelecek Partisi’nin ittifak konusunda bir an önce karar vermelerinde yarar var.
Ayrıca sistem tartışması özünde çok doğru ve gerekli olmakla birlikte, muhalefetin tek önceliğinin ‘Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’miş gibi bir algının öne çıkması sanki çok doğru değilmiş gibi gözüküyor. Evet bugün yaşadığımız sistemsel kaosun, yönetilemezlik sorununun temelinde bu alaturka sistem var.
Ama bilinmesi gerekiyor ki toplumun önceliği sistem değil. Zira ekonomik krizin altında ezilen insanlar bir an önce yoksulluklarına çare olacak çözümlerin üretilmesini bekliyor.
Eğer muhalefet gerçekten iktidar olmak istiyorsa (ki istedikleri kesin…) hiç zaman kaybetmeden öncelikle güçlü bir birliktelik oluşturmalı ve liderler hep birlikte topluma bunu deklare etmelidirler. Tabii ki bu yeterli değil, yarın seçim olacakmış gibi ülkeyi nasıl yöneteceklerini madde madde bir program halinde topluma sunmalıdırlar.
Millet İttifakı hemen yarın tek ses halinde hiç öyle afaki hayallere kapılmadan, topluma ayağı yere basan bir umut takvimi açıklamalıdır. Herhalde ilk akla gelebilecek takvim şöyle olabilir diye düşünüyorum:
-enflasyonu nasıl düşürecekler,
-halkı zamlardan nasıl kurtaracaklar,
-doların adeta kayyım olarak atandığı Türk parasını nasıl itibarlı hale getirecekler,
-tarladaki çiftçinin, esnafın, tüccarın, sanayicinin daha fazla üretebilmesi için neler yapacaklar,
-kurumlardaki liyakatsizliği, kayırmacılığı nasıl önleyecekler,
-devlet ihalelerini nasıl ve hangi süre içinde şeffaf hale getirecekler,
-yolsuzluğu önlemek için nasıl bir mekanizma oluşturacaklar,
-yargıdaki siyasallaşmaya nasıl bir çözüm üretecekler,
-hayallerini kaybeden gençlerin gelecek umutlarını nasıl tazeleyecekler…