İmamoğlu İstanbul’da başarısız mı?
Ancak henüz muhalefet seçim sonrası girdiği yoğun bakımdan çıkamadığı için açıkçası çok da umutlu bir tablo yok ortada. Zira muhalefetin ana gövdesini oluşturan CHP’deki değişim tartışmaları bile henüz bir netliğe kavuşmuş değil. Her ne kadar CHP içinde bir grup Kemal Kılıçdaroğlu’nun çekilerek yerini İmamoğlu’na bırakması gerektiği görüşünü dillendirse de partinin delege yapısı dikkate alındığında bunun çok da mümkün olmadığı anlaşılıyor.
Ayrıca bir gerçeğin altını da çizmek gerekiyor ki CHP tabanının önemli bir kesimi, İmamoğlu’nu ‘has’ bir CHP’li olarak görmüyor ve biraz da ‘sağcı’ buluyor. Hatta İmamoğlu’nun siyaset tarzını Tayyip Erdoğan’a benzeterek ‘ikinci Erdoğan’ olarak tanımlayıp burun kıvıran CHP’lilerin sayısı da az değil. Bu zaviyeden bakıldığında İmamoğlu için CHP genel başkanlığına giden yolun açık olduğunu söylemek pek mümkün gözükmüyor.
Elbette bütün bu değerlendirmeler tartışmaya açık, bazıları siyaset tarzını beğenmeyebilir, hatta Erdoğan benzerliği yüzünden bazı CHP’liler CHP’ye yakışmadığını da söyleyebilirler. Beğenelim ya da beğenmeyelim, İmamoğlu’nun toplumda bir karşılığı ve daha da önemlisi bir hikayesi var.
Eğer parti içinde önemli bir kesimin CHP ile İmamoğlu arasında var olduğunu iddia ettikleri DNA uyuşmazlığı aşılamazsa, muhtemelen İmamoğlu çok da uzun olmayan bir sürede kendi yoluna devam edecektir.
Ancak şimdi önümüzde yerel seçimler var, dolayısıyla iktidar cenahının da muhalefetin de tek hedefi başta İstanbul ve Ankara olmak üzere büyük şehir belediyelerini kazanmak… Tabii ki esas mücadele İstanbul için yapılacak, bir yol kazası olmadığı taktirde Ekrem İmamoğlu kesinlikle aday olacaktır. Eğer muhalefet ve özellikle de CHP akıl dışı hatalar yapmazsa, en şanslı isim İmamoğlu’dur…
CHP’nin tavrının altını özellikle çizme gereği duydum, zira parti tabanının hatırı sayılır bir kesiminin İmamoğlu’nun icraatlarını coşkuyla savunmadıkları kesin. Yanılıyor olabilirim belki ama muhalif sol medyanın da İmamoğlu’na mesafeli durduğu ve icraatlarını yeterince savunmadığı gibi bir kanaate sahibim, belki de icraatlarının nasıl savunulacağını bilmiyorlardır. İktidar medyasından ders almalarında yarar olabilir…
Peki CHP’deki bir kesimin isteksizliğini de dikkate alarak Ekrem İmamoğlu’nun başarısız olduğunu söyleyebilir miyiz?
Elbette hayır, bir kere bütün belediyelerde olduğu gibi rutin işlerde şu ana kadar herhangi bir aksama yok. Elbette büyük yatırımlar yapamadı, yapamazdı da zaten… Zira merkezi yönetimin onayı olmadan büyük çaplı yatırımlar yapmanız mümkün değil. Nitekim kendi imkanlarıyla dış finansman temin etmesine rağmen, iktidar onayı olmadığı için bu kaynakları kullanamadı.
Ama biliyoruz ki şu ana kadar İstanbul başkanlarının içinde 13.27 kilometre ile en fazla metro yapan başkan Ekrem İmamoğlu’dur, rakamlar öyle söylüyor. Aslında Mevlüt Uysal’ın bir buçuk yıllık süresini de kattığımızda (buradaki yatırımlar Topbaş’a aittir) metro yatırımının en önemli şampiyonlarından birisi rahmetli Kadir Topbaş’tır.
Maalesef toplum olarak gerek siyasal iktidarı, gerekse yerel yönetimleri değerlendirirken ideolojik ezberlerimizi bir tarafa bırakarak hizmet odaklı değerlendirmeler yapamıyoruz.
Mesela iktidar son beş yılda hayali ekonomik tezlerin peşine takılarak ülkeyi fukaralaştırdı ve bunu şiddetle eleştirdik. Ancak şimdi Mehmet Şimşek’le rasyonalite adımları atıyor ve bu tavrı alkışlıyoruz, çünkü bu ülke ekonomide kaybederse hepimiz kaybederiz.
Ve şunu da biliyoruz ki AK Parti iktidarı döneminde İstanbul’da gerek ekonomik gerekse kültürel anlamda önemli yatırımlar yapılmıştır, bu şehirde yaşayan birisi olarak bu hizmetleri alkışlamak hakkaniyet gereğidir. Şimdi İstanbul’u Ekrem İmamoğlu yönetiyor ve iyi işler yapıyor, dolayısıyla bu hizmetleri alkışlamak da aynı şekilde hakkaniyet gereğidir.
CHP, İmamoğlu’nun hizmetlerinin yeterince pazarlamasını yapamıyor ama şu anda İBB İstanbul’a önemli hizmetler yapıyor. Mesela İmamoğlu, İstanbul halkının ucuz ve kaliteli yemeğe ulaşabilmesi için 9 ayrı bölgede kent lokantası açmış bulunuyor. Bu bile alkışlamayı hak eden bir başarı hikayesidir. Kent meydanı düzenlemelerini, öğrencilere bedava süt dağıtımını, üniversite öğrencilerine yapılan eğitim desteğini, Feshane’yi, öğrenci yurtlarını saymıyorum bile…