Gazze’de ölen çocuklar kaç oy ediyor?

Hanne Arendt’in ifadesiyle Kötülüğün sıradanlaştığı bir dünyada yaşıyoruz. Eğer insanların vicdanları duyarsızlaşmışsa, yani kalpleri cehenneme dönmüşse başkalarının acıları üzerinden ideoloji tacirliği yapmayı bile bir mücahitlik gösterisine dönüştürebilirler.

Eğer bir insanın ruhu, kalbi çocukların, kadınların, hatta bir kedinin, ağacın ölümüyle bile sarsılmaz hale gelmişse, o insanın hayatı zamanla düşmanlık literatürüyle beslenen yalanların etrafında tarifi imkansız bir inkarla devam edip gider…

Çağımızın yeni Hitler’i Netanyahu’nun beş aydır Gazze’de sürdürdüğü soykırım, dünyanın vicdanlı insanlarının hafızasında yarattığı acı adeta kök salmış durumda ve belki de bir daha kalplerimiz asla iyileşmeyecek.

Bir de ruhunu bir köşeye bırakmış, zalimlere kuyruk olmuş ve de Filistinli çocukların acısını bile siyasetin barbar alanını tahkim etmek için kullanan bir kesim var ki galiba onlar için yapılabilecek pek fazla bir şey yok…

Gazze’de yaşananlar karşısında yüreğindeki merhameti kaybedenleri, rüzgarın önünde savrulan bir yaprak gibi hayatlarını palavralara teslim edenleri ve üç günlük dünyada iktidar ve rant uğruna, küçücük bedenleri İsrail bombalarıyla parçalanan çocukları bile siyaset pazarına sürenleri görünce öfkelenmemek mümkün değil.

Mesela AKP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Murat Kurum, Bakırköy’de katıldığı bir etkinlikte yaptığı konuşmasında demiş ki: “31 Mart’ta Gazze’deki mazlumlar sevinecek, Gazze’de elini bize uzatan kardeşlerimiz sevinecek. Gazzeli yavrularımız sevinecek. Orada Gazze’nin özgürlüğü için İBB olarak Gazze’ye yapacağımız yardımlar için inşallah 31 Mart’ta milletimiz yine gerçek belediyecilikten yana tavrını koyacaktır.”

Demek ki insanlar ‘hakikat’in ipini kaybettiğinde, başkalarının acılarını duyamaz hale geldiğinde vicdanlar da siyasetin dört duvarı arasına hapsolabiliyormuş… Murat Kurum’un “31 Mart’ta İstanbul’u kazanırsak, Gazzeli çocuklar sevinecek” demesi de galiba böyle bir şey olsa gerek…

Keşke Murat Kurum, sözün şehvetine kapılıp Gazze mücahitliğine soyunmadan önce, iktidara dönüp 7 Ekim’den bu yana Türk gemilerinin neden İsrail’e ticari mallar taşımaya devam ettiğini de sorabilseydi…

Çünkü ihraç ettiğimiz ürünlerle lojistik destek verip beslemeye devam ettiğimiz İsrail, Gazze’de her gün çocukları, kadınları, sivil insanları katlediyor.

Eğer Murat Kurum yüreğinin sesini dinleyip açıkça iktidarın bu İsrail sevdasını sorgulayamazsa, insanlar Kurum’a dönüp, “Ölen Gazzeli çocukların, 31 Mart seçiminde kaç oy edeceğini düşünüyorsunuz?” diye bir sorarsa hiç şaşırmasın…

Unutmayalım öncelikle vicdanımızdaki kirliliğe eğilmeden İsrail’in Gazze’deki cinayetlerine dışarıdan bir bakış, bilelim ki sadece palavracı bir kolaycılıktan ibarettir, ucuz Gazze mücahitliğidir. Murat Kurum’un bu sözleri, bu ülkedeki Filistin duyarlılığına zarar vermiştir ve Gazze için yüreği yananları incitmiştir, meselenin özeti budur…

“Yerküre üzerimize kapanıp bizi son çıkıştan dışarı itiyor ve bizler geçebilmek için kollarımızı ve bacaklarımızı koparıp atıyoruz.” Bu sözler, Filistin’in büyük oğlu şair Mahmud Derviş’e ait. Bu yazıyı Derviş’in şu dizeleriyle bitirelim:

Füze sizden, taş bizden
Kılıç sizden, kan bizden
Ateş sizden, can bizden
Saatlerinizi de alın vaktimizden
Ve defolun!

Nerede yaşayacaksınız yaşayın
Ama artık durmayın yanımızda
Nereden çağıracaksınız çağırın ecelinizi
Çekin ellerinizi ekmeğimizden ve tuzumuzdan
Yaramızdan, suyumuzdan ve toprağımızdan
Alın hissenizi düşeni de kanımızdan
Haydi defolun!

Ey kelimelerin ardı sıra gidenler
Yüklenin sırtınıza isimlerinizi
Silin hatıralarımızdan tüm resimlerinizi
Ve defolun!

YORUMLAR (57)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
57 Yorum