Düşünce dünyamıza yön ve renk verenler

Siyasetin hayatımızın her anını kuşattığı bir ortamda sanatın-edebiyatın, felsefenin fikri derinliğe sahip eserlerin giderek azalması oksijeni her geçen gün biraz daha azalan kısır bir kültürel iklim oluşturması kaçınılmazdır.

Bu yüzden de sanat ve düşünce insanlarının fikri yönelimlerinin, Türkiye’nin kültürel ve toplumsal yapısını nasıl ele aldıklarına ve hayatın anlamına ilişkin kapsayıcı ve derinlikli yaklaşımlarına her zamankinden daha çok ihtiyacımız var.

Bu çerçevede şu günlerde Zeytinburnu Belediyesi kültür yayınları arasında çıkan “Türk Düşüncesinin Dinamikleri” adlı çok değerli bir çalışmanın altını çizmek istiyorum. Bu çalışma düşünce tarihçisi Kurtuluş Kayalı’ya ait. Türk düşünce hayatının tarihsel süreci içinde yaşanan fikri tartışmalar ışığında bir gelecek perspektifi oluşturmaya çalışan bu çalışma, özellikle çok partili hayat sonrasında ortaya çıkar fikri tartışmaların hangi şartlarda ve ne tür bir kültürel iklimde şekillendiğini göstermesi açısından son derece önemli.

Maalesef Osmanlı’nın son dönemi dahil Cumhuriyet’in ilk yıllarından bugüne uzanan süreçte düşünce dünyamızın en önemli zaafı; sanat ve düşünce insanlarımızın yönelimlerini yaşadıkları dönemin mantığı ve şartları içinde gerçekçi bir yaklaşımla değerlendirememektir. En vahim olanı da hangi düşünce çevresine mensup olursa olsun bütün entelektüellerin toptancı yaklaşımlarla bir kalıba sokulmaya çalışılmasıdır.

Kurtuluş Kayalı’nın kitabında özellikle altını çizdiği Ahmet Hamdi Tanpınar örneği, konuya derinlik kazandırması açısından dikkat çekicidir. Tanpınar’ın metinlerinin belli bir dönemde sağ-muhafazakar kesimleri yoğun bir şekilde etkilediğine dikkat çeken Kayalı, “Tanpınar, Türkiye’de vakti zamanında solun hiçbir biçimde ilgilenmediği yazarlar arasındaydı. Zaten kendisinin yadırgatıcı olmayan bir biçimde yazdıklarının sükut suikastına maruz kaldığını ifade etmesinde bunu yakalamak mümkündür” diyor. Kayalı, Tanpınar’ın 1928-1960 arası gazete ve dergilerde yayımlanmış ama kitaplarına girmemiş yazı, röportaj ve anket cevaplarının toplandığı “Mücevherlerin Sırrı” kitabıyla birlikte muhafazakar Tanpınar telakkisinin değiştiğini ve solun daha çok ilgi alanına girdiğini söylüyor.

Kayalı’nın da belirttiği gibi bugün yeni döneme bakarken somut metinleri dikkate almadan entelektüellerin düşünce dünyalarını kavramak ne yazık ki mümkün değildir. Galiba yazarın şu tespitinin altını dikkatlice çizmekte yarar var: “Yaşadığımız dönemin solcusunda önemli entelektüel portre yok mu? Tabii ki var. Geçmiş dönem solcusunda önemli entelektüel yok mu? Elbette var, hem de sayıca fazla. İçinde bulunduğumuz dönemin İslamcısında önemli entelektüel yok mu? Tabii ki var. Geçmiş dönem İslamcısında önemli entelektüel yok mu? Elbette var ama şu gerçek göz ardı edilemeyecek niteliktedir: Geçmiş dönem İslamcısında da solcusunda da daha ciddi entelektüel portreler var. Burada bariz biçimde değişim söz konusu, ilginç olan husus insanların bunlar üzerinde pek durmaması.”

Türk Düşüncesinin Dinamikleri” kitabı sahici bir muhalif olan Kemal Tahir’den Şerif Mardin’e, Hilmi Ziya Ülken’den Erol Güngör’e, Türkiye’nin düşünsel ortamını sarsan İdris Küçük Ömer’den Tarık Buğra’ya, Niyazi Berkes’ten Doğan Avcıoğlu’na, Türk entelektüellerinin siyasetle imtihanında ayrıksı bir figür olan Nurettin Topçu’dan Cemil Meriç’e, Türk insanının kendine özgü davranışını resmeden Lütfi Ömer Akad’tan Yücel Çakmaklı’ya, Doğan Ergun’dan Hüsamettin Arslan’a kadar pek çok düşün ve sanat insanının düşünce dünyamıza kattıkları entelektüel zenginliği ayrıntılı bir biçimde gözler önüne seriyor.

Kuşkusuz bu tür çalışmalar zaman zaman farklı yayınevleri tarafından da yapılıyor. Esas itibariyle burada altı çizilmesi gereken, böylesine kapsamlı bir çalışmanın bir belediye tarafından yapılmış olmasıdır. Elbette bütün belediyeler temizlikten, sokaklarımızın bakımına ve ulaşıma kadar pek çok alanda topluma hizmet vermekle yükümlüdürler. Ancak şehir hayatı sadece bunlardan ibaret değil, dolayısıyla belediyeler aynı zamanda topluma kültürel hizmetler sunmak ve şehrin kültürel hafızasını da zenginleştirmek durumundadırlar.

Bu çerçevede, “Türk Düşüncesinin Dinamikleri” gibi değerli bir çalışmayı kültür hayatımıza kazandırdığı için Zeytinburnu Belediye Başkanı Ömer Arısoy’u kutlamak gerekiyor.

YORUMLAR (18)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
18 Yorum