Bohemian Rhapsody dinlerken Bismillah…
Bugünlerde müzik hafızamı geriye doğru işleterek müthiş bir zenginlik yaşıyorum. Hatıralar denizinde müziğin efsane isimleri, grupları adeta bir yıldız gibi parlıyorlar. Kimler yok ki o listede; Rolling Stones, Beatles, Pink Floyd, Queen, U2, Yes, Led Zeppelin, Jetro Tull, The Doors, Deep Purple, Nirvana ve daha pek çok isim…
Kuşkusuz bütün bu efsane müzik grupları ve müziklerden söz ederken sadece hatıralarda yaşamak gibi bir niyet içinde değilim. Çünkü benim için müzik, hayatımın her anını ve ruhumu zenginleştiren, kötülüklere karşı direnme gücü sağlayan sanatsal bir edim.
Zaman zaman hatıralardaki müzik dolu günlere dönmemin esas nedeni, gençlik yıllarının müzikle zenginleşen coşkulu rüzgarlarına yaslanmaktan ibaret sadece…
Başkaları için ne anlam ifade eder bilemem ama, benim için bugün bile her gece bu efsane grupların şarkılarını saatlerce dinlediğimde kendimi ayrıcalıklı ve aynı zamanda şanslı biri olarak hissediyorum.
Bu arada “Ruhunu zenginleştirmek için bula bula rock müziğini mi buldun, otur Kur’an oku” diyerek sitem edenleri de duyar gibiyim. Elbette Kur’an okumanın lezzetini biliyorum, her okuduğumda da ruhumun deruni bir iklimle buluşmasından son derece mutluyum. Kaldı ki güzel sesli bir hafızdan Kur’an dinlemenin lezzeti bir başkadır…
Ama hemen belirteyim, Queen'in efsane solisti Freddie Mercury’den 'Bohemian Rhapsody'yi, cazın büyük ustalarından Miles Davis’ten ‘So What’ parçasını, Beethoven’in 9. senfonisini ya da Türk musikisinin dahi sanatçısı Itri’nin bestesi olan “Tut-i Mucize Guyem Ne desem laf değil” şarkısını dinlerken aynı ruh zenginliğini yaşıyorum.
Dünyanın değişik coğrafyalarında milyarlarca insan caz’dan rock’a, klasik müzikten etnik müziklere kadar farklı müzikler dinliyor. Mesela Queen'in 1975 yılında kaydedilen 'Bohemian Rhapsody' şarkısı Youtube'da 1 milyar izlenme sayısını geçen en eski tarihli şarkıdır.
Günümüze kadar bu rekor Amerikalı müzik grubu Guns N' Rose'ın 1991'de piyasaya çıkan ve bu platformda 1.2 milyar izleyiciye ulaşan November Rain şarkısına aitti.
Queen'in 1991'de hayata vedan eden efsane solisti Freddie Mercury'nin kariyerinde dönüm noktalarından biri olan bu şarkının mesajı hala gizemini korumaktadır. Bu şarkının Mercury’nin çocukluğunun şarkısı olduğu kanaati yaygındır. Mercuruy’nin “Geçmişe bakmak yok, sadece bugün ve gelecek var” ifadesinden de anlaşılacağı üzere, sanatçının bir bakıma kendi geçmişini gömmeye çalıştığı anlaşılıyor. Bu izlekten hareketle bakıldığında Bohemian Rhapsody’de vurgulu şekilde karşımıza çıkan “Bismillah” sözcüğünün Mercury’nin çocukluğu ile örtüşen bir özelliğe sahip olduğunu söylemek mümkün.
"Bu gerçek hayat mı, yoksa sadece bir hayal mi? Bir heyelana kapıldın, gerçeklikten kaçışın yok, aç gözlerini, göklere bak ve gör" sözleriyle başlayan “Bohemian Rhapsody”de "Bismillah! hayır, seni bırakmayacağız. (bırakın onu!) Bismillah! seni bırakmayacağız..." ifadeleri gizemli bir geçmişe götürüyor bizi…
“Acaba çok sevdiği bir Müslüman arkadaşı mı vardı; yoksa Parsî olduğu için onu dışlayan, alaya alan, iten-kakan Müslüman çocuklar mı vardı, bilemiyoruz. Bilebildiğimiz, olumlu ya da olumsuz yönde, “Bismillah”ın Mercury’nin hayatında çocukluktan iz bırakmış bir “kalıt” olduğudur.
Şarkıdaki sözlerin ne anlatmak istediğine ilişkin bazı yorumlarda da karşımıza çıktığı üzere, iyilik-kötülük, tanrı-şeytan arasında karmaşık ve fantastik bir çatışma hikayesinde "tanrı"dan yana tercih "Bismillah"la simgeselleştirilmiş görünmektedir. Ve Mercury'nin, İslam'ın en önemli yapı taşı niteliğindeki bu ifadeyi alaycı, küçültücü, aşağılayıcı mahiyette kullandığını düşündürecek bir akış yoktur ortada.” (Tayfun Atay, T24, 26 Kasım-2018)
Eğer müziği toptan bir kötülük simgesi olarak görmeden her melodide farklı bir dünyanın sesinin var olabileceğini kabul edersek, eminim yaşadığımız dünyayı da, hayatımızı da daha anlamlı hale getirebiliriz.