Bize Anayasa Mahkemesi değil Divan-ı Ali yakışır!

Sonunda esas söylenmesi gerekeni koalisyonun küçük ortağı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli söyledi. MHP liderine göre, Anayasa Mahkemesi Cumhurbaşkanlığı Hükümet sisteminin ruhuna uygun değil.

Bir süredir iktidar cenahında Anayasa Mahkemesini hizaya getirmek için bazen açıktan, bazen de perde gerisinden hamleler yapıldığını biliyoruz. Ama ilk kez Bahçeli meselenin adını koydu ve bombayı AK Parti’nin eline tutuşturdu. Artık bu saatten sonra AK Parti’ye düşen, koalisyon ortağının arzularını yerine getirmektir...

Hepimiz için kabul edilmesi biraz zor olsa da, bütün yetkilerin tek elde toplandığı bir sistemde hala “hukuk devleti”ni, “hukukun üstünlüğü”nü savunmaya çalışan Anayasa Mahkemesi gibi bir kuruma ihtiyaç yoktur.

Çünkü biz artık bir hukuk devleti değiliz...

Eğer hukuk devleti olsaydık, PKK ve FETÖ örgütlerine destek iddiasıyla tutuklanan rahip Brunson, Trump’ın mektubuyla ülkesine gönderilmezdi.

Eğer hukuk devleti olsaydık, beraat ettikleri halde AİHM ve Yargıtay kararlarına rağmen Osman Kavala ve Ahmet Altan yeni suçlar icat edilerek cezaevinde tutulmazdı.

Eğer hukuk devleti olsaydık, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Selahattin Demirtaş’ın “siyasi nedenlerle tutukluluğunun sürdürüldüğü” uyarısına rağmen cezaevinde tutmaya devam edilmezdi.

Eğer hukuk devleti olsaydık, bazı isimlerin yüksek yerlerden gelen telkinleri beklemeden, hukukun gereği olarak tahliyelerini sağlardık.

Evet Türkiye’de işler artık böyle yürüyor, dolayısıyla evrensel hukuk normlarıyla zaman kaybetmeye hiç gerek yok! Zaten yeni sistemin pazarlaması yapılırken de “hızlı icraat” vaat edilerek yürütmeyi denetleyici kurumlara ihtiyaç olmadığı açıkça ifade edilmişti. İşte şimdi Bahçeli yeni sistemin hedeflerini herkesin anlayabileceği bir dille yeniden hatırlatıyor ve koalisyon ortağı AK Parti’ye “Gelin hala yeni sistemi anlayamayan, hızımızı düşüren AYM’den kurtulalım” çağrısı yapıyor.

Bahçeli’nin şu ifadeleri o kadar açık ve kesin ki, doğrusu AK Parti’nin bu uyarılara itiraz etmek için hiçbir gerekçesi olamaz:

 “Yeni hükümet sistemi, parlamenter sistemin bütün kamburlarından, bütün bağlarından, bütün engellerinden ayıklanmalı, arındırılmalıdır.

Parlamenter sistemin oluşturduğu kurumların Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne fonksiyonel açıdan müzahir noktaya taşınması zarurettir.

Anayasa Mahkemesi’nin son dönemde verdiği bazı kararlar sakattır. Anayasa Mahkemesi yeni hükümet sitemi doğasına uygun bir şekilde yeniden yapılandırılmalıdır. Hak ihlali adı altında verilen kararlar telafisi imkansız zararlar vermektedir.”

“Bu kadarı da olmaz” diyerek Bahçeli’ye itiraz edip eleştirebilirsiniz, ama kabul edelim ki Bahçeli Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ruhuna aykırı bir şey söylemiyor.

Hemen belirtelim bu sistem tek elden yönetilen bir “itaat” sistemidir. Dolayısıyla yeterince itaat etmeyen devlet kurumlarının, sivil yapıların ve de bireylerin sistemin içinden tasfiye edilmesi kaçınılmazdır. Düşünün ki Anayasa Mahkemesi’nin başında Zühtü Aslan gibi evrensel hukuk normlarına itibar eden değerli bir hukuk insanı var. Ve aynı zamanda mahkemede “hukuk devleti” ilkelerine inanan kıymetli hukukçular bulunuyor. Çok doğal olarak böyle bir hukuk kurumunun “itaatci” bir zihniyet yapısıyla hareket etmesi elbette beklenemez.

İşte Bahçeli’nin söylemek istediği tam da budur; bütün kararların tek merkezden alındığı yeni sisteme ayak uyduramayan, itaat etmeyi beceremeyen Anayasa Mahkemesi gibi kurumların lav edilerek  emir-komuta zinciri içinde hareket edecek “Baş yücelik” sistemine uygun “Divan-ı Ali” kurulmalıdır!

YORUMLAR (54)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
54 Yorum