Altılı Masayı millet yeniden inşa etti…
Farklı eğilimlere dayanan yapısı gereği her zaman siyasi fay hatlarının yakınında yer alan Millet İttifakı, on gün önce sonuçları itibariyle yıkıcı olmasa da ciddi bir sarsıntı yaşadı.
Altılı Masada yaşanan bu deprem özellikle Cumhur İttifakı’nda adeta bir sevinç dalgası yaratırken, bütün değişim umutlarını Millet İttifakı’na bağlayan geniş halk kitlelerinde ise derin hayal kırıklıklarına yol açmıştı.
Ancak İYİ Parti’nin o kararı sonrasında öyle bir toplumsal değişim dalgası yükseldi ki bir anda siyasetin ezberleri bozuldu ve muhalefetin bütün aktörleri bu değişim dalgasıyla birlikte her şeyi yeni baştan konuşmak zorunda kaldılar.
Bu kriz bir bakıma Millet İttifakı’nı adeta yeniden inşa etti, hem de eskisinden daha sağlam… Ve bu sarsıntı süreci bir gerçeği net olarak ortaya koydu ki geniş toplum kesimleri iktidar değişimini her şeyden çok istiyor.
Toplumsal değişim talebinin hangi boyutlarda olduğunu anlamak için Altılı Masada yaşanan 72 saatlik kriz sürecini iyi analiz etmek gerekiyor.
Hatırlayalım, Altılı Masadaki krizin yaşandığı o günlerde Türkiye hala deprem felaketinin yaralarını sarmaya çalışıyordu. İşte böyle bir ortamda bile Türkiye neredeyse felaketi unutmuş, masadaki krizi konuşur hale gelmişti. Felaketin bir saniyeliğine bile olsa unutulması elbette büyük bir talihsizlik… Ama bir gerçek de var ki Türkiye şu anda eşi benzeri görülmemiş bir yönetim krizi yaşıyor, deprem felaketiyle birlikte toplum bu acı gerçeği yakinen gördü ve resmen Altılı Masaya el koydu…
Ayrıca unutmayalım o günlerde sadece muhalefet medyasının değil, iktidar medyasının da tek gündemi Altılı Masa olmuştu neredeyse… İktidarla aynı dalga boyutunda yayın yapan gazete ve televizyonlar, “Yaşasın muhalefet dağılıyor, artık iktidarın önü sonuna dek açıldı, Cumhurbaşkanı Erdoğan şimdiden balkon konuşmasını yazmaya başlayabilir” havasındaydılar.
Muhalefette ise derin sessizlik ve umutsuzluk hakimdi, zira Altılı Masanın dağılması demek, iktidar değişiminin ebediyyen imkansız hale gelmesi anlamını taşıyordu.
Kısacası iktidar değişimine umut bağlayan kesimler, yaklaşık 72 saatlik krizin yani Millet İttifakı’nın yokluğunun ülkede yaratacağı boşluğun ne kadar sarsıcı olduğunu görmüş oldular. Bu yüzden de masa yeniden ayağa kalktığında Millet İttifakı bugüne kadar sahip olmadığı bir psikolojik üstünlüğe kavuştu. Ve bu vesileyle de masa, aynı zamanda kriz çözme kabiliyetini kanıtlamış oldu.
Hatırlayalım, Millet İttifakı’nın 6 Mart gecesi Saadet Partisi’nin önündeki büyük kalabalıkla birlikte verdiği o tarihi fotoğraf, geniş halk kitlelerinde umut dalgası yaratırken, Cumhur İttifakı’nda da telaşlı bir hareketliliği beraberinde getirdi.
Bugüne kadar 6’lı masanın altında başka ayaklar arayan iktidar cenahı, bir anda keskin bir U dönüşü yaparak Cumhur İttifakı’nı 6’lı, 7’li, hatta 8’li ittifaka dönüştürmek için müthiş bir hamle başlattılar.
Şimdilerde adını bile kimselerin hatırlamadığı ANAP ve DSP’den HÜDAPAR’a ve Yeniden Refah Partisi’ne kadar herkesin kapısını çalmaya başladılar. Artık Cumhur İttifakı da 7’li-8’li masa olduk diye övünebilecek!..
Bu telaş da gösteriyor ki AK Parti ilk kez bir seçime ’kaybetme duygusu’ yaşayarak giriyor. İktidarın bugüne kadar hiç yaşamadığı bu negatif duygunun en çıplak halini, özellikle AK Parti’nin etrafında konuşlanan medya ve belli grupların analizlerinde, açıklamalarında görmek mümkün.
Mesela AK Parti’nin yan kuruluşu gibi faaliyet gösteren bir araştırma şirketinin, kelimenin tam anlamıyla bir acziyet göstergesi olan şu değerlendirmesi… Genar Araştırma Başkanı İhsan Aktaş, Kahramanmaraş merkezli depremlerden sonra yaptıkları ankete göre vatandaşların kanaatinin 'CHP'nin arama kurtarma ve diğer konularda işi ağırdan aldığı' yönünde olduğunu iddia edebiliyor.
Oysa birazcık akıl ve mantıkla hareket eden herkes bilir ki ülkeyi bugün AK Parti iktidarı yönetiyor.
Kaybetme duygusu buralara kadar inmiş olmalı ki bir araştırma şirketinin başında yer alan bu zat, normal muhakeme yeteneğini bile kaybetmiş bulunuyor. Televizyonlarda iktidar için adeta kendilerini helak edercesine son kelimelerini cömertçe harcayan yorumcuların çaresiz hallerinden hiç söz etmiyorum bile…
Bu da gösteriyor ki Cumhur İttifakı’nın işi 14 Mayıs’ta hiç kolay olmayacak. Ama hemen belirtelim, Millet İttifakı için de henüz 14 Mayıs çantada keklik değil.
Evet Millet İttifakı şimdi daha güçlü ama 14 Mayıs’a hatasız ulaşmak şartıyla… Zira bundan sonra yapılacak büyük bir hatanın telafisi mümkün olmayabilir.