Ali Farka Toure ve çölün hüzün şarkısı...

Tüm kalbiyle, ruhuyla dans eden birini izlerken bütün bedeninin uyum içinde olduğunu sanki dans her şeyiymiş gibi bir estetik şölen duygusuna kapılırsınız. Tam o anda kocaman bir şiirin gizli ateşi düşer sanki içinize...

Galiba çölün Blues ritimlerini dinlerken de aynı valsin bir başka şöleninde buluyorum kendimi. Ve birden Ali Farka Toure’nin “In the Heart of the Moon” albümündeki şarkılar çölün o muhteşem dansına karışıyor.

“In the Heart of the Moon”, Malili efsanevi gitarcı ve Nehrin Blues Adamı Ali Farka Toure ve Mande sülalesinden gelen kora virtüözü Toumani Diabate’nin birlikte kaydettiği bir düet albümü. Yaptıkları işin, tam anlamıyla, sonuna kadar hakkını veren iki sanatçı, bol üretkenliğin aksine, nadir ama kaliteli üretim felsefesini benimsemiş iki sanatçı. Özellikle Ali Farka Toure’nin artık aramızda olmadığını düşündüğümüzde bu albümün yüreğimizde başka bir hüznün şarkısını başlattığını hissederiz.

“In The Heart Of The Moon”, Batı Afrika’da yer alan iki ana müzik damarını birleştiren bir köprü niteliğindedir. Bir yanda Ali Farka Toure’nin muhteşem vuruşları ile akan çöl blues ritimleri, diğer yanda ise kuzeyin Mande kültürünü hayata geçiren Toumani Diabate’nin korası…

Bilindiği gibi Afrika’da müzik, hayat alfabesinin ilk harfidir. Sözün başladığı noktada ilk nefes ritimdir ve hayatın kaynağına buradan ulaşılır. Bu coğrafyalarda müzik; bir kimlik ve çığlığın başlangıcıdır adeta. Ve Afrika halkları için müzik, son direniş kalesi ve çığlıklarının simgesidir. Dolayısıyla her ritimde öfkeleri, coşkuları, acıları ve sevinçleri gömülüdür.

Dans, ritim ve müzikle örülmüş hayatları, kelimenin tam anlamıyla bir Afrika resminin tasviri gibidir adeta… Dolayısıyla hayatın merkezinde her daim var olan ritim; dini, siyasi, sosyal ve kültürel bir varoluş hikayesidir aynı zamanda. Bu yüzden de dansı ve müziği hayatın dışında düşünmek mümkün değildir. Kısacası Afrika’da müzik, doğum ile ölüm arasındaki hayat yolunu anlamlandıran önemli bir unsur ve de bütün hayatı kapsayan kuvvetli bir rüzgârdır, ortak bir hafızanın, tarihin/tabiatın ve hayatı anlamlı kılan varoluşsal bir temsiliyetin belleğidir.

10 çocuklu Müslüman bir ailenin, en küçük çocuğu olarak Timbuktu’nun ücra bir köyünde dünyaya gelen Toure’nin en önemli albümlerinden birisi de “Savane” albümüdür. Savane, Hotel Mandé kayıt üçlemesinin sonuncusu olarak karşımıza çıkar. Bunlardan ilki, son Grammy’sini aldığı “In the Heart of the Moon”, ikincisi Toumani Diabate ve Symmetric Orchestra’nın “Boulevard de L’Independance”dır.

Ancak hemen belirtmek gerekiyor ki Ali Farka Toure hastalığının çok ilerlediği bir dönemde, yani ölüme yaklaştığı anlarda, bugüne kadar yaptığı albümlerin en damıtılmış ve en sadesini müzikseverlere bırakmıştır.

Bu albümden sonra Londra’da gitarist Ry Cooder ve Buena Vista Social Club’tan hatırlayacağımız basçı Orlando Cachaito Lopez’in katılımıyla kaydedilen Ali Farka Toure ve Toumani Diabate‘nin ikinci kora ve gitar kolaborasyonu olan “Ali and Toumani” albümü 2010 yılında piyasaya çıkmıştır.

Sanatçı uzun süreden sonra Niger nehri kıyısındaki köklerine döndüğü “Savane” albümünde tekrar ngoni gibi geleneksel enstrümanlara ve Songhai ve Fulani müzik kültürüne bir dönüş yapar. Onu hasta eden kemik kanseri, içinde büyürken o içindeki nehrin çocuğunu tekrar keşfeder adeta… Bu yüzden sadeleştikçe derinleşen bir vasiyetnameye gibidir sanki bu albüm. “Savane” ile ölüm kokusunu değil, yeni bir hayatın başlangıcını anlatır bize Ali Farka Toure.

“Machengoidi” isimli şarkısında Afrika halklarının insanlarına “Ülken için ne yaptın” diye sorarken, Hanana’da köklerine dönerek sünnet törenlerinde söylenen geleneksel bir şarkıyı günümüze taşır.

“Savane” albümünde dört ayrı dilde şarkı söyleyerek kendi kültürel köklerine uzanan bir ritim köprüsü kurar adeta.

Daha önceki albümlerinde kökeninin Mali müziği olduğunu hep savunduğu Amerikan Blues’una iyice yaklaşmışken bu albüm çöle, özüne dönüşün hikayesidir.

Tek kelimeyle “Savane”, nehrin çocuğunun hayatın içine üfürdüğü son nefes gibidir…

Birçok müzik otoritesi tarafından dünyanın en iyi gitaristlerinden biri olarak kabul edilen Ali Farka Toure ülkesi içinde daha yaşarken bir sembol haline gelmiştir.

YORUMLAR (4)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
4 Yorum